Güneydoğu’da devam eden sokağa çıkma yasakları ve çatışmalarda ölenlerden 50 kişinin cenazesi, çatışmalardan dolayı gömülemediği için hala morglarda, camilerde ya da evlerde bekletiliyor. Üç aylık Miray İnce’nin cenazesi de hala morgda. Cenazeleri alamayan ailelerden bazıları açlık grevine başladı.
Sokağa çıkma yasağının ve çatışmaların devam ettiği Cizre’de ölen 28, Silopi'de 19 ve Diyarbakır Sur ilçesindeki 3 kişinin cenazeleri kaldırılmayı bekliyor. Diyarbakır Sur'da öldürülen YDG-H üyesi gençleri aileleri çocuklarının cenazelerini alamayınca açlık grevi başlattı.
BBC Türkçe’den Hatice Kamer’in haberine göre 14 Aralık'tan bu yana Cizre ve Silopi'de ölen 47 kişiden 6'sının yasaktan dolayı hastaneye gidemedikleri için, kalanların ise atılan kurşun ya da şarapnel parçalarıyla hayatlarını kaybettikleri bildiriliyor.
Diyarbakır'da çatışmada öldürülen PKK'nın şehir örgütlenmesi YDG-H üyesi üç gencin aileleri çocuklarının cenazelerini alamadıklarını söyleyerek açlık grevine giderken, Diyarbakır valisi BBC Türkçe'ye cenazelerin alınmasını engellemediklerini söyledi.
Cenazeler evde ve camilerde
Aralarında üç aylık bebek Miray İnce'nin de bulunduğu 10'u çocuk, toplam 40 kişinin cenazesi Şırnak, Cizre ve Silopi Devlet Hastaneleri'nin morgunda bekletiliyor.
19 Aralık’ta Silopi’de hayatını kaybeden Taybet İnan ile onu kurtarmaya çalışırken keskin nişancılar tarafından vurulduğu söylenen kayınbiraderi Yusuf İnan’ın cenazeleri bir hafta boyunca sokakta kaldıktan sonra Silopi Devlet Hastanesi morguna kaldırılabilmişti.
Ancak hastanelerin morg kapasitesi dolduğu için, çatışmaların yoğun yaşandığı Silopi’nin Başak, Barbaros ve Nuh Mahallelerinde bir kısım cenaze evlerde ve camilerde bekletiliyor. Çatışma ve operasyonlar çok yoğun şekilde devam ettiği için cenazeler mahallelerden çıkartılamıyor. Aileler, cenazelerini biran önce toprağa vermek istediklerini söylüyor.
'Babamın cenazesini evde bıraktık'
İki gün önce Silopi'nin Barbaros, Nuh ve Başak Mahallesi’nde yaşayan mahalle sakinlerinin tamamı başka mahallelere tahliye edildi.
26 Aralık’ta hayatını kaybeden 73 yaşındaki Hasan Sanır’ın ailesi de iki gün önce Barbaros Mahallesi’deki evlerinden çıkmak zorunda kalanlardan. Hasan Sanır’ın oğlu Mahmut Sanır, babasının cenazesini evde bırakmak zorunda kaldıklarını anlatıyor: “10 gün önce babam evin ikinci katındaki gerekli bazı eşya ve yiyecekleri almaya çıktı. Çok yoğun patlama sesleri geliyordu. Babamın bağırdığını duyduk. Yanına gittiğimizde ölmüştü. Vücudunda iki yara vardı, kurşun mu, şarapnel mi bilemiyoruz. Cenazeyi ne camiye ne de hastaneye götürebildik. Üzerine bir battaniye örttük.
Dokuz gün babamın cenazesiyle kaldık. İki gün önce anonslarla evlerden çıkmamızı istediler. Mecburen çıktık. Daha sonra 155’i aradım. Babamın cenazesinin evde kaldığını, almak istediğimizi söyledim. Polislerle birlikte eve gittik. Polis, sokakta çukurlar olduğunu, ambulansın sokağa giremeyeceğini, durum biraz düzelince cenazeyi gidip alabileceğimizi söyledi. Biz de cenazenin üzerine kapıyı kilitleyip çıktık. Bu şekilde devam ederse, babamın cesedi toprağa verilmeden çürüyecek.”
Miray bebek gömülmemiş
Üç aylıkken öldürülen Miray bebeğin büyük amcası Abdurrahman İnce, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “gömüldü” açıklamasının yanlış olduğunu Miray bebeğin cenazesinin Şırnak’tan, Cizre Devlet Hastanesi morguna nakledildiğini söyledi. Miray’ın büyük dedesi Ramazan İnce’nin cenazesi ise halen İdil Devlet Hastanesi morgunda bekletiliyor. Abdurrahman İnce “Burada hayat bitmiş durumda. Hepimiz yaşayan ölülere döndük. Ölenler mezara kavuşamadı ama bu zulümden kurtuldular. Önce hapsedildik diyorduk ama şimdi anlıyorum ki hepimiz diri diri gömülmüşüz. Keşke biz de ölseydik, ölseydik de kurtulsaydık bu zulümden” diyor.
Bizi çocuklarımızın cenazeleriyle terbiye ediyorlar
Öte yandan sokağa çıkma yasağının sürdüğü Diyarbakır'ın Sur ilçesinde güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürülen YDG-H’li Mesut Seviptek, İsa Oran ve Ramazan Öğüt’ün aileleri, çocuklarının cenazelerini almak için üç gün önce Diyarbakır’da açlık grevine başladı. İsa Oran’ın babası, Mehmet Oran, oğlunun cenazesinin 14 gündür Kurşunlu Cami’de bekletildiğini söyledi. Baba Oran, HDP milletvekilleri, insan hakları savunucuları ve İstanbul’dan elen Barış Girişimi temsilcilerinin, cenazelerin teslim edilmesi için resmi makamlarla görüştüklerini ama bir sonuç alamadıklarını anlattı: “Resmi makamlar cenazeler konusunda bilgi sahibi olmadıklarını söylediler. En son dört gün önce yine girişimlerde bulunduk, vekiller aracı oldu. ‘Belediye cenaze aracı gelsin, ailelerden de iki kişi gelsin. Bomba imha uzmanları ile gidebilirler’ dediler. Ayrıca başımıza bir şey gelirse sorumluluğu kabul ettiğimizi gösteren bir belge imzalamamızı istediler. Bütün girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Biz de son çare olarak açlık grevine başladık. Cenazeleri Sur’da, biliyoruz ve almak istiyoruz. Çocuklarımızı hendeklerin arkasına iten nedenleri biz aileler mi yarattık? Çocuklarımızın cenazeleriyle bizi terbiye etmeye çalışmasınlar” diyor.
Vali: Cenazeler alınabilir
Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, konuyla ilgili olarak, sanatçı heyeti, İHD ve Belediyeden ziyaretlerin gerçekleştiğini, gelen heyetlere, cenazeleri gidip alabileceklerini söylediğini aktardı: “Başsavcıyla da görüştük, 'Sıkıntı yok, cenazeler alınabilir' dedik. Belediyenin cenaze aracıyla, kalabalık olmadan, iki, üç kişi, araca eşlik ederek gidip cenazeleri alabilirler. Karşı tarafla konuşup, hallederseniz, bizim açımızdan sıkıntı yok' dedik. Görüşmede 'Tamam' diyorlar ama sonra bize dönüş olmuyor.”