Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Haziran ayında yayımladığı, soy kodu uygulamasında kayıt yetkisini okul müdürlerine bırakan genelgesine karşın, daha önce açılmış davalarda verilen son kararlar uygulamayı yeni bir boyuta taşıdı.
İdare Mahkemesi, MEB’in, soy kodunda Ermeni olmadığı gerekçesiyle Ermeni okulundan çıkardığı bir öğrencinin okula yeniden kaydedilmesine karar verdi. Mahkeme, vaftiz kâğıdı incelemesine bakmadan, öğrencinin nüfus kayıt bilgilerinden Ermeni olduğunun anlaşıldığına hükmetti.
Geçen yıla kadar, herhangi bir öğrencinin gayrimüslim azınlıklara ait bir okula kayıt yaptırabilmesi için MEB’in onayı gerekiyordu. Bakanlık, nüfus müdürlükleri aracılığıyla, öğrencilerin soy durumlarını araştırıyordu. Kamuoyunda ‘soy kodu’ olarak bilinen ve birçok öğrencinin Ermeni okullarına kaydolmasına engel teşkil eden uygulama, içinde bulunduğumuz eğitim ve öğretim yılında kaldırıldı ve kayıt yetkisi okul müdürlerine bırakıldı. Soy kodu Ermeni olmadığı iddiasıyla okula alınmayan öğrencilerin velilerinin açtığı davalarda kararlar art arda çıkmaya devam ediyor.
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2015 yılının ocak ayında İstanbul Şişli’de bulunan Karagözyan Ermeni Okulu’na kaydolan Z. B. isimli öğrencinin Ermeni olmadığını gerekçe göstererek, okuldan kaydının silinmesine karar vermiş, aile bu kararı mahkemeye taşımıştı. İstanbul 10. İdare Mahkemesi, öğrencinin okula kaydının yapılabileceğine hükmetti. Davaya konu olan öğrencinin nüfus kâğıdında din hanesi ‘Hıristiyan’ olarak görünse de, Z. B. Ermeni kilisesinde vaftiz olmamıştı. Mahkeme, dosya incelemesi yaparken öğrencinin vaftiz belgesi olup olmadığını araştırmadı.
‘Kodlu’ belgesi yok
Söz konusu davada, Şişli İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü’nün, öğrencinin bağlı bulunduğu nüfus müdürlüğü aracılığıyla ailenin din hanesini Hıristiyan olarak değiştirdiği, ancak ‘kodlu’ belgesine rastlanmadığı ve Ermeni olup olmadığının tespit edilmediği gerekçesiyle öğrencinin okuldan kaydının silinmesine karar verdiği belirtildi.
Mahkemenin verdiği kararda ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin eğitim-öğretim hakkını düzenleyen maddeleri hatırlatılarak, devletin anne ve babanın dinî ve felsefî inançlarına uyma zorunluluğuna vurgu yapıldı. Ayrıca çocuğun nüfus kayıtlarında Ermeni olduğunun tespit edilebildiğini ve okula kaydının yapılmamasının açık bir şekilde hukuka aykırı olduğu ifade edildi.
Diğer davalar
Soy kodu mağduru öğrencilerin açtığı diğer davalarda da idare mahkemeleri yürütmeyi durdurma kararları verdi. Fatih ilçesine bağlı olan Bezciyan Ermeni Okulu’ndan iki öğrencinin de, 26 Ağustos 2015’te Millî Eğitim Müdürlüğü’nün ‘Ermeni oldukları tespit edilememiştir’ yazısı üzerine okuldan kayıtlarının silinmesini istemişti.
Öğrenci velileri kararı mahkemeye taşıdı. İstanbul 12. İdare Mahkemesi, bu başvurular üzerine, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Öğrenciler okulda eğitimlerine devam edebilecek.
Mahkeme kararında, öğrenci velilerinin Ermeni olduklarını açıkça belirttiklerine dikkat çekerek çocukların okuldan kaydının silinmesinin “telafisi güç sonuçlar doğuracağı” gerekçesiyle çocukların okulda kalmalarına karar verdi.
Kayıt yetkisi müdürlerde
Soy kodu uygulamasıyla öğrencilerin okul kayıtlarının silinmesi, kamuoyunun tepkisini çekmişti. Millî Eğitim Bakanlığı, görüşmeler sonrasında, yayımladığı genelgeyle, 2015-2016 eğitim öğretim yılından itibaren, kayıt konusundaki yetkiyi okul müdürlerine bırakmıştı. Buna göre, kayıt olmak isteyen öğrencinin gayrimüslim olup olmadığına okul müdürleri karar veriyor. Genelgenin yayımlanmasının ardından, VADİP Eğitim Komisyonu, kayıtlarda vaftiz belgesi aranacağını açıklamıştı. Mahkemenin bu son kararının ardından uygulamanın nasıl işleyeceği de merak konusu.
Garo Paylan: Kucaklayıcı olmak gerekiyor
HDP İstanbul milletvekili ve Vakıflar Arası Dayanışma Platformu Eğitim Komisyonu üyesi Garo Paylan, mahkemenin verdiği kararın, Millî Eğitim’in kayıt yapmayın kararını ortadan kaldırdığına ve kayıt yetkisinin okul müdürlerinde olduğuna dikkat çekti.
Paylan, mahkemenin Ermeni kilisesinde vaftiz olmayan bir öğrencinin Ermeni olduğunu tespit etmesi konusunda ise şunları söyledi: “Soy kodu uygulamasının kalkmasıyla birlikte bu tartışma artık Ermeni toplumunun kendi iç tartışması olmuştur. Ermeni toplumu bir içtihat yaratmaya çalışıyor ve bu tartışmayı henüz tüketmiş değil. Bugüne kadar sadece bir toplantı yapabildik. Bir heyet kurulmasını önermiştik. Tartışmalarımız devam ediyor. Ermeniler için yüz yıllık bir dağınıklık var. Bu dağınıklıktan sonra, şunlar Ermeni’dir, bunlar Ermeni değildir gibi keskin hatlarla davranmamak gerek. Cemaat olmak ve toplum olmak konusundaki sınırlarda da keskin olmamak gerekiyor; özellikle kimliğini kaybetmiş ve kimliğine dönme arayışı içinde olan insanlara daha kucaklayıcı davranmak şart.”