Kapalıçarşı'nın nabzını tutanlar, gelinen noktanın kriz olduğu konusunda hemfikir. Sektör temsilcileirne göre kriz, Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmelerle yakından ilgili.
MİRAN MANUKYAN
JULİA KÜTNAROĞLU
ARTO TEZEL
“Kapalıçarşı’da işler durdu.” Dönem dönem kulağımıza gelen bu şikâyet, son aylarda iyice artmaya başladı. Hal böyle olunca, meseleye biraz daha yakından bakmak için sektörün temsilcilerine mikrofonumuzu uzatalım dedik. Gelen yanıtlar, Kapalıçarşı’da bir kriz olduğunu teyit eder nitelikte. Bu krize sebep olarak, ABD Doları ile birlikte altın fiyatlarının yükselmesi, alım gücünün düşmesi ve dış politikada yaşanan sorunlar gösteriliyor. Özellikle Rusya ile yaşanan kriz ve Sultanahmet saldırısı sonrası turizmde yaşanan sıkıntılar, krizin baş sorumlusu olarak görülüyor. Peki çözüm?.. Şimdilik öne çıkan bir çözüm önerisi yok. Ancak ürünlerde yeni çeşitlere gidilmesi ve bilhassa dış politikada suların durulması beklentisi üzerinde duruluyor. Kesin olan şu ki, Kapalıçarşı’yı zor günler bekliyor.
“Küçük esnafın çoğu dükkanı kapattı”
Surmak Susmak (Surmak Susmak Kuyumculuk)
Ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor ve bu kriz tüm sektörleri etkiliyor. Mücevher ve kuyum, önceden bir birikim olarak düşünülüyordu ve altın geleceği temin eden bir yatırım aracıydı. Türkiye’nin komşu ülkeleriyle olan sıkıntılarının da insanlar ve sektör üzerinde etkileri var. Bu etkiler birleştiğinde, kuyum ve mücevher sektörü geri plana atılıyor. Bu sistemin içinde, doğal olarak insanlar geleceklerine öncelik veriyor. Aynı zamanda, yurt dışına ihracat yapan birçok esnaf da durumdan etkileniyor. İş iklimi olarak baktığımız zaman, esnaf, iklimin her türüne alışkın olmalı. Her zaman yaz veya ilkbahar gibi düşünmemek, kış geldiğinde ne yapacağını bilmek gerekir. Sanatla uğraşan kesim, bizi daha çok ilgilendiriyor. Kapalıçarşı’daki küçük esnafın birçoğu dükkânını kapattı. Devletin olası yapıcı düşünceleriyle birlikte bu durumun düzeleceğini umuyorum. Tabii ki siyasetçi değilim, ama bir usta gözüyle baktığımda, çıraklarımızla ve müşterilerimizle nasıl ilişki kuruyorsak, ülkelerin de kendi politikaları var. Bir fert olarak siyasi açıdan değerlendirecek olursam, şu durumda özellikle komşu ülkelerle iyi geçinmek ve geleceğe yönelik adımlar atmak gerekiyor. Suriye ve İran’ın mevcut durumundan ve 2015’teki uçak vakalarının ardından Rusya ile çalışan esnaf başta olmak üzere, birçok sektör kötü yönde etkilendi. Bu ülkede yaşayan bir birey olarak, tabii ki ülkemizin politikasına saygı duymak gerekiyor; ama mevcut politikanın insana yönelik olması gerekir diye düşünüyorum. Bunun anahtarı siyasilerdedir, bilim adamlarındadır, insanlardadır. Her birey kendi üzerine düşeni yaptığı an, güzellikler olur diye düşünüyorum, bir usta gözüyle.
‘200 bin vergi mükellefi dükkânı kapattı”
Hraç Arslanyan (Mahrec Sanatevi)
Kapalıçarşı piyasasında kesinlikle bir düşüş var. İnsanlar başka iş kollarına yönelmeye başladı. İstanbul bazında kuyum üzerine uğraşan 200 bin vergi mükellefi kapandı ve bu azımsanacak bir rakam değil. Politik sıkıntılar, ekonomik gücü, satın almayı ve bizim satışlarımızı etkiliyor. 10 yıl önce bu krizin ayak sesleri geliyordu ve buna en büyük etken sanayileşme oldu. Asıl neden, şu an alım gücünün düşmesi. Hayat pahalılaşınca insanlar mücevhere yönelemez oldu. Biz aynı zamanda kuyumculuk eğitimi veriyoruz, bu alanda bile düşme var. Seçim öncesi, neredeyse eğitime kayıt için telefonlarımız susmuştu. İlk seçimlerin sonunda tekrar hız kazandı. Artık para harcama yelpazesi değişti. Kredili evler, krediyle tatiller derken, mücevher durma aşamasında. Ama kadınlar var oldukça ,mücevher iş yapar. Bu bir dönemdir ve umuyoruz ki geçecek. Şu an daha minimal mücevherler ön planda. Eğitim verdikçe şöyle bir kanıya vardık; artık insanlar takı almaya başladı. Markalaşmış farklı tasarımları tercih ediyorlar ve bunlar gümüş veya bronz olabiliyor. Çünkü çalınma veya kaybetme korkusunun olmamasıyla birlikte, alımı da kolay. Öğrencilerimizin ürettikleri takılar, mücevherlerden daha fazla rağbet görüyor. Sektör olarak bir kaos yaşıyoruz. Yatırımları, minimal seviyeye indirmemiz gerekiyor. Özellikle toptancıların kredili satış yapmaması gerekiyor. Pasif bir yaklaşım olsa da bekleyip görmek gerekiyor. Minimale yönelmek, materyalleri ufaltmak bir çözüm olabilir.
‘Farklı tasarımlar yapılmadığı sürece çözüm üretilemez’
Efrim Bağ (Bağ Kuyumculuk)
Kapalıçarşı piyasasında son zamanlarda yaşanan düşüş azımsanamaz. Bu sorunun başlıca sebebini, son zamanlarda ülkemizi ziyaret eden turist sayısının azalmasına yoruyorum. 2015’te yaşanan olaylar, turistlerin Türkiye’yi tercih etmemesine etken. Rusya ile yaşanan uçak krizi, Rus pazarıyla yapılan işlerin tamamen durmasına neden oldu. Son zamanlarda mücevherde altına rağbet azaldı, insanlar farklı madenlere yöneliyorlar. Tabii ki bunun sebebi de altın fiyatının yükselişi. Altını günümüzde en fazla tercih edenler Araplar. Fakat turistik bir düşüş olduğundan dolayı, onlar da artık ülkemize gelmiyor. Rusya piyasasıyla herkes sorun yaşıyor, bizler de ilişkilerin düzelmesini bekliyoruz. Farklı ve yeni tasarımların yapılması çözüm olabilir. Yıllardır insanlar piyasada aynı tasarımları görmekten bıktı. Farklı tasarımlar yapılmadığı sürece herhangi bir çözüm üretilemez ve tabii ki komşu ülkelerle yaşanan sorunların çözülmesi piyasayı rahatlatabilir.
‘Lider firmalar iflas ediyor’
Varujan Somuncuyan (Apraham Kuyumculuk)
Kapalıçarşı’daki durgunluk söylentilerinin gerçeklik payı, oldukça yüksek. Hatta durgunluk o denli büyük ki, ‘lider’ olarak adlandırabileceğimiz firmalar veya baba mesleği olan kuyumcular dahi iflas ediyorlar. Kapalıçarşı’daki kuyumcular ve gümüşçülerdeki düşüşün başlıca nedeni ekonomik. Artık insanların alım gücü, kalmadı denecek kadar azaldı. İkinci sebep ise insanların maddi çekinceleri ve siyasi karmaşa. Amerikan Doları’nın yüksek seviyede oluşuna ek olarak kurun yükselmesi, altın ve gümüş fiyatlarını doğrudan etkiledi. Mücevherde altın ya da platin dışında bir metal kullanılmasını, üreticinin kendisine olan saygısıyla bağdaştırabiliriz. Çözüm konusunda kötümser olmak istemem, ama çözümün yolu bulunsa bile hayata geçmesi uzun sürecek. Siyasal istikrar, insanların refah seviyesinin yükselmesi, dış politika kaynaklı endişelerin bertaraf edilmesi, belki bir nebze işlerin kıpırdamasını sağlayacaktır.
‘İnsanlar lüks olduğu için mücevhere yönelemiyorlar’
Hovagim Suna (Ark Silver)
Kapalıçarşı piyasasında işler, son zamanlardaki politik olaylardan dolayı durgun. Güneydoğu’daki olaylardan ötürü insanlar gergin. Buna ek olarak, Sultanahmet Meydanı’ndaki saldırı, hem turistleri, hem iç piyasadaki insanları tedirgin etti, işler de durma noktasına geldi. Altın fiyatlarının artması aleyhimize oldu, diğer kuyum materyallerinin fiyatlarında da oynamalar oldu. Platin olsun, alüminyum olsun, onların fiyatları indi. Altın fiyatlarının mevcut miktarlara çıkmasında ise Suudi Arabistan-İran arasında yaşanan olayların etkisi yüksek. İnsanlar, mevcut durumda mücevhere yönelmiyor, bu tarz ürünler yerine temel ihtiyaçlarına öncelik veriyorlar. Bu durumların kalıcı bir çözümü yok. Fakat hem Türkiye, hem Ortadoğu’daki siyasi gerginliğin çözülmesi, bizlerin de işlerini rahatlatacaktır.
‘Altına yönelim azaldı’
Cezo Taş (Cetaş Kuyumculuk)
Küçük ölçekli atölyelerin durumu iyi değil. Maddi imkânları iyi olmadığından fuarlara katılamıyorlar veya teknolojiye yatırım yapamıyorlar. Dolayısıyla birkaç modelle geçinmeye çalışıyorlar ki, bu onlar için çok zor. Bizim gibi büyük firmalar, tüm dünyaya açıldığı için Amerika duruyorsa Uzakdoğu başlıyor, Uzakdoğu duruyorsa İran, Dubai veya Kuzey Afrika ülkeleri başlıyor. Bu şekilde dünyaya yayılıyoruz ve bizim gibi hareket kabiliyeti yüksek firmalar bu gibi krizlerden etkilenmiyor. Genel olarak altına yönelim azaldı. İnsanların zaruri ihtiyaçları ön plana çıkıyor. Yine de şu an altının en çok satıldığı ülkeler İran ve Irak. Bu gibi ülkeler, altına hâlâ çok sıcaklar; ancak gelişmiş ülkelerde ise pırlanta daha çok rağbet görüyor. Piyasadaki atölyelerin çoğu, sanatı düşük atölyeler. İyi ürün verenlere bizim gibi büyük firmalar iş veriyorlar ama kalite düşük olduğu zaman böyle bir imkân doğmuyor. Sanatlarını ilerletmeleri gerekiyor. Piyasayı takip etmek, trend nedir bilmek gerekiyor. Trend sürekli değişiyor, bu sebeple hiçbir zaman aynı üründe kalmamak lazım.
‘Uzun vadede ihracat çözüm olabilir’
Sevan Selviler (Sadekâr)
Kapalıçarşı’daki düşüş oldukça etkili ve bu iddialar maalesef ki doğru. Çarşı kan ağlıyor. Ben 10 yıldır dükkân işletiyorum; ancak 30 yıldır Kapalıçarşı’da olan ustalarımızın da hali bizimkinden farksız. Bizim çalıştığımız büyük firmalar ihracat yapıyor. Dünyada da bir kriz mevcut. Son zamanlarda en çok iş yaptığımız İran’la bile iş yapamaz olduk. Öte yandan Rusya ile yaşanan gerginliklerle birlikte, Türkiye’nin pazarı hızla küçüldü. Aynı zamanda vatandaşların yurt içinde mücevhere olan ilgisi de düştü. İnsanlar karnını doyuramıyor, dolayısıyla mücevher lükse giriyor. Özellikle seçim döneminde çok fazla durgunluk yaşandı. Erken seçimden sonra da aynı şekilde devam etti. Sürekli bombalar patlıyor. İnsanların huzuru kalmadı. Alım gücünden kaynaklı olarak altına yönelme azaldı. Altın çok pahalı olduğundan insanlar gümüşü tercih etmeye başladı ve bu tercihte modanın rol oynadığını düşünmüyorum. Bütçesi yetersiz olunca, gümüşe ya da diğer madenlere yöneliyor. Düzeleceğine dair benim fazla bir umudum yok. Belki yurt dışına ihracat fazlalaşırsa, uzun vadede düzelecektir. Çözüm yolu, ekonominin ve diğer ülkelerle ilişkilerin düzelmesinden geçiyor.
‘Altının trendinin düşeceğini sanmıyorum’
Rober Muradoğlu (Nişan ve Murat Gümüş)
Yeni yılla beraber, dünya ekonomisinde genel manada bir dalgalanma var. Bizim için ise Sultanahmet saldırısı, bu dalgalanmanın tuzu, biberi oldu. Turizm açısından yaşanan sıkıntılar, özellikle Güney bölgelerdeki müşterilerin azalmasına sebep oldu, bunda Rusya ile yaşanan uçak krizinin de payı var. Turistik bölgelerde çalışan mağazalar ne mal alıyorlar, ne de aldıkları malın ücretini ödüyorlar. Tüccarın altın dışında bir maddeye yönelmesi de mümkün değil, yani bu bir çözüm değil. Zaten alıcı, piyasaya çıkıyor ve cebinde de para varsa, altını ya da pırlantayı alıyor. Bu durum, tüketenin maddi durumuyla ilgili. Altının trendinin düşeceğini sanmıyorum. Bir ara hükümet ,altına ödenen taksiti kaldırmıştı; ama ne oldu, parası olan zümre gitti, dışarıdan alım yaptı ve para yine yurt dışına gitti. Fakat bu olay İstanbul Kuyumcular Odası (İKO)’nın gayretiyle tekrardan düzeltildi. Çözüm olarak şunu söyleyebilirim; Kuyumcular Odası, bu konuda çalışıyor. Yurt dışından gelen malların değer tespitleri, bu malların vergilendirme sistemleri, fiyat sistemleri üzerine geniş çaplı çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar, bakanlıklara da iletildi. Bunların temel amacı, iç piyasayı hareketlendirmek. Bizim yurt dışından mal almamızı gerektirecek bir ortam yok, çünkü burada üretilen malların kalitesi oldukça yüksek.
‘Siyasi gelişmeler piyasayı da etkiledi’
Murat Şarklı (Şarklı Kuyumculuk)
Kapalıçarşı piyasası düşüşte. Kapalıçarşı’da esnaf kan ağlıyor, sürekli dükkânlar kapanıyor. Hükümetin istikrarsızlığı, turizmin azalması, Suriye politikamız, Rus uçağının düşürülmesi, durumumuzun bu hale gelmesinde büyük rol sahibi diyebilirim. Terör tüm dünyada var; Paris’te, Belçika’da, her yerde. Özellikle Ruslar ile yaşanan uçak krizi bizlere çok sıkıntı yarattı. Piyasanın Rus ayağını kesti. Bu krizin ülkemize yıllık 20 milyar dolara mal olduğu konuşuluyor. Kuyum sektörünün büyük bir kısmı, Rus piyasasına çalışıyordu. Bizim sektörün dışında, ülkenin nerdeyse yüzde 50’si de Ruslara çalışıyordu. 2015’te yaşanan olaylar, piyasayı çok etkiledi. İstikrar olarak güven veremediler, ekonomik durum ortada, altın piyasası ortada. Bizler orta kesime hitap eden esnaflarız, orta kesim diye bir şey kalmadı artık. Ya durumu çok iyi olanlar var ya çok kötü. Orta direk şu an ay sonunu zor getiriyor, gelip altın alamıyorlar haliyle. Altına yönelim ise pek yok diyebilirim, insanlar istese de ekonomik şartlar alım gücünü kısıtladığı için buna izin vermiyor. Çözüm önerisi olarak, siyasi karışıklığın azalmasının gerekliliğini söyleyebilirim. Umarım gelecekte bu durum düzelir.
‘Dolar ilk çeyrekte 3 TL’nin altına düşmez’
Mehmet Ali Yıldırımtürk (Altın ve para piyasaları uzmanı)Özellikle Amerikan Merkez Bankası’nın faiz artırımı ile dünyada çalkantılı bir dönem başladı. Gelecekte de yapılabilecek olası faiz artışı ihtimali, büyük fonları rahatsız etti ve özellikle de bu noktada merkez bankaları ile piyasa oyuncuları arasında bir savaş başladı. Özellikle geçen sene, Amerikan Merkez Bankası’ndan gelecek faiz artırma beklentisiyle baskılanan altın fiyatı, güvenli bir liman arıyor. Bu noktada altının zaman zaman yükseldiğini, ancak faiz artırımı hâlâ Amerika’dan beklendiği için bu durumun daha sınırlı kaldığını görüyoruz. Bu arada bölgemizde ve son olarak da Suudi Arabistan-İran arasındaki jeopolitik gerginlik sırasında, bir miktar altının destek bulduğunu görüyoruz. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bizim bölgemizdeki jeopolitik gerginliklerin çok fazla fiyatlanmadığını görüyoruz.
İç piyasaya bakacak olursak, hükümetin kurulmasıyla beraber, özellikle dört sene daha seçim olmayacağı beklentisi, bir miktar siyasi istikrar oluşturmuş durumda. Fakat dış piyasalardaki tedirginlikler, içeride de dolar, TL’yi bir noktada tetikliyor. Aralık ayında 2.99 olan dolar-TL fiyatı, Ocak ayında 3.05’lere kadar yükseldi. İçerde yapılan hem ekonomik yapısal reformlar, hem siyasi reformlar, hem de anayasa değişikliği beklentileri, dış piyasadan iç piyasayı pozitif yönde ayrıştırıyor. Diğer taraftan altın, dolar-TL ile şekilleniyor. Bir aylık pozisyona bakacak olursak, Aralık ayında altının fiyatı 99 TL iken, şimdi 108 TL bandında. Gelecekte 110 TL seviyeleri görülebilir. İki gündür Suriye ile ilgili toplantının bir noktada siyasi olarak piyasaları etkilediğini görüyoruz. Suriye ile ilgili yapılacak toplantıya Türkiye’nin katılımcılar hakkında itiraz etmesi, bir tedirginlik oluşturmuştu ve bu olay doları etkilemişti. Bu gelişmeler devam ettiği sürece dolar, 3.05 seviyelerini tekrar görebilir ama yılın ilk çeyreğinde Türkiye’de turizm gelirlerinin zayıf olması ve bir miktar pozisyon kapama amaçlı döviz talebi, dövizin 3 TL üzerinde kalmasını sağlayabilir. Dolar 2.98 ile 3.05 arasında hareket edecektir. Altın için ise 110 TL seviyeleri, kısa vadeli satım için uygun seviyeler diyebiliriz. Orta vadeli alım için de 100-103 TL seviyeleri uygun olabilir, fakat bunun için de ilk çeyreğin geçmesi gerekir diye düşünüyorum. Kısa vadeli al-sat yapacak olanlar ve alım için 103-105 TL seviyeleri, satım için de 107 TL ve üstü değerlendirilebilir.