ABD'deki Clark Üniversitesi, öğretim üyesi tarihçi Prof. Dr. Taner Akçam, 9 Haziran Cumartesi günü, İsviçre'nin Zürih kentinde 'Christian International solidarity' adlı örgütün düzenlediği toplantıda konuştu. Jön Türklerin İnsanlık Şuçları: Ermeni Soykırımı ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Etnik Temizlik adlı kitabının tanıtımı ve bir dizi konferans için gittiği İsviçre'de tarihle yüzleşmek üzerine önemli noktalara dikkat çekti.
ABD'deki Clark Üniversitesi, öğretim üyesi tarihçi Prof. Dr. Taner Akçam, 9 Haziran Cumartesi günü, İsviçre'nin Zürih kentinde 'Christian International solidarity' adlı örgütün düzenlediği toplantıda konuştu. Akçam, Princeton University Press tarafından İngilizce olarak ABD'de yayınlanan 'The Young Turks' Crime Against Humanity: The Armenian Genocide and Ethnic Cleansing in Ottoman Empire' (Jön Türklerin İnsanlık Şuçları: Ermeni Soykırımı ve Osmanlı İmparatorluğu'nda Etnik Temizlik) adlı kitabının tanıtımı ve bir dizi konferans için gittiği İsviçre'de tarihle yüzleşmek üzerine önemli noktalara dikkat çekti.
Toplantıda, 'Tarihle yüzleşmenin önemi ve zorlukları' konulu bir konuşma yapan Taner Akçam; 'Nasıl ki, 'sınıf-sömürü', 'cinsiyet' ve 'çevre' birer mücadele alanlarıdır ve sosyal gruplar, politik partiler bu alanlarda takındıkları tutumlara göre siyasette yer alıyorlarsa, 'tarihle yüzleşme' de böyle yeni bir alan olarak ortaya çıkmıştır' dedi. Türkiye'de, özgürlükçü solda ve çevreci-yeşil harekette birleşme ve yeni partileşme süreçlerinin yaşandığı bir dönemde, Sesonline.net konferansta dile getirdiği öneri ve tespitlerle ilgili Taner Akçam'la konuştu. Taner Akçam: 'Türkiye'de, tarihle yüzleşmeyi merkezine almış bir siyasi hareket şart...' [Haberin devamında bu önemli konuşmanın video kaydına yer veriyoruz: » Zürih'te yaptığı konuşma üzerine, bilgi veren Taner Akçam şunları söyledi:
'Christian International solidarity adlı bir örgüt tarafından kitabımı tanıtmak ve bir dizi konferans vermek için İsviçreye geldim. Bu çerçevede, 'Tarihle Yüzleşmenin Önemi ve Zorlukları' konulu Türkçe bir konuşma da yaptım. Konuşmada esas olarak, 6 ayrı noktaya ilişkin bazı şeyler söyledim. Sesonline.net okurlarına konuşmamla ilgili özetle şu bilgileri verebilirim:
'TARİHLE YÜZLEŞMEZSENİZ, O SİZİ ARKANIZDAN KOVALAR'
A) Tarihle Yüzleşmek yeni bir 'mücadele alanı' olarak ortaya çıkmıştır. Nasıl ki, 'sınıf-sömürü', 'cinsiyet' ve 'çevre' birer mücadele
alanıdır ve sosyal gruplar, politik partiler bu alanlarda takındıkları tutumlara göre siyasette yer alıyorlarsa, 'tarihle yüzleşmek' de böyle yeni bir alan olarak ortaya çıkmıştır. Bu bölüme ilişkin ana tezim de şu:
Türkiye'de, 'sınıf', 'cinsiyet' ve 'ekoloji' konularında ne söylenirse söylensin, 'tarihle yüzleşme' konusunda 'eli yüzü düzgün' bir şey söylenmeden artık siyaset yapılamaz… Türkiye'de 'Tarihle Yüzleşmeyi' merkezine almış bir siyasi hareket şarttır...
'MUTLU GELECEK VAAD EDEN EVRENSEL ÖĞRETİLER ARKALARINDA YIKIM BIRAKTI'
B) Niye Tarihle yüzleşmek bu denli önemli bir siyasi mesele oldu? Buna ilişkin 3-4 ayrı izah tarzı geliştirmeye çalıştım. Galiba en önemlisi, 'mutlu gelecek' vaad eden tüm evrensel öğretilerin, arkalarında büyük bir yıkıntı bırakmış olmalarıdır.
C) 'Tarihle Niye Yüzleşilir?' Konuşmamın bu kısmında, tarihle yüzleşmenin 3 temel nedenini anlatmaya çalıştım. Tekrarı engellemek ve insan haklarına saygılı
demokratik bir bugün ve yarın kurabilmek; çatışma halindeki gruplar arasında barış ve imha edilenlerin, imha edilirken ayaklar altına alınan 'insanlıkları' önünde saygıyla eğilmek.
D) 'Tarihle Yüzleşmenin çeşitleri nelerdir?' Burada üç ayrı yüzleşme tarzı, Amnesia (unutma), 'Cezalandırıcı Adalet' ve 'Yapıcı Adalet' türleri üzerinde durdum ve bunların ne demek olduğunu açıkladım.
'TARİHLE YÜZLEŞMEZSENİZ, POTANSİYEL OLARAK O SUÇU
TEKRARLAYABİLECEĞİNİZİ İMA EDİYORSUNUZ DEMEKTİR'
E) 'Türkiye'de Tarihle niçin yüzleşemiyoruz?' Burada da zorlukların nedenlerini açıkladım. 5-6 ayrı neden saydım. Bunlardan bazıları, 1928 'Alfabe 'devrimi'; her toplumsal grubun tarihte hem 'fail' hem de 'kurban' olması ve 'faillerin' tarihle yüzleşmekten kaçmasının normal olması; Sol hareketler açısından iki önemli zorluk olduğunu söyledim. Birincisi solu sol yapan kimliğin kendisinin engel olduğu ( 'biz anti-emperyalist mücadele veren ikinci kuvayı milliyetcileriz' Deniz-Mahir ve 70'li yıllar solcularının, kendilerini anlatma ve tanımlama tarzları…) ve 'kurban olma kolaylığı'. Sol, 'ezilen' ve 'altta olan' kurgusu üzerine kurar kendisini, ama tarihle yüzleşirse, 'fail' grubunun devamı olduğunu görecektir.
F) 'Tarihle Yüzleşmek' bir tek Türkiye için değil, artık Ortadoğu için de merkezdedir. 1916 Syket-Pichot düzeni sona ermektedir.
Yeni büyük bir alt üst oluş var ve bölge güçleri yüz yıllık tarih üzerine yarın kurma kavgasına girdiler…'