Çeşitli ülkelerde yaşayan Süryani, Asuri, Keldani aydınlar Suriye’de yaşananlarla ilgili bir bildiri yayınladı. ‘Halkımıza ve Dünya Kamuoyuna’ başlıklı bildiride Türkiye’nin, silah ve maddi destek, dezenformasyon propaganda ile demokratik değil fakat İslami bir diktatörlük kurma peşinde olduğu ve böylesine totaliter, gerici, dini hoşgörüden uzak görüşlerin hakimiyetinin ülkedeki Hristiyanların sonu olacağı kaydedildi.
Demokrat Haber sitesinde yer alan bildiri şöyle;
Bölgemizde önemli gelişmelerin olduğu bir dönemde, özellikle Suriye’de iç savaşa doğru ilerlemenin karşısında Süryani Asuri Keldani halkının mensupları olarak görüşlerimizi açıklamayı görev biliyoruz.
Halkımızın varlığını reddeden hiçbir diktatörlüğü desteklememiz düşünülemez. Baas partisinin şovenist politikaları daha evvel Irak’ta olduğu gibi halkımızı en meşru haklarından mahrum etti.
Ancak Suriye’deki Baas diktatörlüğüne karşı ilk başlarda demokratik olarak başlayan muhalefet zamanla büyük ölçüde dış destekle İslamcı bir eğilime dönüştü. Demokrasinin D sinin olmadığı Katar ve Suudi rejimleri ve halkımızın varlığını inkar eden Türkiye, silah ve maddi destek, dezenformasyon propaganda ile demokratik değil fakat İslami bir diktatörlük kurma peşindedirler. El Kaideci, Selefist, Müslüman Kardeşler gibi çeşitli faşist, totaliter, gerici, dini hoşgörüden uzak görüşlerin hakimiyeti halkımızın ölümü demektir.
Süryani Asuri Keldani halkımızın arasındaki görüş farklılıklarına rağmen birleşik ve bağımsız bir güç oluşturmasını doğru ve gerekli buluyoruz. İslamcı, El kaideci, Selefist, Müslüman Kardeşlerden oluşturulacak bir iktidar Suriye’de halkımıza ve Ortadoğu’daki tüm Hıristiyanlara bir felaket olacaktır. Halkımız, uzun ve trajik tarihinde “Allahü ekber ve Muhammed Salavat” nidaları ile defalarca katliamlara ve soykırımlara uğramış -en sonuncu ve büyük soykırım “1915 Seyfo” hatırımızdadır.
Bu yüzden halkımızın birliğini oluşturup bölgedeki tüm Hıristiyanlarla da daha geniş bir birlik kurarak gelecek felaketlere hazır olmalıyız. Bu birliğin kurulması için politik parti ve örgütlerimizin gerekli inisiyatifi almaları tarihi bir görevdir.
Bu çerçevede:
• Ortadoğunun en eski ve Hristiyan bir halkı olarak bu tür endişe verici felaketleri daha önce de defalarca yaşamış olduğumuz için, İdlip, Homs ve Deyrizor’da “Allahü ekber” ve “Cihat’a çağrı” “Kafirlere ölüm” gibi sloganlar ile gelen felakete destek olmamız mümkün değildir.
• Özellikle Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerin çabaları sonucu medya organlarını kullanarak yapılan tek taraflı dezinformasyon neticesinde dünya kamuoyunda radikal İslamcı ve gerici cepheyi demokrat gösteren propagandaya karşı sesimizi duyurmak istiyoruz.
• Dışarıdan bölgeyi kana bulamak isteyen politikaları, silahlı işgal, tampon bölge ve benzeri girişimleri reddediyoruz.
• Kardeş kanının akışını durdurmak ve bölgede korkunç bir savaşın yayılmasını önlemek için Annan planı çerçevesinde barışçı bir çözümü destekliyoruz.
• Suriye’de demokratik, laik, çoğulcu, sivil ve halkımızın meşru haklarına saygılı bir yönetiminden yanayız.
İbrahim Seven, Politikacı, Almanya
Adnan Challma Külhan, Analizci, Hollanda
Abdulmesih BarAbraham, Yüksek mühendis, Almanya
Denho Özmen, Egitim Danışman, İsveç
Shabo Boyacı, Aktvist, İstanbul
Kuryo Maytab, Avukat, Almanya
Soner Önder, Amsterdam Üniversitesi doktora adayı, Hollanda
Abut Can, Bilimsel danışman Almanya
Circis Simsek, Girişimci, Almanya
Kenan Araz, Sosyolog, Almanya
Hanna Can Kerkinni, Mühendis, ABD
Acan Nahroyo, Aktivist, Almanya
Michael Abdalla, Profesör, Polonya
Ankido Bakhdi, TV Programcısı, Hollanda
Yusuf Bahdi, Hukukçu, Hollanda
Suat Arslanlar, Girişimci, Hollanda
Robert Rhawi, Girişimci, Hollanda
Adnan Can Kerkinni, Eğitim Danışmanı, İsveç
Emanuel Poli, Ekonom, İsveç
Musa Yoken, Girişimci, Almanya
Nahro Beth-Kinne, Prodüktör, Belçika
Nail Akçay, Aktivist, İsveç
Simon Oğuz, Aktivist, Almanya
Naim Haydo, Aktivist, İsviçre
Habib Rimmo, Aktivist, İsviçre
Ferit Altınsu, Mühendis Türkiye,
Yusuf Güney, Psikolog, Avusturya