Hafta boyunca dünya basınında yer alan, öne çıkan veya gözden kaçan kısa kısa haberler bundan böyle her hafta sonu Şapgir okuyucularıyla buluşuyor.
Bu hafta dünya basınından foto haberlerde:
Mehmet Akif’in ‘kayıp’ meali yayımlandı
1925 yılında, TBMM tarafından istenmesiyle mealine başladığı Kur’an-ı Kerim üzerine çalışmalara başlayan Mehmet Akif Ersoy, daha sonra rejimin gidişatından duyduğu sıkıntılar sonucu Mısır’a gitmiş ve TBMM’yle yaptığı anlaşmayı aldığı parayı iade ederek, anlaşmayı iptal eder. Yine de çalışmalarına devam eden Ersoy, Mısır’da ölüp de Türkiye’ye gelememesi halinde, yaptığı mealin tüm kopyalarının yakılarak imha edilmesini ister. Buna rağmen, mealin yakılmasına kıyamayan Mehmet İhsan Efendi, 1961 yılına kadar orijinal kopyayı muhafaza eder, fakat bir yıl önce gerçekleşen darbenin baskıcı havasının etkisiyle, oğlu Ekmeleddin İhsanoğlu’ndan bu kopyayı yakmasını ister.
Bu olayla birlikte yok olduğuna inanılan bu nüshanın üçte birini içeren bir bölümü, Mahya Yayıncılık tarafından yayınlandı. Mehmet İhsan Efendi’nin öğrencisi Mustafa Runyun tarafından, mealin Fatiha suresinden Berea suresine kadar daktilo edilen kısmı, Runyun’un oğlu Ali Yahya tarafından saklanırken, 1988’de Prof. Recep Şentürk tarafından bulunmuş. “Akif’in vasiyetine aykırı olacak herhangi bir durum olmaması için” beklediğini belirten Şentürk, daha sonra Hayreddin Karaman, Dücane Cündioğlu ve Ertuğrul Düzdağ’ın görüşlerine başvurarak, elindeki nüshanın Akif’in yaptığı orijinal meal olduğuna kanaat getirerek, yayınlamaya karar vermiş. 6 Eylül’de Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Medeniyetler İttifakı Konferans Salonu'nda yapılan toplantıyla tanıtılan meal, 10 Eylül’de satışa sunuldu.
Suriyeli mülteciler için iki dilli gazete
Suriye’nin Lazkiye şehrinin Bayır ve Bucak bölgesinden Türkiye’ye gelen Türkmen mülteciler için Türkçe ve Arapça yayın yapacak bir gazete çıkarılması planlanıyor. Gazetenin, Türkmen mültecilerin sorunlarını anlatmak ve mülteciler arasındaki iletişimi ve dayanışmayı arttırması amaçlanıyor. Haftalık çıkacak ve sekiz sayfa olacak gazetenin basımı Antakya’da yapılacak ve her baskı bin adet olacak. (İskenderun Ses)
Ahmet Yıldız Davası’nın 11. Duruşması
15 Temmuz 2008’de, İstanbul’da eşcinsel olduğu için sokak ortasında öldürülen Ahmet Yıldız’ın Eylül 2009’da başlayan davasında, 11. duruşma 17 Eylül Pazartesi günü, Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Homofobik nefret cinayetinin kurbanı olan Yıldız’ın katil zanlısı babası Yahya Yıldız, hakkında yakalanma emri çıkarılmasına rağmen halen yakalanıp mahkemeye getirilmiş değil. LGBT örgütleri yine tüm insan hakları savunucularını davanın ilerlemesi ve zanlıların yakalanarak adalete teslim edilmesi çağrısıyla Pazartesi günü mahkemeye bekliyor. (Kaos GL)
Paralimpiyatta Soykırım İzleri
9 Eylül’de son bulan Paralimpiyatlar, oturmalı voleybolda, soykırımın tüm izlerini taşıyan iki takımın maçına sahne oldu: Bosna Hersek-Ruanda. Maça gösterilen yoğun ilgi, bu trajik tesadüfün bir sonucu aslında. Maçı 3-0 kazanan Bosna, bu spor dalında çok daha tecrübeli bir takım. 1992-1995 arasında ülkede yaşanan ve yaklaşık 100 bin kişinin canına mal olan savaş ve soykırım sonrası, doktorların vücutlarındaki kalıcı izlerin yükünü aşmaları için spor yapmalarını tavsiye ettiği Bosnalı sporcular, ülkedeki 30’dan fazla oturmalı voleybol takımı için ter döküyorlar.
Benzer acılara tanık olan Ruanda’da da, 1994’te 100 gün süren toplu katliamlar sonucu yaklaşık 800 bin insan hayatını kaybetmişti. Paralimpiyatlarda yarışan Ruanda Oturmalı Voleybol Takımı oyuncularının çoğu, bu ıstıraplı yoldan geçmişler. Takımın en dikkat çekici yönü ise kanlı bir geçmişe sahip Hutu ve Tutsi askerlerinin bir arada mücadele etmeleri. (BBC Türkçe)
Güney Afrika’daki İşçi Eylemleri Yayılıyor
Güney Afrika’da 15 Ağustos’ta ücret talebiyle grev yapan maden işçilerinin üzerine ateş açan polisin sebep olduğu 34 işçinin ölümü sonrası, maden işçilerinin grevi tüm ülkeye yayılıyor. Dünyanın en büyük platin üreticisi olan Güney Afrika’da, giderek büyüyen grevler dolayısıyla, maden üretimi yara alıyor. Geçen ay katliama sahne olan Marikana’da, ülkede faaliyet gösteren en büyük şirketlerden biri olan Anglo American Platinum, o bölgedeki madenleri kapatma kararı aldı. Şirket, bu kararının gerekçelerini, çalışmak isteyen işçilerin tehdit ve baskı dolayısıyla çalışamamalarını ve bu yüzden, büyük iş kaybı yaşanması olarak gösterdi.
Öte yandan, maden işçileri de, maaşları 1.500 dolar seviyesine çekilmeden çalışmaya başlamayacaklarını bir kez daha yinelediler. Bu ücretin yaklaşık üçte birine çalışan işçilerinin çoğunun siyah olması, 1994 yılında son bulan Apartheid rejiminin, “ekonomik alanda izlerini sürdürmesi” olarak yorumlanıyor. (NY Times/Şapgir)
İsrail’den, Ariel’de ‘üniversite’ kararı
İsrail hükümeti, meşhur “1967 sınırları”nın dışında kalan bölgede, 1982 yılında kurulan Ariel yerleşiminde, halihazırda var olan Ariel Üniversite Merkezi’ne, ‘üniversite’ statüsü verme kararı aldı. Karara itiraz eden, birçok üniversitenin de aralarında bulunduğu muhalif grupların imza kampanyasına karşın, Başbakan Benjamin Netanyahu, “Ariel, İsrail’in ayrılmaz bir parçasıdır ve gelecek yapılacak herhangi bir anlaşma sonucunda da, diğer yerleşimler gibi öyle kalacaktır” diyerek karara destek verdi. 1967 sınırlarının dışında kalan en büyük üçüncü yerleşim olan Ariel’deki koleje, 2007 yılında ‘üniversite statüsünde merkez’ olma hakkı verilmişti. Halihazırda 12 bin öğrencisi olan merkez, bu karardan sonra yeni doktora programları açabilecek ve mezunlarına, diğer İsrail üniversiteleri gibi denklik hakkı tanınacak.
İsrail’i kültürel ve akademik alanlarda boykot kampanyası yürüten bir grubun sözcüsü, İsrail’in bu kararıyla askeri işgalini ve Filistin topraklarını kolonileştirmesini normalleştirdiğini dile getirdi. Geçtiğimiz yılda, 145 İsrailli akademisyen, “Ariel’in İsrail’in egemenlik alanı içinde olmadığını” dile getiren bir bildiri yayınlamış ve bu yönde adımların atılmaması gerektiğini dile getirmişlerdi. (Guardian)
İran’da başkan kim olacak?
14 Haziran 2013’te yapılacağı açıklanan İran’daki başkanlık seçimlerinden kimin galip çıkacağı şimdiden merak konusu. Yasa gereği üçüncü dönemde aday olamayacak olan Ahmedinejad’ın yerini almak için yarışacak adaylar, belli olmaya başladı. Muhaliflere göre Ahmedinejad’ın koltuğu devretmek istediği ilk aday Ahmedinejad’ın en yakın kurmaylarından, danışmanı İsfendiyar Ahmed Meshaei. Ahmed Meshaei, “kültürel ve sosyal konularda liberal görüşlere sahip” diye tanımlanıyor ve İran siyaseti üzerinde “mollaların etkisinin azaltılmasını” istediği savunuluyor.
Aynı zamanda, Ahmedinejad’la dünür olan Meshaei, 2009’da Başkan Yardımcısı olarak atanmış, fakat daha sonra, bizzat Hamaney tarafından görevden uzaklatırılmıştı. İran’ın ABD ve İsrail halkarıyla dost olduğunu ve İslamcılık çağının artık bittiğini dile getirerek şimşekleri üzerine çeken Meshaei’nin “başkan adayı” olarak ismi, 2011 Nisan’ın yayınlanan bir WikiLeaks belgesinde de yer almıştı. Eylül başında çıktığı bir televizyon programında, Ahmedinejad’ın, kendisine başkan olamayacağını belirten gazeteciye, “Nereden biliyorsun?” diye sorması da, Meshaei isminin bir kez daha ön plana çıkmasını sağladı. (Guardian/Şapgir)
Hong Kong, ‘milli eğitim’ istemiyor
Hong Kong yönetiminin, devlet okullarında geçerli olacak ve anavatan Çin’e olan bağlılığı arttıracak olan ‘ahlaki ve milli eğitim’ planına karşı, öğrencilerin başını çektiği yaklaşık 100 bin insanın 10 gün boyunca yaptıkları barışçıl eylemler sonucu, 8 Eylül’de Hong Kong yönetimi geri adım atmak zorunda kaldı. Yine de bu eğitim planından vazgeçmeyen yönetim, okullara 2015 yılına kadar, bu plana uygun eğitim vermeleri için süre tanıdı.
Halihazırda ‘özel yönetim bölgesi’ statüsünde olan Hong Kong’un kademeli olarak Çin’e katılımının yolunun açılmasını sağlayacağı öngörülen bu plan için, Time’dan Vanessa Ko, “Hong Kong’taki öğrencilerin zorunlu vatanseverlik derslerine girmeye hiç niyetleri yok” diyor. Zaten Hong Kong, halen bu planın tamamen iptali için protesto gösterilerine sahne oluyor. (NY Times/Şapgir)
Hollanda’da seçimler az farkla merkez sağın
Nisan ayında yaşanan hükümet krizi sonrası alınan erken seçim kararıyla 12 Eylül’de gerçekleşen Hollanda genel seçimlerini, Başbakan Mark Rutte’nin Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Diederik Samsom’un liderliğindeki İşçi Partisi’nin (PvdA) iki sandalye farkla önünde tamamladı. VVD, 150 sandalyeli mecliste, %26,4 oy oranıyla 41 sandalyenin sahibi oldu. Mart ayında Diederik Samsom’un başkan seçildiği İşçi Partisi de oylarını %5 arttırarak 39 milletvekiliyle seçimi ikinci tamamladı.
En büyük düşüşü yaşayanlar ise Geert Wilders’in aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV), Hıristiyan Demokratlar (CDA) ve Jolande Sap’ın liderliğindeki YeşilSol (GL) yaşadı. Göçmen ve AB karşıtlığıyla tanınan Wilders’ın partisi, yaklaşık %6 oy kaybederek, 15 sandalyeye sahip olabildi. Bir önceki seçimde, 21 milletvekiliyle dördüncü parti olan Hıristiyan Demokratlar, bu seçimde sadece 13 milletvekili çıkarabildi ve beşinciliğe geriledi. YeşilSol’un ise 10 olan sandalye sayısı, bu seçimde ancak 3’te kaldı. Hollanda’da yükselen AB karşıtı havayı arkasına alan Sosyalist Parti ise 15 olan milletvekili sayısını korumayı başararak, seçimi dördüncü tamamladı. Meclise girmeyi başaran diğer partiler ise şöyle, sosyal-liberal Demokratlar 66 (12 milletvekili), merkez muhafazakar HıristiyanBirlik (5 milletvekili), koalisyonlara katılmayı reddeden Kalvinist ilke partisi olan Reformcu Siyasi Parti (3 milletvekili), 2009’da kurulan merkez sol parti 50Plus (2 milletvekili) ve 2002’de kurulan Hayvanlar Partisi (2 milletvekili). Bu sonuçlara göre, seçimin galibi olan VVD ile İşçi Partisi’nin bir koalisyon hükümeti oluşturması bekleniyor. (Guardian/Şapgir)
Yeni Yeşil Fener, Amerikalı Arap Baz olacak
Dünyada çok okunan çizgi roman serilerinden biri olan Green Lantern’ın yeni kahramanı Amerikalı Arap Baz olacak. DC Universe tarafından çıkarılan çizgi romanın 137. sayısında ana karakterlerden Kyle Rayner’ın yardımcısı Terry Berg eşcinsel olarak resmedilmiş ve “Nefret Suçu” isimli 141. sayıda da medyanın homofobik saldırısına uğrayan Berg resmedilmişti. Ağustos 2011’de de, Marvel tarafından çıkarılan yeni Örümcek Adam, Peter Parker’ın ölümünden sonra Afro-Amerikan ve Latin ebeveynlere sahip Miles Morales olmuştu. Beyaz süper kahraman klişesini kıran üçüncü kahraman olan Baz, Detroit’in banliyösü Dearborn’da yetişmiş ve ilk gençliğinde, otomobil fabrikasındaki işini kaybettikten sonra, oto hırsızlığı yapmış ve sokak yarışlarına katılmış. 11 Eylül’de Ticaret Merkezi’nin yanışını uzaktan izleyen Baz, bir şekilde içine itilmeye çalışıldığı terörizm soruşturmasından sıyrılarak, Green Lantern ekibine katılıyor.
şapgir