Agos'un bu haftaki manşetinde, patriklik seçiminde yaşanan kriz ve geçen haftaya damgasını vuran toplantı kaosu var. Gizli toplantıyla ilgili hala yanıtsız kalan soruları hatırlatıyoruz.
Ruhani Kurul Başkanı Episkopos Sahak Maşalyan’ın istifası ile başlayan süreç Türkiye Ermeni toplumunun arızalarını bir kez daha ortaya döktü ne yazık ki. İstifa sonrası olabilecek en geniş katılımla bir yol haritası çizilmesi için bir toplantı düzenlenmişti. Ancak bu toplantı, birkaç saat önce sınırlı sayıda kişinin katıldığı gizli bir toplantıyla bir anlamda hükümsüz kılındı. Ateşyan’ın Patrik Genel Vekili olarak göreve devam etmesini garantiye almayı amaçlayan ve Maşalyan’ın da imza attığı bu kapalı toplantıda hazırlanan protokol hem toplumda hem de Eçmiadzin’de tepkiye neden oldu. 16 Şubat akşamı Kumkapı’da yansıyan manzara toplumun genişçe bir kesimini rahatsız etti. Ve geriye hafta boyunca toplumun birbirine sorduğu yanıtsız sorular kaldı. Özetliyoruz.
*16 Şubat Perşembe günü için geniş katılımlı ve seçim sürecinde izlenecek yolu tayin edecek bir toplantı için çağrı yapılmışken Ateşyan ve Maşalyan’ın da dahil olduğu gizli bir toplantı düzenleme fikri kim ya da kimlerden çıktı?
*Bu toplantıda Ateşyan’ın seçime kadar Patrik Genel Vekilliği görevini yürütmesi şartını kim öne sürdü? Bu şarta neden gerek görüldü?
*Bunca baskıya karşın Ateşyan'ın yerini korumasını sağlayanlar kimlerdir?
*Maşalyan Ateşyan’ın görevinin sürdürmesi şartını kabul etmesi için kendisine baskı yapıldığını söylüyor. Bu doğru mudur? Öyleyse bu baskıyı kim ya da kimler yaptı?
*Birçok vakıf yöneticisinin haberdar edilmediği ya da çağrılmadığı söz konusu gizli toplantıya Jamanak gazetesi genel yayın yönetmeni Ara Koçunyan niçin alındı?
*Maşalyan’ın istifa mektubu ile birlikte yeniden gündeme gelen “lağım kokuları” ve akçeli işlerden ne kastedilmekteydi? Beykoz arazisi ile ilgili gelişmeler niçin şeffaflıkla konuşulmuyor? Bu konunun üstünün kapatılması mı amaçlanıyor?
Sorularımız şimdilik bu kadar. Öyle düşünüyoruz ki Eçmiadzin’deki temaslardan çıkacak sonuç her ne olursa olsun, bu sorulara açık yüreklilikle yanıt vermedikçe Türkiye Ermeni toplumu yoluna sağlıklı biçimde devam edemeyecektir.
AGOS