ABD Dışişleri Bakanlığı, Clinton’un görev süresi boyunca yaptığı yazışmalara ait 55 bin sayfalık belgeyi tarayarak, bunların bir bölümünü yayınlıyor. Ortaya çıkan son e-mail yazışmaları tartışma yarattı, çünkü bir lobi çalışanı David Mercer, Ankara’nın aylık 25 bin dolar ücretle, Ermeni Soykırımı yasa tasarısına karşı kongre üyelerini etkilemeye yönelik çalışmalarda bulunması için tuttuğu bir görevli.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı yazışma tutanaklarına göre, eski bir Demokratik Ulusal Komite yetkilisiyle Türkiye hükümeti adına ABD’de çalışan bir lobi görevlisi, ABD Dışişleri Bakanı ve seçimlerde başkanlık için yarışan Hillary Clinton’un en yakın çalışma arkadaşlarıyla doğrudan bağlantıya geçerek, Clinton’ın Mart 2009’daki Türkiye ziyareti öncesi kendisinden bir talepte bulunmuş. ABD Dışişleri Bakanlığı, Clinton’un 2009-2013 görev süresi boyunca yaptığı yazışmalara ait 55 bin sayfalık belgeyi tarayarak, bunların bir bölümünü aylık periyotlarla yayınlıyor. Ortaya çıkan son e-mail yazışmaları tartışma yarattı, çünkü söz konusu lobi çalışanı David Mercer, Ankara’nın aylık 25 bin dolar ücretle, Ermeni Soykırımı yasa tasarısına karşı kongre üyelerini etkilemeye yönelik çalışmalarda bulunması için tuttuğu bir görevli.
Hillary Clinton, 2008’de New York Senatörü olarak ABD’de başkanlık seçimleri adaylığı sırasında yaptığı bir açıklamada, “Tüm başkan adayları arasında tek kişi olarak, Ermeni Soykırımı yasa tasarısını uzun süredir destekliyorum” demişti.Ancak Clinton, ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüğü süre boyunca ‘Ermeni Soykırımı’ ifadesini kullanmadı. 2012’deki bir basın toplantısında ise 1915 olayları için ‘tarihsel bir tartışma konusu’ diyen Clinton kendisine yöneltilen soruya, “Soykırım ifadesini kullanmak içinden geçmesi çok tehlikeli olan bir kapıyı açar” demişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayınladığı yazışmalarda ismi geçen lobi çalışanı Mercer, bir dönem Demokratik Ulusal Komite’nin Ulusal Finans Direktörü Yardımcısı görevini de yürüttü. Mercer’in bağlantıya geçtiği iki kişi ise Clinton’un başdanışmanı Huma Abedin ve kampanya komitesinden Capricia Penavic Marshall… Mercer’in, ABD’deki ‘Yabancı Temsilcilerin Tescil Yasası’ kapsamında, bu iki isimle yaptığı yazışmaları tebliğ etmesi gerekirken, bunu yapmadığı da yazışmaların yayınlanmasıyla ortaya çıkmış oldu.
Söz konusu yazışmalar, ‘Kilit Bağlantı’ başlığıyla yapılırken, yasa gereği tebliğ edilmesi gereken ama saklı tutulan bu yazışmalar, ABD medyasında çıkan haberlere göre, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından bir gözlemci grup olan ‘Judicial Watch’ adlı adli takip kurumuna devredildi. Yazışma kayıtlarına göre lobi çalışanı, Türkiye ziyareti öncesi Clinton’dan bir ricada bulunuyor.
Yazışmaların tam metninden kesin bir yargıya varmak mümkün değil, zira yazışmalardaki bazı kilit bölümler ABD Dışişleri Bakanlığı’nın müdahalesiyle sansürlenmiş.
Dışişleri’nden sansür
“Selam Huma – Umarım her şey yolundadır ve başarılı bir yolculuk olmuştur. Lütfen (Sansürlenmiş)’le bağlantıya geçer misin? Çok memnun olurum. Ek bilgiye ihtiyacın olursa bana mail atmaktan ya da (Sansürlenmiş) bu cep numarasından aramaktan çekinme.” Bu e-mail Clinton’ın Türkiye’ye ilk ziyaretinden hemen önce 4 Mart 2009 günü atılmış.
Mercer bir dönem DLA Piper adlı lobi şirketine taşeron sözleşmesiyle bağlı olarak, aylık 25 bin dolar ücretle Türkiye’nin lobi faaliyetlerini yürütmüş. DLA Piper şirketi ise bağımsız bir STK olan Duyarlı Siyaset Merkezi’nin verilerine göre Clinton’un 2008’deki kampanyasına en çok katkıda bulunan ikinci kurumsal bağışçı.
Mercer’in bir dönem Clinton kampanyası için çalışmış Capricia Penavic Marshall adlı kişiye attığı 6 Mart 2009 tarihli e-mail ise şöyle: “(Sansürlenmiş)’le alakalı Huma’ya attığım mail bu şekilde. Bütün yardımların için çok teşekkür ederim. Eğer Huma Türkiye’ye varmadan evvel ki sanırım yarın varıyorlar, (Sansürlenmiş)’i ararsa çok memnun olurum.” Kayıtlara göre Marshall, daha sonra Ağustos 2009’da yetkili protokol amirliğine atanarak yüksek rütbeli yabancıların ihtiyaçlarını karşılama görevini yerine getirilmiş.
‘Cevap vermeli’
Türkiye adına lobi faaliyeti yapan Mercer’in bu mailini alan Marshall, Clinton’un başdanışmanı Huma Abedin’e şu maili atıyor: “Bu konuda – David beni aradı ve (Sansürlenmiş)’ten (Sansürlenmiş)’i aramasını istedim ve onun öğrendiği şey bu.”
Konuyla ilgili The Daily Caller gazetesine konuşan ABD’nin en büyük Ermeni örgütü Amerika Ulusal Ermeni Komitesi’nin (ANCA) Başkanı Aram Hamparian, “Mercer, Türkiye’nin milyonlarca Ermeni, Süryani, Rum ve diğer Hıristiyanlara yapılan soykırımın utanmaz bir şekilde üstünü örte çabalarına yardım edip buna suç ortaklığı yaparak kişisel çıkar elde etmiştir. Mercer’in Ankara yardakçılığı, ABD demokrasisinin yüksek ücretli lobiciler tarafından gayriahlaki bir şekilde yozlaştırılmasını temsil ediyor. Bu Amerikan değerlerine yabancı bir güç tarafından gölge düşürülmesidir. Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı’yken yaptığı bu ahlaken savunulamaz işler için cevap vermeli” dedi.