Cizre’deki yaralılardan beşinin durumu iyice ağırlaştı

Cizre'de sığındıkları bodrum katında yedi gündür ambulans bekleyen 19 yaralıdan Ferhat Karaduman'ın bilincini yitirdiği ve ağır yaralı dört kişinin de her an yaşamını yitirebileceği belirtildi. Açlık grevindeki HDP Urfa vekili Osman Baydemir, “Ankara ve Cizre'deki devletler ayrı devletler midir? Çünkü söylemler bir biriyle örtüşmüyor” diye konuştu.

 

Şırnak'ın Cizre ilçesinde Cudi Mahallesi'nde bir evin bodrumunda yedi gündür ambulans bekleyen 19 yaralı ve hastaneye kaldırılamadığı için yaşamını yitiren yedi kişinin cenazesinin alınması için bekleyen Cizre Belediyesi'ne ait ambulans ve gönüllü sağlık personeli hala yaralılara ulaşamadı. HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, yaralılardan Ferhat Karaduman’ın  bilincinin kapandığını, diğer dört kişinin sağlık durumlarının daha da kötüleştiğini söyledi.

Dicle Haber Ajansı’nın haberine göre, HDP Şırnak milletvekili Faysal Sarıyıldız, Cizre Belediyesi'ne ait ambulans ve bakanlıkla yapılan görüşmelerin ardından görevlendirilen üç gönüllü sağlık personelinin yaralıların bulunduğu eve gitmek için hazır bekletildiğini, HDP'li milletvekillerinin İçişleri Bakanlığı'nda yapacakları görüşmenin ardından tekrar ambulans ve sağlık ekiplerini eve yönlendireceklerini söyledi.

Dört kişi her an ölebilir

Yaralıların bulunduğu evin zırhlı araçlarla asker ve polislerle kuşatılmasına rağmen hala "çatışma yaşanıyor" mizanseni yaratılarak ambulansın mahalleye girmesinin engellendiğini belirten Sarıyıldız, yaralıların bulunduğu eve yapılan bombalamanın devam ettiğini söyledi. Yaralılarla yaptıkları son görüşmede Ferhat Karaduman'ın bilincini kaybettiğini ve dört ağır yaralının da ölümle yüz yüze oldukları bilgisini aldıklarını kaydeden Sarıyıldız, “Dört yaralı her an yaşamını yitirebilir. O bölgede dün ya da bugün bir askerin yaşamını yitirdiği söyleniyor. O asker orada mı yaşamını yitirmiş belli değil. Şu an bodrumdan mesaj geliyor, bodrumdakiler ‘zırhlı araç hemen karşımızda' diyor. Zaten orası devlet güçlerinin denetiminde. 'Anneleri gitsin alsın, gönüllüler alsın, yaşam koridoru açın diyoruz' ama bir mizansenle bu engellenmeye çalışılıyor. Oradaki memur açık açık 'Ben Bakanı tanımam' demiş. Şu an içeride durum kötü. Yaralıların inleme sesinden başka ses gelmiyor” diye konuştu.

Öte yandan, Cizre’deki yaralıları almak İçişleri Bakanlığı’nda yaptıkları çeşitli görüşmelerden sonuç alamayınca Çarşamba günü açlık grevine başlayan üç HDP’li vekil, bugün bir basın toplantısı yaptı. Açlık grevindeki vekillerden İdris Baluken, Cizre'de bakanlığı tanımayan bir gücün varlığına işaret ederek, bunun hükümet tarafından bilindiğine dikkat çekti.

Baluken: Tek bir samimi çaba yok

İdris Baluken, 28 kişiden 6 kişinin öldüğünü, bunların  ikisinin kendilerinin görüşme yaptığı sırasında hayatını kaybettiğini söyleyerek “Hükümet nezdinde bütün girişimleri devreye koymamıza rağmen maalesef gerekli girişimler hükümet ve devlet tarafından yapılmadı. İçişleri Bakanlığı’nda görüşmelerde yapmış olduğumuz aktarımlara rağmen bu yurttaşların alınmasıyla tek bir samimi çaba görmedik.  7 gün boyunca 400 metre ötedeki bir bodrum katına ambulans göndermeyen ve yurttaşların yaşam hakkını gasp eden bir devlet pratiği ile karşı karşıyayız. O yaralıların hastaneye nakledilmesi bilinçli bir şekilde engelleniyor. Oraya gönderilen tek bir Sağlık Bakanlığı ambulansı yok. Oraya giden sağlık ekipleri belediyemize bağlı bizimle iletişim halinde olanlardan ibarettir" diye konuştu.

Baluken,  sürecin bütün sorumluluğunun İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere AKP hükümetinde olduğunu ifade etti.

Baydemir: Ambulans 11 kez engellendi

HDP Urfa milletvekili Osman Baydemir, taleplerinin uluslararası hukukun gereklerinin yerine getirilmesi olduğunu ifade ederek, “Ankara ve Cizre'deki devletler ayrı devletler midir? Çünkü söylemler bir biriyle örtüşmüyor. Cizre'de devlet bodrum katında yaşam mücadelesi veren silahsız 22 insan üzerinden gaddarlığını yürütüyor. Samimiyet çağrısında bulunuyoruz. Kim samimi kim değil bu vakada kendini gösteriyor" dedi.

“Buyrun kim yaşatmakta samimi ortaya çıkaralım” diyen Baydemir, “Dün 11 kez ambulans yaralıları çıkarma konusunda girişimde bulundu. 11 kez engellendi. Ambulansın son gidişinde 50 metre kalmıştı” ifadesinde bulundu.  Baydemir, yaşanılanların tamamının Mobese kameraları tarafından da kayıt altına alındığını ifade ederek, “Bu vahşetin yaratacağı tahribat Diyarbakır zindanındaki vahşet kadar etkileyicidir" dedi.

Danış: Muhatabımız Kandil değil, hükümettir

HDP Adana milletvekili Meral Danış Beştaş ise, 2016 Türkiye'sinde İçişleri Bakanlığı'nda üç milletvekili tek taleple, yaralıların hastaneye sevkiyle açlık grevine başladıklarını ifade ederek, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Kandil'e çağrıda bulunsunlar" açıklamasına tepki gösterdi. Beştaş, çağrılarının muhatabının bizzat hükümet olduğunu kaydetti. Ayrıca Beştaş basına “Ambulanslara teröristlerce ateş açıldı” şeklindeki yalan haberlerin servis edildiğine dikkat çekti.

Davutoğlu: Önce tedavi eder sonra yargıya göndeririz

Başbakan Ahmet Davutoğlu ise dün yaptığı açıklamada “Konu, İçişleri Bakanlığımıza ve Sağlık Bakanlığımıza intikal ettiği andan itibaren hem bakanlarımız hem ben bizzat takipçisi olduk. Ambulanslarımızın olay mahalline intikali için her türlü çalışma yürütüldü. Ama burası öyle bir bölge ki, olay mahalline gitmek istendiği anda ateş altında kalınıyor. Herkesin samimi olması lazım.  Biz teröre ve teröriste karşı mücadeleyi yaparız ama yaralı kim olursa olsun onu da alır hastaneye yetiştirmek için her türlü tedbiri de alırız. Bir cezaya muhatap olacaksa dahi önce tedavi eder sonra yargıya göndeririz” demişti. Davutoğlu,  açlık grevine başlayan vekiller için de “İçişleri Bakanlığımıza gelip bekleyen milletvekillerine çağrıda bulunuyorum. Bir kere dönüp Kandil'e doğru 'Yeter artık' demeyi başarabiliniz mi? Bir kere de dönüp, Meclis'te oradan bir başka milletvekilinin görüntülerini vererek şov yapmak yerine, orada ıstırap çeken halkın yanında durun. 'Biz burada demokratik bir ülkenin meclisinde konuşurken, sizler orada barikat kurup, çukurlar kazıp, Cizre Devlet Hastanesi'ne bir günde 20 roket atıp, oradaki sağlık çalışanları ve hastaların hayatını tehlikeye atamazsınız' diye bir çağrıda bulunun. Biz gereğini yapacağız” diye konuşmuştu.

 



Yazar Hakkında