Âtıl mekânlara odaklanan bir proje: ‘Yıkıntılar Arasında’ sergisi açıldı

Proje kapsamında bu yıkımları ele alan 11 bağımsız sanatçı ile yapılan sergi, 23 Ağustos’ta Barın Han’da açıldı.

İsmini ve ilhamını Zabel Yesayan’ın aynı adı taşıyan kitabından alan ‘Yıkıntılar Arasında’ projesi, Culture Civic desteğiyle bağımsız sanatçılardan oluşan bir sergiyle hayata geçiyor. Proje, İstanbul’un Balat, Fener, Ayvansaray, Hasköy, Tarlabaşı, Dolapdere, Kurtuluş ve Samatya gibi semt ve mahallelerindeki âtıl mekânlara odaklanıyor. Proje, bu mekânların yıkımı üzerinde etkili olan politik şiddetin tarihsel, toplumsal, ekonomik ve siyasal sebeplerini ve boyutlarını araştırıyor.

‘Yıkıntılar Arasında’ üç ana başlıktan oluşuyor: Araştırma, sergi ve söyleşi serisinden meydana gelen proje, yıkılmaya mahkûm mekânlar hakkında bilgi, belge toplama ve arşivleme çalışmasına dayanıyor. Ayrıca, yıkımı ele alan farklı disiplinlerden 11 sanatçının proje için ürettikleri eserlerinden oluşan bir sergi de proje kapsamında sanatseverlerle buluşuyor. ‘Yıkıntılar Arasında’, yıkımı, farklı disiplinlerden akademisyenlerin katılımı ile kamuya açık bir alanda tartışmayı da amaçlıyor.

Proje kapsamında bu yıkımları ele alan 11 bağımsız sanatçı ile yapılan sergi, 23 Ağustos’ta Barın Han’da açıldı.

Yürütücülüğünü Servet Kaplan’ın yaptığı projenin sergi ayağında Anet Sandra Açıkgöz, Aşkın Ercan, Çisel Karacebe, Delal Eken, Eylem Ejder, Gonca Gezer, Nejbir Erkol, Ozan Özvatan, Rojhat Taşçı, Samim Kerem Sayın ve Umut Erbaş’ın işleri izleyiciyle buluşuyor. Resim, fotoğraf, video, ses, enstalasyon, performans gibi farklı disiplinlerden sanatçıları bir araya getiren sergi, 12 Eylül’e dek açık kalacak.

Proje, yıkımın bireyler ve topluluklar üzerinde yarattığı etkileri zorla yerinden edilme, mülksüzleştirme ve kentsel dönüşüm olgularıyla inceliyor. Yıkımı sadece mekânsal bir yıkım olarak değil, zamanın, bedenin ve dilin yıkımı olarak nesiller arası aktarımın kesilmesi, kültürel mirasın ve hafızanın yok edilmesi olarak ele alıyor. Bir dönem yaşam barındıran bu tekinsiz alanlarda, izi silinmeye çalışılan hafızanın izini, bireylerin ve toplulukların mekâna bıraktığı izlerden hareketle sürerek şiddet eylemlerinin sosyal, kültürel ve politik izdüşümlerini ortaya çıkarmayı hedefliyor. Proje, yıkıntılar arasında bir kent arkeoloğu gibi dolaşarak geçen yüzyıldan günümüze dek süreklilik arz eden şiddetin ve bizatihi tarihin en önemli metaforu olan yıkıntının, üzerini kazımayı ve karşı-belleği ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Tıpkı Benjamin’in Tarih Meleği gibi parçalanmış olanları yeniden bir araya getirmeyi hayal ediyor.

Kategoriler

Kültür Sanat Sergi