15 Haziran'a kadar kiraya verilmeyecek olan Dadyan Binası için proje bekleniyor. CHP İstanbul milletvekili Selina Doğan, süreçte aktif olarak yer alacak; vakfın amacına uygun, sürdürülebilir, somut projeler toplanıp görüşülecek.
Her yıl düzenlenen geleneksel Dadyanlılar buluşması, bu yıl 15 Mayıs Pazar günü, ilk kez olarak yeni okul binasında yapıldı. Törene, okulun 25 yıllık mezunlarından, CHP İstanbul milletvekili Selina Doğan, okul binasının yenilenmesine katkıda bulunan Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu, okul yöneticileri, öğretmenler ve mezunlar katıldı. Törende, yıllar boyu kendini okula ve öğrencilere adayan ve bu yıl emekliye ayrılan iki değerli öğretmen İrma Çoturoğlu ve Anahit Aşıkyan, plaketle onurlandırıldı.
Eski bina gündemdeydi
Törende yapılan konuşmalarda, bir süredir tarışmaların merkezinde yer alan eski binanın geleceği gündemdeydi. Açılış konuşmasını yapan Dadyan Okulu’nun müdürü Alis Bayram, yeni okul binasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Bu yıl, 2015-2016 eğitim öğretim yılını yeni binamızda karşıladık. Burada, okulumuzun misyonunu, daha çağdaş imkânlarla devam ettirme fırsatı bulduk. 1844’te, okulumuzun hayırsever kurucusu tarafından, üç sınıfla kurulmuş olan okulumuz, daha sonra, yeni nesillere ek sınıflarla eğitim vermeye devam etti. Son zamanlarda fiziksel koşullar yetersiz gelmeye başladığından, daha modern, geniş, yeni teknolojilerle donanmış bir okul hayal etmeye başladık. Bizim bu hayalimiz, Mesut Özdemir başkanlığındaki Bakırköy Dzınunt Surp Asdvadzadzni Ermeni Kilisesi ve Mektebi Vakfı Yönetim Kurulu’nun özverili üyeleri sayesinde gerçekleştirildi. Onlar büyük bir çabayla, imkânsızı mümkün kıldılar ve altı katlı yeni bir bina yükselttiler.”
Eski okul binasının en iyi şekilde değerlendirilmesi için çaba sarf edeceklerini vurgulayan Alis Bayram, sözlerine şöyle devam etti: “Öte yandan, kalplerimizde o özel yerini sonsuza kadar koruyacak olan sevgili eski Dadyan Okulu binamız, geçmişin hatıralarıyla karşımızda duruyor. Hovhannes Bey Dadyan’dan bize miras kalan binanın sadık mirasçıları olarak geçmişimize sahip çıkmak ve binamızı en iyi şekilde değerlendirmek için çabalayacağız. 172 sene önce öğrenmeye hevesli öğrencileri için kurulmuş olan okulumun, aynı şevkle, yıllar boyu yeni nesillere eğitim vermeye devam edeceğine, eğitim ocağı olarak misyonunu sürdüreceğine ve Dadyan’ın ismini yüceltecek daha nice öğrenciler yetiştireceğine inanıyorum.”
Selina Doğan: “Elinizi taşın altına koyun”
Dadyan Okulu’nun 40 yıllık ve 25 yıllık mezunlarına plaketlerin verildiği törende, okulun 25 yıllık mezunlarından CHP İstanbul milletvekili Selina Doğan şöyle konuştu: “Sevgili başkanım, saygıdeğer öğretmenler; çok duygulu anlar yaşıyorum. Aranızda olmaktan ötürü çok mutluyum. Özellikle ülkemizde, çocukların hem ruhlarının, hem bedenlerinin sömürüldüğü böyle bir ortamda, biz okullarımızda çocuklarımıza çiçek gibi bakıldığını biliyoruz. Okullarımız bize, bu ülkede, kültürüne sahip çıkarak, bir yandan da dünya insanı olunabileceğine dair hâlâ umut olduğunu söylüyor. Hepimizin bulunduğu mertebelerde irili ufaklı yapacak çok şey olduğuna inanıyorum. Bu anlamda sizi işbirliğine davet ediyorum. Şimdi eski binamızın nasıl değerlendirileceğiyle ilgili tartışmalar var. Hepinizi, elinizi taşın altına koymaya davet ediyorum. Eminim birbirinden değerli fikirler üreteceğiz ve orayı en iyi şekilde yeniden değerlendireceğiz.”
Vakıf yönetimiyle görüşen CHP İstanbul milletvekili Selina Doğan, törenin ardından yaptığı açıklamada, binanın kiraya verilmesi fikrinden 15 Haziran’a kadar vazgeçildiğini duyurdu. Eski okul binası için acilen proje üretilmesi çağrısında bulunan Doğan, bu tarihe kadar kendisine iletilen projelerle birlikte yeniden vakıf yönetimiyle bir araya gelecek. Doğan’ın çağrısı şöyle: “Basına da yansıdığı üzere, Dadyan Okulumuzun eski binası, Dadyan Vakfı tarafından kiralığa çıkarılmış durumda. Elbette vakıflarımız kendi imkânlarıyla ayakta duruyor ve tasarruflarında bulundurdukları mülkleri de amaçlarına uygun şekilde değerlendirmek durumundalar. Ancak toplumumuzdan bu okulun değerlendirilmesiyle ilgili farklı talepler geldi. Ben de aracı oldum ve bu arayışta köprü görevi üstleniyorum. Lütfen, vakfın amacına uygun, sürdürülebilir, rantabl, somut projeleriniz varsa, en kısa zamanda bana bildirin. Talepler belli bir seviyeye ulaştığında, bir toplantı düzenleyeceğiz. Şimdiden 0-3/3-6 yaş kreşi, huzurevi gibi projeler önerildi. Vakıf yönetimi akla, mantığa, ihtiyaca uygun, vakfı zarara uğratmayacak projelere açık. Hep birlikte kurumlarımıza sahip çıkalım. Ortak akılla, optimum faydada buluşalım.”
Selina Doğan, Agos’a yaptığı açıklamada, projeler belli bir sayıya ulaştığında fikir alışverişi yapmak için özel bir toplantı düzenlemeyi düşündüklerini belirtti. Eski okul binasına ilişkin projeler, danışmanı İnan Gedik aracılığıyla (inangedik@gmail.com) Selina Doğan’a ulaştırılabilir.
Dadyan tartışmaları, ‘ortak havuz’u hatırlattı
Dadyan’ın tarihi binasıyla ilgili tartışma, birçok konuyu da beraberinde gündeme getirdi. Dadyan Okulu Vakfı’nın başka gelir kaynağı olmaması nedeniyle tarihi okul binasını akara çevirmeye karar vermesinin hatırlattığı önemli bir olgu da Hrant Dink’in sıklıkla gündeme getirdiği, Ermeni toplumunun uzun yıllardan bu yana tartıştığı, fakat bir türlü hayata geçiremediği ‘ortak havuz’ konusu oldu. Vakıfların tüm gelirlerini ortak bir merkezde toplayarak adaletli bir şekilde dağılımını sağlaması için düşünülen ‘ortak havuz’ uygulaması, Dadyan gibi geliri sınırlı olan çok sayıdaki vakfı rahatlatacak. Bu bağlamda Ermeni toplumunun maddi olanakları en güçlü vakfı olan Surp Pırgiç Hastanesi Vakfı Başkanı Bedros Şirinoğlu’nun görüşünü sorduk.
Hampartsum yemeğinden sonra VADİP toplantısında da eğitim kurumlarını tek bir kampüste toplama fikrini gündeme getiren Şirinoğlu, Dadyan binasıyla ilgili şöyle konuştu: “Bu tür tartışmalar tabii ki fırsattır ve iyi değerlendirmek gerekir. Fakat maalesef bunu da doğru yapamıyoruz. Ben bu eleştirileri yapanların öncelikle Dadyan’ın yeni binasını topluma kazandıran yöneticileri tebrik etmelerini beklerdim. Sonuçta ortaya çıkanlar görülmeyip doğrudan ağır eleştiriler yapılması yöneticilerde moral bozukluğu yaratmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. O binanın nasıl değerlendirileceği konusunu, toplumun akil insanları, hukukçuları ve yöneticileri bir araya gelip tartışmalı. Oradan çıkacak ortak karar neyse, hepimiz onu uygulamak için elimizden geleni yapmalıyız. Sonuçta o bina kiliseyle aynı parselde yer alıyor ve burası okul amacının dışında kullanılabilir mi, onu da bilmiyoruz.”
‘Merkezi yapıyı kurmalıyız’
Merkezi yapının bir an önce oluşturulması gerektiğini söyleyen Şirinoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Ortak havuz, yani tüm gelirlerin bir araya gelmesi gerektiğini ve harcamaların buradan yapılması gerektiğini her fırsatta söylüyorum. Hampartsum yemeğinde de söylediğim gibi, gelin büyük bir kampüs inşa edelim, tüm çocuklarımızı orada toplayalım ve kolej seviyesinde en iyi eğitimi sağlayalım. Hastanenin bunu yapabilecek maddi gücü var ve hastanenin varlıkları tüm topluma aittir. Bunu topluma hakkaniyetli bir şekilde paylaştırmak istiyoruz. Bunun için cemaatimize merkezi bir yapı kazandırmak zorundayız. Birlik olup talep ettiğimizde ‘merkez mütevelli heyet’ gibi bir yapıyı devletten isteyebiliriz, bunun için bir engelle karşılaşacağımızı düşünmüyorum. Şu an kanun buna elvermese de Musevi cemaati bu ortak yapıyı hayata geçirmiş ve bir şekilde bunu uygulayabiliyor. Bunu sağlarsak, -anlaşılır olsun diye bu örneği veriyorum- milli eğitim bakanlığı, kültür bakanlığı, sosyal işler bakanlığı gibi, merkezi heyetin altında yapılanmalarımızı kurar ve elde edilecek ortak bütçeyi bir merkezden dağıtabiliriz.”
‘Daha fazla gecikemeyiz’
Şirinoğlu ayrıca bir uyarıda da bulundu. “Tüm yöneticiler ve toplum bu yapının hayata geçmesi için çalışmak zorunda, bunu erteleme lüksüne sahip değiliz. Geçtiğimiz günlerde Dikran Gülmezgil’le bir araya geldik ve ‘Aramızda bir husumet olmasa da dışarıdan birbirimize düşmanmışız gibi gözüküyor. Böyle devam edersek tarih bizi yargılar. Bir araya gelip aynı amaç için çalışmalıyız’ dedim. Gülmezgil de buna olumlu yanıt verdi. Tüm husumetleri bir kenara bırakıp birlik olmak için çalışmalıyız. Bugün toplum olarak bunu başaramazsak, sonrası için çok geç olacak” şeklinde konuştu.