Ermenistan Zoryan Enstitüsü Uluslararası Araştırma ve Geliştirme Vakfı Başkanı Mari Hovhannisyan, Prof. Dr. Taner Akçam'ın 20 Ağustos 2022'de Agos gazetesinde ve internet sitesinde yayınlanan ve Prof. Dr. Vahakn Dadrian'ın mezarına Ermenistan'da gerekli ilginin gösterilmediğini konu edinen yazısına yanıt olarak gazetemize bir mektup göndermiştir. Mektup aşağıdaki gibidir.
Sayın Editör,
Lütfen, 20 Ağustos 2022 tarihinde yayımladığınız, Profesör Akçam’ın ‘Vahakn Dadrian’a hak ettiği saygının gösterilmesi ve özür dilenmesi için çağrı’ başlıklı yazısı için görüş yazısına bakınız.
Prof. Akçam’ın yazısı, maalesef, yazı işleri ekibiniz tarafından, anlattığı hikâyenin farklı bir yönü olup olmadığını tespit etmeye dönük herhangi bir araştırma yapılmaksızın, gazeteciliğin gerektirdiği incelemeye tabi tutulmaksızın, Türkiye’de, Agos’ta, Türkçe olarak yayımlanmıştır.
Akçam’ın Agos’ta yayımlanan makalesi suçlayıcı ve küçümseyici bir nitelik taşıyor; Ermenistan Cumhuriyeti’ne, kurumlarına ve Vahakn Dadrian’ın defnini idare eden, Başbakanlık koordinasyonundaki Özel Defin Heyeti’ne yönelik hakaretler içeriyordu. Prof. Akçam, yazısında ayrınca, Dadrian’ın defni için kurulan özel devlet heyetinde yer alan yüksek düzeydeki hükümet yetkililerinden ve [çeşitli] kuruluşların yöneticilerinden özür talep etmeyi kendine hak görmektedir.
Yazı işleri ekibiniz, basit bir araştırmayla, Prof. Akçam’ın Facebook sayfasında, Ermenistan Cumhuriyeti’ne, ülkenin kurumlarına ve hatta halkına yönelik küçümseyici ifadeler içeren, benzer bir yazının paylaşılmış olduğunu ortaya çıkarabilirdi.
Editörleriniz, bu süreçte, Prof. Akçam’ın Facebook gönderisine cevaben, Ermenistan Zoryan Enstitüsü Müdürü sıfatıyla yaptığım açıklamaya* ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından paylaşılan Twitter gönderisine de denk gelebilirdi:
“Elimizde olmayan nedenlerle (savaş, COVID-19 pandemisi, vs.) Profesör #Dadrian’ın Pantheon’da bulunan mezarı için mezartaşı hazırlama çalışmaları ertelenmiştir ancak kısa süre içinde yeniden başlayacaktır.”
Agos, Hrant Dink’in olağanüstü gazetecilik standartlarına bağlı kalarak, Prof. Akçam’ın yazısını cevaben kaleme alınmış olan, Ermenistan Zoryan Enstitüsü’nün metnine ve Ermenistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın Twitter gönderisine bu imkânı tanımalı, Prof. Akçam’ın yazısıyla yan yana yer vermeliydi. Bu açıklamalar, okuyucularınızın durumu tam ve eksiksiz şekilde anlamalarını sağlayacak birer eleştirel bilgi kaynağı teşkil edecekti. Prof. Akçam’ın iddialarına karşı çıkan bir görüşe yer verilmemesi, ona mevcut durumu sansasyon hâline getirmesi için bir platform sunulması sonucunu doğurmuştur.
Ekte benim yazımı ve Ermenistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını bulabilirsiniz.* Sizden, okurlarınıza, bu açıklamaların tamamını, bu mektupla birlikte, hem Türkçe hem de İngilizce olarak yayımlamanızı önemle rica ediyoruz.
Ermenisten Zoryan Enstitüsü’nün müdürü olarak, Prof. Taner Akçam’ın iddialarına ve taleplerine cevaben neden bir açıklama yayımladım?
Ermenistan Zoryan Enstitüsü’nün müdürü olarak, Prof. Taner Akçam’ın, Agos gazetesi tarafından yayımlanan görüş yazısında, özellikle de doğrudan doğruya Ermenistan Cumhuriyeti’nden ve kurumlarından söz ederken kullandığı dili ve tonu uygunsuz ve siyasi açıdan taraflı buldum. Bu görüş yazısı, Vahakn Dadrian’ın mezarı hakkındaki durumu ve atılacak adımları açıkça ortaya koyan, Ermenistan Zoryan Enstitüsü adına benim yaptığım resmî açıklamanın ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün yaptığı açıklamanın sonrasında yayımlandı.
Prof. Akçam’ın da çok iyi bildiği üzere, merhum Prof. Vahakn Dadrian –1999’dan itibaren– yirmi yıl boyunca Zoryan Enstitüsü Soykırım Araştırmaları [Bölümü] Yöneticisi olarak görev yapmıştı ve Enstitü’nün ve üyelerinin yakın dostuydu. Prof. Akçam, Zoryan Enstitüsü’nün, Prof. Vahakn Dadrian’ın gayretleri ve bağlantıları sayesinde, başında merhum Stephan Feinstein’ın bulunduğu, Minnesota Üniversitesi’ne bağlı Holokost ve Soykırım Araştırmaları Merkezi ile akademik ilişkiler kurduğunu da bilmektedir. Prof. Akçam’a Minnesota Üniversitesi’nde, ders verme zorunluluğu olmaksızın, yıllarca sürecek bir iş imkânı sunulması, Zoryan Enstitüsü’nün ve Prof. Dadrian’ın bu bağlantıları aracılığıyla olmuştur. Prof. Dadrian’ın başkanlığındaki Zoryan Enstitüsü Yönetim Kurulu, bu süre boyunca, Prof. Akçam’ın [bu] alandaki ilk dört kitabının yayımlanmasına, araştırma görevlileri, editörler, çevirmenler ve finansman temin ederek destek olmuştur.
Konunun evveliyatını da göz önünde bulundurarak, Akçam’ın bu son görüş yazısı hakkında sessiz kalamadım. Prof. Akçam’ın sosyal medya hesaplarını takip eden ve Agos gazetesi abonesi olan tüm okurlara, Dadrian’la ve Dadrian’ın defin işlemleriyle ilgili bu açıklamaların hatalı araştırmalarla yayımlandığını ve uygunsuz olduğunu son derece açık biçimde bildirmek isterim.
Bu açıklamaların, Prof. Akçam ve ekibinin, Prof. Dadrian’ın mirasını kendilerinin taşıdıkları yönündeki, aniden ortaya attıkları iddialara ve Ermenistan’a, kurumlarına ve halkına yönelik hakaretlerine son vermelerini sağlamasını umuyorum.
Mari Hovhannisyan,
Ermenistan Zoryan Enstitüsü Uluslararası Araştırma ve Geliştirme Vakfı Başkanı
(Mektup İngilizceden Türkçe'ye çevrilmiştir)
*Bir bardak suda fırtına
Profesör Vahakn Dadrian, Ağustos 2019’da, kendi vasiyeti doğrultusunda ve ailesinin rızasıyla Ermenistan’da defnedildi. Ermenistan hükümeti, Washington DC’deki elçiliği vasıtasıyla ve Ermenistan Zoryan Enstitüsü’nün desteğiyle, gereken finansal ve diğer tüm düzenlemeleri yaparak, müteveffa profesörün küllerinin Yerevan’a nakledilmesini sağladı.
Hükümetin kurduğu özel cenaze komitesi, Ermeni ulusunun kahramanlarının ve önde gelen çocuklarının ebedî istirahatgâhı olan Yerevan Şehir Mezarlığı’nda bir mezar yeri temin etti.
O zamanki Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor Bakanı Araik Harutyunyan tarafından Ermenistan’da düzenlenen devlet cenaze töreni, dönemin Parlamento Başkanı Ararat Mirzoyan ile Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsaganyan’ın öncülüğünde, bakanlık düzeyinde hükümet görevlileri, aile üyeleri, devlet ricali ve akademik camianın katılımıyla, Ulusal Bilimler Akademisi’nde yapıldı.Ermenistan, COVID-19 salgını ve 2020’de yaşanan Karabağ Savaşı sırasında, bu iki kriz nedeniyle elim bir şekilde yitirdiği binlerce aydınlık evladını toprağa vermekle ve her biri için uygun mezartaşı dikmekle meşguldü. Bu nedenle, ne yazık ki, Panteon’daki mezarlar için mezartaşı hazırlanmasına yönelik çalışmalarda gecikmeler yaşandı.
Bu konuyu kamusal olarak tartışmaya açanlardan, teyit edilmemiş bilgileri yaymamalarını ve gereksiz yorumlarda bulunmamalarını önemle rica ediyoruz; bu, bir bardak suda fırtına koparmaktan başka bir işe yaramayacaktır.”