Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaklaşık 6 aydır devam eden sokağa çıkma yasağının kaldırılmasıyla, yaşanan büyük tahribatın boyutları ortaya çıktı. Üstelik, bölgeden izlenimlerini aktaranlara göre yıkımın asıl yüzü, henüz sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmadığı yerlerde görülüyor.
Diyarbakır’ın Sur İlçesinde 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı, Diyarbakır Valiliği tarafından 22 Mayıs Pazar sabahı itibariyle kısmen kaldırıldı.
Sokağa çıkma yasağı, Fatih Paşa ve Dabanoğlu Mahalleleri’ndeki 14 sokağın belirli bölümlerinde kaldırılsa da, ‘Gavur Mahallesi’ (Hançepek) olarak bilinen Balıkçılarbaşı Mahallesi’nin ve Surp Giragos Kilisesi’nin de bulunduğu Savaş Mahallesi’nin dahil olduğu alan hala yasak kapsamında.
Yasağın kalkmasının ardından Sur’a geri dönen mahalle sakinlerinden bazıları tahrip olan ev ve dükkanlarının haline baktı, bir kısmı da evlerin damlarına çıkarak, ablukanın sürdüğü bölgelerdeki evlerini aradı. Özellikle operasyonların yoğun yaşandığı Fatihpaşa ve Hasırlı mahallelerinde çok sayıda evin yıkıldığı belirtiliyor.
Sur’da 22 Mayıs itibariyle 14 sokakta yasak sona erdi. Haritada, bazı sokakların tamamının açılmamış olduğu görülüyor.
Surp Giragos’un önü ‘cadde’
Yasak sonrası bir ön inceleme yapan Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Alan Yönetimi Başkanı Nevin Soyukaya, Sur’un kültürel kimliğiyle bütünleşmiş dar sokakların yıkılarak geniş bulvarlar açıldığını, dükkanların yıkıldığını söylüyor. Bu sokaklardan biri olan, Surp Giragos Kilisesi’nin önünden geçen Yenikapı Sokak, artık bir ‘cadde’: ”Yüksek katlı yapıların üzerine çıkıp yasağın sürdüğü alanlara baktığımızda, inanılmaz bir manzarayla karşılaştık. Yıkımın ardından, iş makinalarının hafriyatı kaldırması sonrası boşluklar oluşmuş. Surp Giragos’un önünden geçen Yenikapı Sokak’ta, Surp Giragos ve Keldani Kilisesi’nin mülkiyetinde tescilli dükkanlar vardı. Bütün o dükkanların yıkıldığını, sokak üzerindeki gelen tescilli evlerin yıkıldığını ve sokağın çok geniş bir caddeye dönüştürüldüğünü gördük. Surp Giragos’un ve Keldani Kilisesi’nin avlu duvarını da alıp sokağı genişletmişler.”
Yoğrutçular Parkı’ndaki dükkanlarda ve Ermeni Katolik Kilisesi’nde de tahribat olduğunu belirten Soyukaya, kilisenin kuzeyinde geniş bir alan açıldığını söylüyor. Asıl tahribatın yasağın devam ettiği yerlerde yaşandığını belirten Soyukaya, kültürel dokuyu yok eden yıkımı ‘7 bin yıllık Suriçi dümdüz tarlaya dönüştürülmüş’ diyerek özetliyor.
Sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı yerlerdeki binaların da çok kötü durumda olduğunu belirten Soyukaya, evlerin karargaha dönüştürüldüğü şöyle aktarıyor: “Kırılmadık kapı, pencere kalmamış. Bazı evlerin eşyaları inanılmaz tahrip edilmiş. Evlerin içlerine, damlara kum torbaları yığmışlar. Evlerin içinde çok sayıda fişek vardı. İnsanlar sokağa çıkma yasağının sürdüğü taraflara bakıp evlerini bulmaya çalıştılar. Bulamadıkları zaman son derece trajik manzaralara tanık olduk.” Soyukaya, evlerin çok kötü durumda olmasına rağmen insanların ne olursa olsun Sur’u terk etmek istemediklerini belirtiyor.
“Geri dönseniz de size ait olmayacak” demişler
Hafta içi bölgede incelemelerde buluna HDP heyetinden, Diyarbakır milletvekili Sibel Yiğitalp de evlerde yaşanan tahribatı şöyle anlatıyor: “Evlerin kapıları kırılmış içlerindeki eşyalar yerle bir edilmiş, çocukların bile kıyafetleri etrafta. Anlatamayacağım kadar kötü görüntüler gördük. Yani “geri dönseniz bile size ait bir şey kalmayacak burada’ demişler adeta.” Tescilli evlerin ve dükkanların yıkıldığını belirten Soyukaya, sokakların tamamının açılmamasını da eleştiriyor: “Polisler mevzi yapmış açılmayan tarafları, sokağın sonuna gidip diğer sokağa gitmek istediğinizde polislerle karşı karşıya geliyorsunuz.” Dört aydır alınamayan cenazeler olduğunu söyleyen Yiğitalp, “Bir tarihi, bir arşivi yok eden bir barbarlığı görebilirsiniz. Bu kadar düşmanlığa sebep neydi? Hem tarih, hem yaşam alanları hem de ekonomi yerle bir edilmiş” diyor.
Gaffur Türkay: Kaymakalık’a dilekçe verdik
Surp Giragos Kilisesi Vakfı’ndan Gaffur Türkay, sokağa çıkma yasağının devam ettiği bölgede bulunan kiliseye girebilmek için Kaymakalık’a dilekçe verdiklerini belirtiyor: “Daha önce gidip görenler olmuştu, çok büyük bir hasar olmadığını tahmin ediyoruz. İçeride ufak hasarlar olabilir. Müştemilat kısmında mermiden duvarın delindiği söylenmişti, fotoğrafları vardı ama gidip gözlerimizle görmek istiyoruz.”
UNESCO Kültür Bakanlığı’ndan cevap bekliyor
Kültürel miras alanı ilan edilmiş olan Sur’un son durumuyla ilgili UNESCO’dan henüz bir açıklama gelmiş değil. Nedenini sorduğumuz Soyukaya, Alan Yönetimi olarak UNESCO’ya bir rapor gönderdiklerini, UNESCO’nun da Kültür ve Bakanlığı’ndan konuyla ilgili bir rapor istediğini belirtiyor. Bakanlık kendileriyle hiçbir bilgiyi paylaşmadığı için süreci bilmediklerini belirten Soyukaya, “Ama hiçbir şey gizli kalmayacak. Alanda ciddi anlamda yasal olmayan uygulamalar var. Bu durumu halının altına ne kadar süpürebilirler ki?” diyor.