Aleksis Aleksandris’in kaybı üzüntü yarattı

Tarihçi ve diplomat, Yunanistan’ın eski İstanbul Başkonsolosu Aleksis Aleksandris hayatını kaybetti. Aleksandris’in kaybı kendisini tanıyanlarda, akademi ve diplomasi çevrelerinde üzüntü yarattı.

Aleksis Aleksandris 1950 yılında İstanbul’da, Beyoğlu’nda doğmuştu. Fener Rum Lisesi’ni bitirene kadar Beyoğlu ve Kurtuluş’ta yaşadı. İngiltere’ye yüksek öğrenime gitmiş; neredeyse 30 yıl görmediği şehrine, başkonsolos olarak geri dönmüştü.
Akademisyen Mehmet Ö. Alkan sosyal medya hesabında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye çok değerli bir dostunu, İstanbul ise çok değerli bir hemşerisini kaybetti... Türkiye’de de İstanbul’da başkonsolosluk yapmış olan tarihçi ve diplomat Alexis Aleksandris’i kaybettiğimizi dün Elisavet Kovi ve Ira  Tzourou’dan üzülerek öğrendim. Yalnızca barışa ve hakikate gönül vermiş bir diplomat değil, aynı zamanda Türkiye’nin gerçek bir dostu ve İstanbul’un da çok değerli bir hemşerisiydi”

Aleksandris 21 Ağustos Çarşamba günü Atina’da toprağa verildi. Cenazeye katılan Laki Vingas “Tarihçi, araştırmacı, diplomat İstanbul Beyefendisi Aleksis Aleksandri’i Atina’da ebediyete yolcu ettik. Artık doğduğu ve sevdiği şehre bir daha dönemeyecek. Bıraktığı eserler, hizmetler ve de kişiliği ile hep yad edilecek. Toprağı bol olsun” mesajını paylaştı. 

2003'te göreve başlayan Aleksandris 2008’de İstanbul’dan ayrılırken Milliyet gazetesine şunları söylemişti:

“Ben İstanbul’dan zor bir zamanda ayrılmıştım. 1974 Kıbrıs olayları vardı... Ondan evvel 1963’te sınıfımın yarısı Yunanistan’a göçmüştü. Bu içimde kalmıştı; bir ukte vardı. Yıllar geçti, İstanbul’a döndüm, bu hislerimle barıştım... Çok arkadaş edindim. Değişen Türkiye’yi gördüm. 60’lı yıllarda Rumları seven çok az insan vardı, çok üzülürdüm. Şimdi Rumları seven çok insan var, Yunanistan’ı seven çok insan var. 1959’dan sonra ilk kez bir Yunan Başbakanı Türkiye’yi ziyaret etti. Harika bir ziyaretti. Bir de Papa ve Patrik’in buluşması unutulmazdı. Ama en önemlisi, 2004’te, Fener Rum Lisesi’nin 550’inci yılını kutladık. Bu kadar eski bir okul var mı? 1969 mezunları 24 kişiydik. O gruptan burada dört kişi kaldı, diğerleri dünyanın her yerinde. 19 kişi toplandık, eski anıları canlandırdık. Sınıfımda tahta masaya kazıdığım ismimi bile buldum...”

Aleksis Aleksandris, 2028 yılında T24'e verdiği röportajda 6-7 Eylül 1955 pogromundan da bahsetmişti. Aleksandris o gün annesi ve babasının evi açmak için İstanbul’a indiğini ve kendisinin babaannesiyle Heybeliada’daki evde kaldığını söylemiş ve şöyle devam etmişti: “İstanbul’a indiğimdeki görüntüyü unutamıyorum. Cihangir’deki evimize bir şey olmadı çünkü ev sahibimiz Müslümandı ama babamın Karaköy’deki dükkânı tahrip edilmişti. Pazar günü ayin için ailecek Aya Triada Kilisesi’ne gittik. Kilise harap haldeydi. Sonra büyük bir kalabalık halinde oradan İstiklal Caddesi’nde bulunan Panaya Kilisesi’ne gittik. Beyoğlu harap haldeydi.”

Kategoriler

Toplum