Süryanilerin ve Ezidilerin talebi: Musul’da otonom bölge

Irak ve Suriye’deki gelişmeleri takip eden Avukat Erkan Metin, Süryanilerin ve Ezidilerin, Ninova ve Şengal’de otonomi taleplerinin sürdüğünü dile getiriyor.

Iraklı hükümet güçleri, 10 Haziran 2014’te IŞİD’in kontrolüne geçen Musul’u geri almak için yapılan operasyonda ikinci aşamayı başlattı. Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre şehrin batı yakasının kurtarılmasına yönelik askeri operasyon için 19 Şubat günü düğmeye basıldı. Irak ordusu ve Şii silahlı milisler zırhlı araç ve hava desteği ile IŞİD pozisyonlarını vuruyor. 17 Ekim 2016’da ilk aşaması başlatılan operasyonda Irak ordusu 18 Ocak’da kenti ikiye bölen Dicle nehrinin doğusunun tamamen kontrol altına alındığını duyurmuştu. BM, kentin içinde sıkışıp kalan yaklaşık 650 bin sivile zarar gelmemesi için uyarılarda bulunurken, siviller için havadan “Evlerinizde kalın” yazılı broşürler atıldı.

‘Platform Turabdin’

IŞİD’in 2014’teki Musul işgalinden sonra bölgeden göç etmek zorunda kalan Süryaniler, kurdukları savaşçı birlikleriyle peşmerge güçleri ve Irak ordusuyla işbirliği halinde operasyondaki yerlerini aldılar. Süryani birlikleri pek çok bölgenin IŞİD’den kurtarılmasında öncü rol oynarken, bir süre önce Süryani aydınların ve aktivistlerin oluşturduğu ‘Platform Turabdin’, ‘Ninova Ninova’nın evlatlarınındır’ başlıklı bir bildiri yayımlayarak, bölgedeki Süryani toplumunun sorunlarını dile getirmişlerdi. “Hıristiyanların Ortadoğu’dan çıkarılmasının ve izlerinin yok edilmesinin amaçlandığı görülüyor” denilen bildiride, peşmerge güçlerinin ve Irak ordusunun bölgedeki Hıristiyan azınlıkların güvenliğini sağlamadığı vurgulanıyor ve “Bölgede tek din tek mezhep projesini hayata geçirmek isteyenler, Musul’un bir tek Sünnilerin kenti olduğu masalını ortaya atanlardır. IŞİD bu anlayışı üreten karanlık güçlerin bir aracıdır” deniyordu.

Süryanilerin Musul Operasyo-nu’nda aldığı rolü, güncel durumu ve bildiride yer alan eleştiriler konusundaki gelişmeleri, bölgeyle sürekli irtibat halinde olan ve gelişmeleri yakından takip eden Avukat Erkan Metin’le konuştuk.

Batı Musul’u kurtarmak için düzenlenen operasyona yerel Süryani savaşçılar da katılıyor. Bu güçlerden ilki Ninova Ovası Koruma Birlikleri (NPU), siyasal olarak Irak Asur Demokratik Hareketi’nin çizgisindeolan grup IŞİD işgalinden birkaç ay sonra Aralık 2014’te kuruldu. Diğer bir Süryani gücü de Ninova Ovası Güçleri (NPF) 2015 yılında kuruldu. NPF, Bethnahrin Demokratik Partisi’nin siyasi öncülüğünde IŞİD’e karşı yerel savunma amacıyla hareket ediyor. Bu her iki savunma gücü de Musul Operasyonu’na Peşmerge ve Irak ordusu ile işbirliği halinde dâhil olmuş durumda. Ayrıca doğrudan Irak ordusunda da görev yapan Süryani askerler, başkaca küçük Süryani milis güçleri de bulunuyor. Bu savunma güçleri büyük oranda Ninova’lı Süryanilerden oluşuyor 

Katliam riski

Avukat Erkan Metin, Batı Musul’da IŞİD’in zulmü altında yaşamak zorunda kalan Süryanilerin olduğunu söylüyor. “Bunların akıbeti hakkında henüz yeterli bilgi sahibi değiliz. Yakın zamanda IŞİD’in elinden kaçabilen 10’u kadın 13 kişinin aktardığı korkutucu bilgiler var. IŞİD’den kurtulanların anlatımlarına göre Batı Musul’da bulunan bir okula 100-150 civarında insanımızın doldurulduğu ve okulun daha sonra yakılarak, insanların katledildikleri söyleniyor. Ancak henüz bu bölgeye ulaşılamadığı için teyit edemiyoruz” diyen Metin, Doğu Musul operasyonlarında kurtarılan yerleşim yerlerinde Süryanilerin cenazelerine rastlanmış olsa da toplu mezar niteliğinde bir yer bulunmadığını belirtiyor. Metin, “Batı Musul’da kapana kısılan, varlık yokluk noktasına çekilen IŞİD’in toplu sivil katliamları artırabileceği tahmin ediliyor” görüşünde.

Musul Operasyonu’nun ilk aşamasında rol alan Süryani savaşçıların bir kısmı Süryanilere ait kurtarılmış bölgelerde yerel güvenliği sağlıyor ve bu sayede yerlerinden edilen Süryanilerin bir kısmı yavaş yavaş yıkıma uğramış köylerine geri dönmeye başladı. Ancak Erkan Metin, Süryanilerin geri dönüşü aşamasında peşmerge güçleriyle sorunlar yaşandığını belirtiyor. Süryani aydınların ve aktivistlerin oluşturduğu ‘Platform Turabdin’in, Musul Operasyonu’yla ilgili yayınladığı ‘Ninova Ninova’nın evlatlarınındır’ başlıklı bildiride de peşmerge güçleri ve Bağdat yönetimi hakkında önemli eleştiriler vardı. Platform üyeleri Musul’dan Süryanilerin boşaltılmasına yönelik bir plan olduğunu ve bu planın unsurlarından birinin de peşmerge güçleri olduğunu ileri sürüyordu. Avukat Erkan Metin bu konuyla ilgili, “Bölgeden bize gelen bilgilere göre geri dönüşlere peşmerge engel çıkartıyor. Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından yapılan resmi açıklamalarda bölgede bulunan mayınların risk yarattığı bahane edilse de, bu mayınların ve bomba tuzaklarının sistematik temizlenmesine dair bir girişimleri olmadığı da gözlerden kaçmıyor. Bu anlamda Süryaniler ve Ezidilerin çoğunun evlerine geri dönüşü henüz sağlanabilmiş değil” diyor. “Halkımız Erbil’de Dohuk’ta bulundukları kamplarda peşmerge tarafından adeta hapsedilmiş olarak tutuluyor ve toplu geri dönüşlere izin verilmiyor. Ayrıca bir süre Süryani yerleşimlerinde güvenliği sağlayacak Süryani muhafızların bulunmasına da izin verilmek istenmedi. Keza Süryani savaşçıların da sayıları sınırlandırılmak istendi” diyen Metin’e göre yaşanan gerginliklerden dolayı ve uluslararası baskılar nedeniyle şimdilik bu sorunların bir kısmı çözülmüş durumda.

Süryani toplumunun önde gelen aydınlarına göre, her ne kadar Süryani birlikleri Irak ordusu ve peşmerge ile birlikte operasyonda yer alıyor olsa da Musul kurtarıldığında Süryani tolumu adına her şeyin çözüleceğine dair bir kanaat oluşmuş değil. Bu anlamda Irak’ta yönetimlere güveninin kaybetmiş olan toplum için, ‘Platform Turabdin’in önerisi, Musul kurtarıldıktan sonra evlerine dönen Süryaniler için otonom bir yönetim kurulması yönünde. Bu öneri sadece Süryaniler için değil Ezidiler, Şabekler, Mandeanlar gibi tüm azınlık toplumlarını kapsıyor. Birleşmiş Milletler’in güvenliğinde ve gözetiminde oluşturulacak ‘Ninova Otonom Bölgesi’, bu toplumların varlıkları için tek güvence olarak görülüyor. Platform üyelerine göre bu nitelikteki bir bölgenin de kontrolünün sağlanabilmesi için AB tarafından kurulacak bir azınlıklar komisyonuna gerek var.

Endişeli bekleyiş

Avukat Erkan Metin, Süryani ve Ezidi toplumlarının, Ninova ve Şengal’de otonomi taleplerinin sürdüğünü dile getiriyor. Münih Güvenlik Zirvesi’ne katılan Süryani Ortodoks Patriği II. Afrem de orada yaptığı konuşmada bu talebi yineledi. Metin, “Çünkü hepimiz oradaki halkımızın geleceğinden, güvenliklerinden endişe ediyoruz. Söylem bakımından Kürdistan Bölgesel Yönetimi, otonomi talebine saygı duyduklarını söyleyip Ezidi ve Süryanilerin güvenliğini sağlayacakları yönünde açıklamalar yapmış olsa da, gerek geçmişteki deneyimler gerek size açıkladığım mevcut pratikler bu konuda samimi olmadıklarını düşündürüyor. Bağdat yönetimi de bu alana el atmıyor. Bölgede sanki tüm güçler ABD Başkanı Trump’ın politikasının ne olacağını bekliyor. Acı bir gerçektir ki, otonomi talebinin akıbeti de büyük oranda bu politikalara bağlı. Yani Musul’un IŞİD’den temizlendikten sonra ne olacağı, azınlıkta bırakılmış halkların geleceği şu an için belirsizliğini koruyor” diye konuşuyor.

Kategoriler

Güncel Dünya Dünya



Yazar Hakkında