Leonardo Di Caprio’nun başrolünde oynadığı son filmi Diriliş’te (The Revenant) görselliği güçlü bir atmosferde seyircisini 1800’lerin Amerika’sına, bir intikam hikâyesine götürüyor.
Western
sinemasında intikam, soğuk yenen bir yemektir çoğu zaman.
Seyircinin, haksız olanın cezasını çekmesini beklediği bir
intikam hikâyesini sürekli barındırır. Alejandro González
Iñárritu; Leonardo Di Caprio’nun başrolünde oynadığı son
filmi Diriliş’te (The Revenant) görselliği güçlü bir
atmosferde seyircisini 1800’lerin Amerika’sına, bir intikam
hikâyesine götürüyor.
Hugh Glass (Leonardo di Caprio) yolları iyi bilen, kürk avlayan usta bir avcı. Bir noktada ekibiyle birlikte yerliler tarafından beklenmedik bir saldırıya uğrayınca yön değiştirmek zorunda kalırlar. Ormanda, Glass’ın karşısına yavrularını korumak isteyen bir boz ayı çıkar. Glass ayıyla tek başına mücadele eder, fakat ölümcül yaralar alır. Yolculuk ettiği ekipse Glass’ın başında iki kişi bırakarak yoluna devam eder. Ölüme terkedilen Glass iyileşmeyi beklerken acı bir ihanete uğrar, bu noktadan sonra ölümü beklemek yerine dirilip intikamını almak için yeniden doğar.
İhanet ve intikam
Iñárritu sinemaseverlerin artık tanıdığı, bildiği, hakkını teslim etmek gereken bir yönetmen. ‘Paramparça Aşklar Köpekler’de yakaladığı ivmeyi kendine özgü yöntemlerle geliştirmiş, yönetmenlik yaratıcılığını hikâye anlatımıyla birleştirip seyirciyi şaşırtmayı, bildiğinden daha fazlasını göstermeyi elzem bulmuş bir yönetmen; bu yüzden de kendince hep farklı olanı, yeni olanı denemeye çalışıyor.
Sinemanın görsel olarak zenginleştiği, yeni tekniklerle uçlarda dolaşabildiği bir dönemde Iñárritu da maharetini çekinmeden sergilemeye çalışıyor, elinde Di Caprio gibi bir oyuncu olması da bu anlamda işini kolaylaştırıyor. Di Caprio yetenek ve deneyimiyle bu tuhaf görsel dünyanın içinde doğanın bir parçası olmuş. Özellikle Glass’ın ayıyla mücadele ettiği sahne ile atıyla uçuruma atladığı sahneler uzun süre unutulmayacak, sinema tarihine geçecek türden.
Çekici görselliğinin yanında Glass’ı ayakta tutan ihanet duygusu filmin önemli ayaklarından biri. Film biraz da Glass’a ihanet eden John’un cezasını bulmasını istemenin verdiği bir duyguyla izlettiriyor kendini. Yine de kameraya kan sıçradığı, karın soğuğundan buğulandığı gerçekçi anlatım, görsel anlatımın yanına koyulduğunda tipik bir intikam alma hikâyesinden çıkıp kendini aşan bir görsellikle yakalıyor seyircisini. Geçtiğimiz yıl Akademi Ödülleri’nde (Oscar) ‘Birdman’ ile hem en iyi film hem de en iyi yönetmen ödülünü alan Iñárritu bu yıl da ‘Diriliş’le 12 dalda aday gösterildiği Oscar Ödülleri’nden eli boş dönmeyeceğe benziyor.