Tarihçi Vahé Tachjian’ın başkanlığında bir grup tarafından hayata geçirilen Houshamadyan,Ermeni belleğini ve yaşamını hatırlamak ve korumayı amaçlıyor.
ROBER KOPTAŞ
rober.koptas@agos.com.tr
2011 Kasım’ında kullanıma açılan internet sitesi Houshamadyan.org, Osmanlı Ermenilerinin tarihsel mirasının farklı boyutlarını yansıtan eşsiz bir birikimi gözler önüne seriyor. Tarihçi Vahé Tachjian’ın başkanlığında bir grup tarafından hayata geçirilen Houshamadyan, Anadolu’nun farklı yerlerindeki Ermeni yerleşimlerini, topluluklarını, sosyal, kültürel, tarihsel boyutlarıyla ve fotoğraflar eşliğinde anlatıyor. Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği Diyarbakır ve Çevresi Ekonomik ve Toplumsal Tarihi sempozyumu için Türkiye’ye gelen Vahé Tachjian’la, Houshamadian projesini konuştuk.
‘Houshamadyan’ (Türkçe yazımıyla Huşamadyan), Ermenicede ‘anı albümü/kitabı’ anlamına geliyor. Bu ad, 1915’te yaşadıkları yerlerden koparılan Ermenilerin, daha sonraki yıllarda memleketlerine duydukları özlemle kaleme aldıkları yöresel anı kitapları ve monografiler için kullanılıyor. 2010’da Berlin’de kurulan Houshamadyan Derneği tarafından hayata geçirilen internet sitesi ise, Ermeni belleğini ve yaşamını hatırlamak ve korumayı amaçlıyor.
Bağışçıların maddi yardımlarıyla ayakta duran Houshamadyan’ın hayli şık bir tasarımı var. Bu tasarımı, son yıllarda özellikle Depo’daki sergileriyle dikkat çeken Silvina Der-Meguerditchian hazırlamış. Ekipte ondan ve Tachjian’dan başka, tarihçi Elke Hartmann, kütüphaneci Meline Pehlivanyan ve çevirmen Ara Stepan Melkonian da var. Houshamadyan, farklı yörelerin tarihiyle ilgilenen tarihçilere hazırlattığı makaleler etrafında, o yörelerin günlük yaşayışına, mimarisine, sanatına, sosyal hayatına, zanaatlarına, kıyafetlerine dair görsel malzemeyi de bir araya getiriyor.
Vahé Tachjian, şu anda mesaisinin tümünü Houshamadyan için harcıyor. Projenin başlangıcında ise, kökleri Antep’e dayanan bir ahbabının ailesinin tarihini öğrenmek için yaptıkları sohbet ve araştırmalar var. Sitenin temel kaynakları arasında, çeşitli Anadolu kent ve yerleşimleri hakkındaki, sayıları yüzlerle ifade edilen Ermenice kitapların yanı sıra, farklı dillerde seyahatnameler, süreli yayınlar, otobiyografiler yer alıyor. Houshamadyan’da müzik kayıtlarına da, sözlü tarih görüşmelerine, eski fotoğraflara, resimlere, belgelere de yer veriliyor.
Tachjian, Osmanlı topraklarında Ermenilerin yaşadığı her bölgenin ilgi alanlarına girdiğini, genelde yapıldığı gibi sadece tarihsel Ermenistan veya Kilikya bölgesine yoğunlaşmayacaklarını ifade ediyor. Yani Adapazarı Ermenileri de, Kudüs, Halep, Şam, İzmir ve İstanbul Ermenileri de ilgi alanlarına dâhil. Houshamadyan, tüm dünyadan yapılacak katkılara açık. İsteyenler, ekibe kitap, fotoğraf, ses ya da görüntü kaydı veya anılarını göndererek yardımcı olabilir.
Site için öncelikle Palu yöresinin tarihi araştırılmış. Şu sıra Maraş bölgesi üzerine çalışıyorlar; sırada ise Van var. Houshamadyan İngilizce ve Ermenice yayın yapıyor ama en kısa sürede Türkçe sayfaları da hayata geçirmek istiyorlar. Tachjian Türkçe yayın yapmanın kendileri için çok önemli olduğunu, sitenin daha şimdiden Türkiye’den çok sayıda ziyaretçisi olduğunu söylüyor. Türkiye’de insanların, yaşadıkları kentin veya köyün tarihi hakkındaki bilgiye olan merakının siteye olan ilgiyi artırdığını söyleyen genç tarihçi, Türkçe yayın yapmanın bu ilgiyi katlayacağına inanıyor. Houshamadyan ekibi bu konuda mali desteğe ve özellikle Türkiye sivil toplumundan uzanacak bir dostluk eline ihtiyaç duyuyor.
Kozan’da şimdilerde otel olan Yaverin Konağı dedesine aitti |
Vahé Tachjian Beyrut doğumlu. 1990’lı yıllarda Ermenistan’da tarih okuduktan sonra Belçika’da yüksek lisans, Paris’te doktora yaptı. Suriye’de Fransız mandası döneminde azınlıkların durumuyla ilgili doktora tezi Fransızcada kitap olarak yayımlandı. Çeşitli kitaplara katkıda bulundu, çok sayıda makale kaleme aldı. Anne tarafından ailesi Sis’e (Kozan), baba tarafı ise Urfa ve Sivas’a dayanıyor. 1915’ten sonra ailesi Halep, Beyrut, Kıbrıs’a ve oradan da dünyanın dört bir yanına dağılmış. Yıllar yılı ailesinden Kozan’daki evleri olan Yaverin Konağı’nın hikâyesini dinledikten sonra, bir gün, bir broşürde, dedesinin doğduğu konağın bugün sağlam olduğunu ve aynı isimle otel olarak hizmet verdiği bilgisine rastlamış. Broşürde, evin ilk sahibi olarak, büyük büyükbabası Krikor Mıcırıkyan’ın Bu sarsıcı olayın verdiği iç sıkıntısıyla, şu an için Kozan’a gitmeyi hiç düşünmediğini söylüyor. Nedenini anlatması zor. Babasının memleketi Sivas’ı görmek için hiçbir istek duymayan biri olarak, onu anlayabiliyorum. Geçmişin karabasanları kimi zaman insanın elini kolunu bağlıyor. Yine de, Yaverin Konağı’nı çok kafaya takıyor gibi görünmüyor, “Kafam Houshamadyan’la o kadar meşgul ki, sanki fotoğraflarını gördüğüm bütün evler benimmiş gibi hissediyorum” diyor. |
(Bu haber, Agos gazetesinin 18 Kasım 2011 tarihli sayısında yayımlandı.)