“Deniz Gezmiş’in Yaşamı ve Mücadelesi” adlı çalışma, fotoroman başlığıyla ve formatıyla okuyucuyla buluştu. Ali Cabbar’ın uzun uğraşılarla gazete arşivlerinden derlediği tarih yolculuğu, bol görsel malzemeyle okura sunuluyor. Çalışmanın başlangıç noktası, Deniz Gezmiş’in de doğum tarihi olan 1947 yılı.
1968 yılı, Paris’te çakan kıvılcımın önce tüm Avrupa’da, ardından da dünyada bir yangına dönüşen gençlik hareketlerinin simgesel tarihidir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasının Avrupa’sında gençlik, egemen düzene karşı tepkisini öncelikle üniversitede reform talepleriyle dile getirmiş, ardından işçi sınıfı emeğin talepleriyle bu akıma katılmıştı. Sovyet tankları Prag’da, Dubçek yönetimini Kızıl Ordu’yla ezerken, ABD emperyalizmi Vietnam’da özgür bir halkı boğazlama çabasındaydı. Ne oldu, nasıl olduysa Joan Baez’ın, Bob Dylan’ın türküleri Türkiye’de Aşık İhsani, Aşık Mahsuni veya Ruhi Su’nun nefesiyle kesişmiş ve Türkiye’de de gençlik hareketi önce üniversiteleri sonra siyaset meydanını sallar hale gelmişti.
Şimdi bu döneme farklı bir bakış açısıyla bakan bir kitap var. Boyut Yayınları tarafından yayınlanan “Deniz Gezmiş’in Yaşamı ve Mücadelesi” adlı çalışma, fotoroman başlığıyla ve formatıyla okuyucuyla buluştu. Ali Cabbar’ın uzun uğraşılarla gazete arşivlerinden derlediği tarih yolculuğu, bol görsel malzemeyle okura sunuluyor. Çalışmanın başlangıç noktası, Deniz Gezmiş’in de doğum tarihi olan 1947 yılı. O tarihten 6 Mayıs 1972’ye uzanan bir zaman diliminde Türkiye tarihini gözler önüne seren bir çalışma bu.
Bugün dahi anıldığında “Darağacında Üç Fidan” çağrışımıyla Türkiye toplumunda birçok insanın yüreğini sızlatan bir yaşam öyküsünü prestij bir kitaba dönüştürmek kutlanması gereken bir çaba. İlgiyle okudum. Emeği geçen herkesi tebrik ederim. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişinin 51. yıldönümünün hemen öncesinde yayınlanan çalışma, ayrıca anlamlı.
