Yargıtay'dan dönen Dink Cinayeti Davası 11 Ekim'e ertelendi

Kamu görevlilerinin yargılandığı ve bazı sanıklar açısından Yargıtay'ın yeniden yargılama kararı verdiği Dink Cinayeti Davası'na devam ediliyor. Dink ailesi avukatlarından Hülya Deveci Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Engin Dinç gibi isimler için suç duyurusu talebinde bulundu. Duruşma 11 Ekim'e ertelendi.

Kamu görevlilerinin yargılandığı Hrant Dink Cinayeti Davası 2021'de sona ermişti.

Mahkeme Dink Ailesi avukatlarının taleplerinin büyük bölümünü karşılamadığı için avukatlar davayı Yargıtay'a taşıdılar, ancak Yargıtay'ın da taleplere karşılık vermemesi üzerine dava AYM'ye taşınmış durumda.

Ancak Yargıtay bazı sanıklar açısından bozma kararı vermişti. Bu kapsamda  yargılanan 7’si tutuklu 15 kamu görevlisi geçen duruşmada dördüncü kez hakim karşısına çıkmıştı.

Davada yargılanan isimler şöyle:  Ali Öz, Bekir Yokuş, Faruk Sarı, Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Mehmet Ayhan, Mehmet Ali Özkılıç, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek, Onur Karakaya, Osman Gülbel, Şükrü Yıldız, Veysal Şahin, Volkan Şahin ve Yavuz Karakaya.

Önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısı Süleyman Erturan esas hakkındaki mütalaasını verdi. Sanıklar Veysal Şahin, Ali Öz, Gazi Günay, Hasan Durmuşoğlu, Mehmet Ayhan, Okan Şimşek, Onur Karakaya, Osman Gülbel’in "tasarlayarak kasten öldürme" ve "Anayasa'yı ihlal" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Bugün ve yarın sürecek duruşmada Dink Ailesi avukatları savcılık mütalaasına karşı mütalaalarını sundu.

Kapsamlı bir dilekçe sunan Dink  Ailesi  avukatlarından Hülya Deveci,  soruşturma safhasındaki  eksiklere dikkat çekti, cinayete giden yolun gereğince soruşturulmadığını, Dink için İstanbul'da koruma önlemlerinin alınmadığırı vurguladı.

Deveci mütalaasının sonunda "Celalettin Cerrah, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay, Engin Dinç, Ercan Demir, Muhittin Zenit, Sabri Uzun ile  Hacı Ömer Ünalır haklarında Mahkemeniz tarafından  TCK'nın 309. maddesinden suç duyurusunda bulunulmasına, Volkan Şahin'in de TCK'nın 83. maddesinden cezalandırılmasına karar verilmesini talep ederiz"  dedi.

Dilekçede "Metin Yıldız, Hüseyin Yılmaz, Ergün Yorulmaz, Ünsal Gürel, Cevat Eser hakkında aynı maddeden verilen beraat kararı 'yasal olarak' kesinleştiği için her ne kadar talepte bulunulmasa da aynı suç kapsamında sorumlu oldukları düşünülmektedir" dendi.

(bkz: Dink Ailesi avukatlarının dilekçesinin tamamı)

Duruşma sanıkların  savunmalarıyla devam ediyor.

Dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlisi Veysal Şahin kamu görevlilerini  yargılandığı davanın iddianamesinde Jandarma Haber Elemanı Coşkun İğici’nin, Yasin Hayal’in Hrant Dink’i öldürmek için silah ve para aradığı bilgisini ilettiği isimler arasında geçiyor.

Veysal Şahin savunmasında şunları söyledi: . “Trabzon jandarmasında uzman çavuştum yetkim sınırlı. Biz aldığımız bilgiyi üstümüze anlattık. Yetki ve sorumluluk sahibi amirlerim görevini yerine getirmedi. Emniyetin zaten haberi varmış. Cinayeti engellemediler. Ceremesini ben çekiyorum.”

“Allah onların belalarını versin, bu hain darbe girişiminden dolayı burada olduğumu düşünüyorum. Ben aldığım bilgiyi vakit geçirmeden üstlerime bildirdim. Keşke hiç öğrenmeseydim diyorum. Gerçekler ters yüz edildi bu davada”

“İstanbul jandarmasını tanımıyorum. İstanbul’a görevli giden jandarma ekibiyle ilgim yok. Kimseyle müşterek hareket etmedim. Cinayet sonrası düzenlenen sahte haber raporlarını yapanlar belli. Altında amirlerimin imzası var.”

“Bizim 6 ay önce aldığımız ve ilettiğimiz bilgileri sanki cinayetten bir gün sonra öğrenilmiş gibi gösterdiler. Komutanlarımız Albay Ali Öz ve Yüzbaşı Metin Yıldız’ın baskısıyla ve talimatıyla müfettişlere ben de diğer arkadaşlar gibi yalan ifade verdim”

“Ben 2008’den beri anlattım bunları. Benim cinayeti engellemeye imkanım yoktu. Savcının işlediğimi söylediği suçları okuyunca şaşırdım. Daha önceki dava süreci göz ardı edilmiş. Ben ceza alınca eğer bu cinayet aydınlanacaksa vereceğiniz cezaya razıyım.”

“25 yıl hapis cezası verildi bana. Benim Ali Öz ile bir diyalogum yok. Okan Şimşek ve Gazi Günay ile birlikte göreve çıkardık. İstanbul’da keşif faaliyetine katılmadım. Ogün Samast’ı hiç tanımam. Metin Yıldız beraat etti. Oysa biz onun emri altındaydı”

“Trabzon jandarması istihbarat toplantısında aldığımız ve üstümüze ilettiğimiz istihbari bilgi dile getirilmiştir. Benim toplantıya katılma yetkim yoktu. Başka yapabileceğim yoktu. Anayasal düzeni ortadan kaldırmayla ilgim yok. Hayatımı kararttılar.”

Dünkü  duruşmada Gazi Günay ve Onur Karakaya da  beraatlerini talep ettiler.

Duruşmada ikinci gün

İkinci gün (17 Temmuz) Trabzon jandarmasından Okan Şimşek'in savunmasıyla başladı. Şimşek  cinayet işleneceği  bilgisini 6 ay önce Coşkun İğci’den alan kişilerden.

Şimşek şunları söyledi: “yüzbaşı Metin Yıldız benim kendisine verdiğim Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’in öldürüleceği bilgisini  asayiş toplantısında aktardı. Komutan albay Ali Öz bunu sonra görüşürüz diye konuyu kapattı.”

“Cinayet hazırlığı ile ilgili Temmuz 2006’da aldığımız tüm bilgiyi şube müdürümüz Metin Yıldız’a ve istihbarat şube müdürü Hüseyin Yılmaz’a aktardık. Konuyla ilgili tedbir almak üstlerimizin göreviydi.”

"Daha sonra Metin Yıldız’a konuyu hatırlatıp ne yapılacağını 2 kez sordum. Bu konuda toplantı yapılacak size talimat gelecek dedi komutanım. Böyle bir toplantı hiç yapılmadı.”

“Cinayetin önlenmesine ilişkin sorumluluk benim değil. Hiçbir şey yapmayan ve aldığımız istihbaratı cinayetten 1 gün sonra alınmış gibi rapor yazdıran şube müdürüm Metin Yıldız bu davadan beraat etti."

“Hrant Dink’in evine ve işyerine keşif amacıyla biz gitmedik. Coşkun İğci zaten Hrant Dink’in ev ve işyeri krokileri ile fotoğraflarının Yasin Hayal’de mevcut olduğunu ve kendisine gösterdiğini bize söylemişti.”

Okan Şimşek'in avukatı ise “Hrant Dink’in öldürüleceğinden neredeyse herkesin önceden zaten haberi var. Evraklarda var. MİT’in Genelkurmay’ın haberi var. Evi, işyeri adresi internette vardı. Trabzon’dan keşfe gitmeye ne gerek var? Bu iddia tamamen asılsız.” dedi.

Ali Öz'ün ifadesi

Ev hapsinde olan Dönemin Trabzon Jandarma Komutanı Ali Öz ise ifadesinde şunları söyledi: 

"Şifahi olarak bana aktarıldığı iddia edilen cinayete hazırlık bilgisi bir rapora yazılmamış. Önemliyse derhal kayda geçirilip bana iletilmesi gerekirdi. Şube müdürünün yapması gerekirdi. Coşkun İğci kayıtlı haber elemanımız değil.”

"Görüşen arkadaşlar o gün iki satır yazsalardı hiç bu işe muhatap olmayacaklardı. Alınan ham bilgi istihbarat haline getirilmemiş. Şube müdürü yüzbaşı Metin Yıldız komutana söyledim sonra özel görüşürüz dedi diyor. Sonra da odada konuşmuşuz…”

“Bilgi notu verdim diyor şube müdürü. Böyle bir giriş olsa komutanlığa kadar kaydı gider ve müfettişler bize sorardı bunu. Bir kayıt ve belge yok. Benim bölgede geniş sorumluluğum vardı. Onların yapacağı işi ben mi yapacaktım yani?”

“Araştırmaya devam edin demişim. Bana gelen sonra bir bilgi yok. Hiç bir adım atılmamış ve kayıt tutulmamış. Bu işleri yapmak için uzman görevlilerden oluşan şubelerimiz var.  Bir cümlelik bilgiyle olmaz…”

"Cinayetten sonra haber kayıt formu yazılması için emir vermedim. Ben görmedim ve imzalamadım. Burada silah ve para var. Bunlar ilk bilgide yoktu. Sonradan belki elde ettiler. Müfettiş gelir diye belge düzenlemek zorunda kalmışlardır.”

"Cinayetten sonra müfettişler Trabzon’a geldi ve inceleme yaptı. Hakkımda soruşturma izni verilmedi. Sorumluluk yüklenmedi bana. Sorumlu olan Metin yıldız beraat etti, bana ceza verildi…”

"Trabzon emniyeti Hrant Dink ile ilgili bize hiç bir bilgi paylaşmadı."

Tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, annesinin hastalığı nedeniyle izin talep eden ev hapsindeki Ali Öz’e üç gün izin verdi. Tutuklu sanıklar Yavuz Karakaya ve Muharrem Demirkale’nin esas hakkındaki savunmalarının gelecek celse alınmasına karar veren mahkeme davayı 11 Ekim saat 10:00’a erteledi.

(Ajanslar,  Bülent Aydın/Hrant'ın Arkadaşları, P24)

Kategoriler

Güncel