Büyük bir ihtimalle Le Pen ikinci turu kazanamayacak, ama oylarındaki yükseliş artık Fransa'da aşırı sağın ve beyaz milliyetçiliğin görmezden gelinemeyeceğinin göstergesi.
Fransa'da ilk tur seçimlerin yarı sürprizli sonuçlarından sonra Cumhurbaşkanının belirlenmesi süreci 24 Nisan'daki ikinci tura kaldı.
İlk tur sonuçlarında göre Macron (%27.6) ve aşırı sağcı lider Le Pen (%23.4) bir sonraki turda yarışacaklar. Sol oyların kanalize olduğu aday Jean-Luc Mélenchon % 22'de kaldı. Paris Belediye Başkanı bir başka 'sosyalist' Anne Hidalgo, % 1.8 ile bu alanda herhangi bir geleceğinin olmadığını gösterdi.
Bu sonuçları biraz irdeleyip ilk turun sonucundaki matematiğe bakalım biraz. Macron, Le Pen ve Mélenchon’un üçü de oylarını 2017 seçimlerine göre %2 ile %3 oranında arttırmış gözüküyor.
Ipsos araştırma şirketine göre seçime katılmama oranı ise %26'da kalmış. 2017'de bu oran %23'tü. Bu veriler ana akım partilerin, sol ve sağ ayrımının Fransa'da artık seçmende bir karşılığı olmadığını da gösteriyor.
Katılım oranında az bir düşüş yaşanmasına karşın Macron ve Le Pen'in tekrar ikinci tura kalıyor olması ülkedeki keskin ayrımın isimler üzerinden yaşandığını gösteriyor.
Le Pen'in planı
Son üç seçimde yükselişte olan aşırı sağcı Marine Le Pen bu seçimlerde kazanmak niyetinde.
Fransa ve Belçika gibi ülkelerde aşırı sağ ve aşırı solun parlamento dışında kalması için kurulan bir sistem var: 'Cordon Sanitaire' (Kelime anlamı ‘sıhhi kordon’ ama biz ona güvenlik kordonu diyebiliriz)
Politikada, 'Cordon Sanitaire', belirli siyasi partilerle işbirliği yapmayı reddetmektir. Bunun nedeni genellikle söz konusu partinin kabul edilemez veya aşırılıkçı olarak algılanan bir ideolojiye sahip olması. Mesela Belçika'da aşırı sağcı 'Beyaz' Flaman ayrılıkçı parti “Vlams Blang” bu pakt sebebiyle yıllarca meclise giremedi. Aşırı solcu komünist PTB de.
Ancak Flaman halkı kurduğu NVA (Yeni Flamanlar) partisi ile bu kordonu delmeyi başarabildi ve şu anda hükümet ortağı.
Fransa'da da Le Pen son üç seçimlerde tarihsel olarak partisine ve Fransa'daki aşırı sağa uygulanan bu güvenlik kordonunu delmeye çalışıyor. Üçüncü denemede artık bunu başardığını söyleyebiliriz.
Büyük bir ihtimalle Le Pen ikinci turu kazanamayacak, ama oylarındaki yükseliş artık Fransa'da aşırı sağın ve beyaz milliyetçiliğin görmezden gelinemeyeceğinin göstergesi. Zannımca yapay aday 'Zemmour' da bu planın bir parçasıydı.
%7.1 oy alan Zemmour seçimin hemen ardından seçmenlerine yaptığı açıklamada “Madam Le Pen'e oy vermelisiniz” dedi.
Le Pen’deki değişim
Peki Le Pen 2017'den bu yana söylemlerinde neyi değiştirdi?
Öncelikle bazı ayrımcı politikaların kendisine milliyetçi kesimden bile oy getirmeyeceğini anladı. Mesela mülteci karşıtlığını kampanya döneminde hiç konuşmadı ve kullanmadı. Kötü çocuk imajını Zemmour'a bıraktı. İkinci tura kalırsa Zemmour'un oylarını alabileceğini biliyordu.
Öte yandan 'Zenginlerin başkanı' imajı ile oldukça eleştirilen Macron'un bu alanı boş bırakmasından yararlanarak işçilerin maaşlarının iyileştirilmesi konusunu, çiftçilerin sorunlarını kampanyasına aldı. Yani Le Pen insanların ceplerine oynadı.
Kriz sırasında herkesin buna bakacağını biliyordu. Şimdi de oy vermeyen %26'ya oynuyor.
Le Pen ilk tur sonrasındaki açıklamasında sandığa gitmeyenlerin oylarına talip olduğunu söyledi ve onları sandığa çekmeyi umduğunu açıkladı.
Ana akımın ölümü
Fransa'daki bu sonuçların bir başka göstergesi ise ana akım siyasetin öldüğü. Ne liberaller ne sosyalistler ne de cumhuriyetçiler varlık gösterebildi. Yeşiller bile.
Bu da Fransa'da insanların günlük yaşamda kendileri için o gün iyi gelecek kişiye oy verdiğini gösteriyor. Cumhuriyetçi Valérie Pécresse'in %5'lik oyu partisinin tarihine bir utanç hanesi olarak yazıldı bile.
Macron'un ikinci turu kazanabileceği senaryosunda en büyük rol, sol oyların aktığı “Boyun Eğmeyen Fransa” diye çevirebileceğimiz hareketin lideri Fas doğumlu siyasetçi Jean-Luc Mélenchon.
Mélenchon'un %22 oyunun Macron'a gitmesi bekleniyor. Mélenchon ilk tur sonrasında seçmenlerine seslenerek “Le Pen'e bir tek oy bile vermemelisiniz” dedi. Ama Macron'un adını açıklamasında anmadı. Bu da seçmenlerinin beklentilerini düşürdü.
Açıktan destek vermemesi ikinci tura kadar yapılacak yeni bir tv tartışmasında bazı sol oyların Le Pen'e kayabileceği kaygısını yaratıyor.
Peki ‘Sol'dan Le Pen'e oy gelir mi? Tartışılır. Ancak Macron'un 'zenginlerin başkanı' imajı nedeniyle tepki oylarının %10'lere çıkabileceği sonucu çıkmış IPSOS'ta.
Eğer bu gerçek olursa ikinci turda %51 Macron’a karşılık %49 Le Pen görebiliriz. Bu da Fransa tarihinde görülmemiş bir şey olur.
Ben şahsen Fransa'da son üç seçimde tekrarlanan senaryonun bir kez daha sahneleneceğini düşünüyorum: Le Pen karşıtı oylar Macron'da birleşerek yeniden halkı mutlu olmayan ama sürdürülebilir bir Fransa çıkacak karşımıza.
Ama bu seçimle aslında Doğu Avrupa'dan gelen milliyetçi ve ırkçı dalganın Batı’da da temellendiğini ve ırkçılığın normalleşebileceği bir geleceğin hiç de yabana atılır bir ihtimal olmadığı ortaya çıkıyor.
Ermeniler ne diyor?
Konuştuğum, iletişimde olduğum Ermenilerden günden güne daha fazla 'Le Pen'in de hakkı var ama, Macron çok kötü' minvalinde mesajlar alıyorum. Hatta bazıları oylarını Zemmour'a verdi. Burada Macron'un kötü bir yönetici olması ve özelikle de son Karabağ savaşında etkisiz kalmış olması Ermeni diasporasını çok etkiliyor.
Diplomasinin içinde olanlar Macron'la en azından bazı temel alanlarda işbirliği yapılabileceğini bildiğinden, sürdürülebilir bir Fransa'yı tercih edeceklerdir. Zira Macron sayesinde AB fonları halen Ermenistan'a gidebiliyor. Bu önemli bir alan.
Karabağ'da halen devam eden bir Fransız Enstitüsü Projesi olduğunu da unutmayalım.
Ermeniler için ikinci tur gününün 24 Nisan olması da enteresan bir tesadüf olacak, bu da 2022 Fransa seçimlerine not olarak düşülsün...