Hrant Dink cinayeti soruşturmasında, meslekten ihraç edilen Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile eski jandarma görevlileri Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya'nın tutuklanmasına karar verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Gökalp Kökçü'nün yürüttüğü Hrant Dink cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında ifadelerinin alınmasının ardından tutuklama istemiyle nöbetçi İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilen şüphelilerin sorgusu tamamlandı.
Nöbetçi hakimlik, MİT tırlarının durdurulması davası kapsamında tutuklu bulunan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklu bulunan eski jandarma görevlileri Yüzbaşı Muharrem Demirkale ve Astsubay Yavuz Karakaya'nın, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği" ve "kasten öldürme" suçlarından da tutuklanmasına hükmetti.
Sözkonusu zanlılar Gülen Cemaati'ne yönelik soruşturmalar kapsamında meslekten ihraç edilmişti.
Savcının sevk yazısında şu ifadeler yer aldı: "Hrant Dink cinayetinin planlanması ve gerçekleştirilmesi aşamalarında aktif rol oynayan Trabzon ve İstihbarat Jandarma istihbarat görevlilerinin üzerinde üst amiri olarak Hamza Celepoğlu bulunmaktadır. Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerince beraberlerinde haber elemanları da olduğu halde, Dink cinayeti tasarısının olgunlaştırılması ve hazırlık evresinde, öldürülen Dink'in Bakırköy'de bulunan konutu ve Beyaz Adım Yayıncılık isimli iş yeri çevresinde bu amaçla keşif faaliyeti yapıldığı 9 Ağustos 2006 tarihinde şüpheli Hamza Celepoğlu, İstihbarat Değerlendirme ve Analiz Merkez amiri olarak Jandarma Genel Komutanlığı'nda görev yapmaktadır. Şüpheli Celepoğlu'nun Dink cinayeti tasarısında ve Trabzon ile İstanbul istihbarat şube müdürlükleri görevlilerince Dink'in öldürülmesi amacıyla yürütülen illegal faaliyetlerden, (bulunduğu konum gereğince) bilgi sahibi olmaması mümkün değildir."
Savcı Gökçü'nun sevk yazısında şüpheli Demirkale'nin eski savcı ve şimdilerde firari olarak aranan Zekeriya Öz ile yaptığı telefon görüşmelerine de yer verildi. Yazıda şöyle denildi:
'Şüphelinin 18 Ocak 2007'de üsteğmen rütbesinde bulunması, Bitlis'te bile nadiren görüştüğü, Bitlis'ten ayrıldıktan sonra irtibatının tamamen kesildiğini ancak İstanbul'da özel yetkili cumhuriyet savcısı olarak görev yapan Zekeriya Öz ile Dink cinayetinden 1 gün önce ve 1 gün sonra 2 telefonla 7 görüşme yapması, 19 Ocak 2007 tarihinde FETÖ şüphelileri eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Erol Demirhan ve Metin Canbay ile de telefon irtibatlarının bulunması, işgal ettiği kamu görevi, üsteğmen rütbesinde bulunması nedeniyle memuriyet statüsü üzerinde çok sayıda sıralı amirlerinin yer almasına rağmen İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü, özel yetkili cumhuriyet savcısı ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli emniyet müdürleriyle görüşebilmesi hayatın olağan akışına aykırı olup, şüphelilerin FETÖ/PDY içindeki konumlarını, bağlantılarını ve terör örgütü mensubiyetleri ortaya koymaktadır.''
Sevk yazısında, şüphelilerin kullanımdaki cep telefonlarının sinyal ve baz bilgilerinin, HTS rapor analizleri, cinayet mahalli ve çevresindeki kamera görüntüleri, cinayetin tetikçisi Ogün Samast'ın beyanları ve teşhisi ile tüm dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında, FETÖ mensubu olduğu belirlenen şüpheliler Demirkale ve Karakaya'nın, terör örgütünün amaçları doğrultusunda Dink cinayetinin planlamasında, cinayet öncesi, cinayet günü ve sonrasında aktif görev aldığının ve cinayetin işlenmesine katıldıklarının anlaşıldığı belirtildi. (AA)