Pencereden bakmayacağız akşama doğru.
Sen güneşle soluklanıyorsun, ben ayla,
Ama düştüğümüz aynı sevda”
Anna Ahmatova
Bazı günlerin kendine has renkleri vardır. Mesela cumartesiler hep daha parlak olur bence. Mevsimlerin de kokusu olur. Hele İstanbul’un mevsimleri, kokusuyla anlatır kendini. İstanbul’a kış geldiğini, sokaktaki kestanecinin kokusundan anlarsınız. Artık sonbahar bitmek üzeredir ve kış başlayacaktır. Yavaş yavaş, mısırcılar yerlerini kestaneciye bırakırlar. Kışın gelmesine sevinme nedenlerimdendir kestane, tıpkı diğer kış âdetleri boza ve salep gibi.
Yurtdışında, özellikle Kuzey Avrupa’da ise, yolları ‘gluhwein’ yani sıcak şarap kokusu kaplar, ki benim için de kışın resmî kokusu bu olabilir. Yollara kurulan Noel pazarlarında bu enfes kokulu içeceği mutlaka bulabilirsiniz.
Sıcak şarap, tıpkı sangria gibi, kuvvetle muhtemel, kalan şarapları değerlendirmek için yapılmaya başlamış bir şarap kokteyli. Şarap gibi kırılgan ve hassas aromalara sahip bir alkollü içkinin kaldırmayacağı kadar fazla müdahale içerdiğinden, sıcak şarap, artık şarap olmaktan çıkan bir alkollü içecek. Aslında sadece alkolü ve burukluk veren tanenleri için kullandığımız şarabınızın üst kalitede olmasına gerek yok. Marketlerde litrelik olarak satılan, çevir-aç kapaklı mütevazı şaraplarla gayet güzel sıcak şarap yapabilirsiniz.
Daha önce bu tarifi vermiştim ama mevsim itibariyle ve gelen yoğun istek üzerine yeniden paylaşsam fena olmayacak gibi geliyor bana.
Gerekli malzemeler: Bir su bardağının dörtte üçü kadar esmer şeker (şeker miktarını siz belirleyebilirsiniz, ben biraz şekerli severim), 1,5 su bardağı su, 8-10 karanfil, iki tarçın çubuğu. Tarçın çubukları uzunsa, kaynatmadan önce üçe bölüp karışımın içine atın. Böylece, servis ederken her bardağa bir tarçın çubuğu koyabilirsiniz.
Önce, şarap hariç tüm baharatları, bir limon, bir elma, bir ayva ve bir portakalla birlikte tencereye koyuyoruz. Limonu ve portakalı sıkıp, kabuklarını da suyun içine koyup, neredeyse şerbet kıvamına gelene kadar kaynatıyoruz. Bu kaynatma sırasında evinizi muhteşem bir koku saracak.
Portakal, elma ve limon değil ama, ayva, şarapla beraber ısındıktan sonra başlı başına bir tatlı haline geliyor. Sıcak şarabı yaptıktan sonra, ayvayı tadına bakmadan atmayın sakın.
İyice kaynayan, artık şerbet kıvamına gelmiş olan karışıma şarabımızı ekliyoruz. Unutmayın, alkol sudan önce, 78 derece civarında kaynamaya, yani buhar olmaya başlar. Bu nedenle, şarabımızı kaynama aşamasına gelmeden, ısındığında ateşten alacağız. Biraz daha alkollü olsun isterseniz, bir çay bardağı kadar brendi ekleyebilirsiniz. Kişisel tavsiyem Metaxa eklemenizdir… İkisi de zaten üzümden yapıldığından, sıcak şarabın alkol seviyesini yükseltecek, biraz da lezzet katacaktır.
Bir süzgeçten geçirip, önceden kestiğimiz tarçın çubuklarını da fincanlara koyduk mu, sıcak şarabımız hazırdır. Dedim ya, şarap olmaktan çıkarıp, başka bir hale getiriyoruz şarabı. O nedenle, kadehte değil de fincanda sunmak daha iyi olacaktır.
Kaynatırken içine kuru üzüm atanlar, baharatlarla beraber zencefil ve yıldız anason kullananlar da var ama ben bu halini daha çok seviyorum. Ama unutmayın, siz nasıl seviyorsanız doğrusu odur. İstediğiniz eklemeyi yapmaktan çekinmeyin.
Sıcak şarap, yılbaşı dendiğinde akla gelen ilk şeylerden biri olan zencefilli kurabiyeyle çok iyi olacaktır ama bir de güzel bir kestane kebapla denemenizde fayda var.
Artık lezzetli kestane de pek bulamadığımdan, ben kestaneleri iyice yıkayıp kabuklarını çizdikten sonra, bir yarım saat kadar şekerli suda bekletiyor, öyle pişiriyorum. Çok daha güzel oluyorlar.
Afiyet olsun.