Protestan kiliselerine yönelik ölüm tehditleri gelmeye devam ediyor. İnternette yayınlanan IŞİD bayraklı videoda, kiliselerde çalışan din adamları ve cemaat üyeleri hedef gösteriliyor. İstanbul’da bulunan bir Protestan kilisesi de yumurtalı saldırıya uğradı.
Protestan Kiliseler Derneği, 2 Eylül’de yayınladığı basın açıklamasıyla, kiliselere ve din adamlarına yönelik tehditlerin geldiğini açıklamıştı. Basın açıklamasından sonra da kiliselere yönelik tehditler devam etti.
Tehdit videosu
Açıklamanın ardından Youtube üzerinde Protestan cemaatini hedef alan bir video yayınlandı. Yayınlanan video, Protestan kilislerinde çalışan din adamları ve cemaat üyelerinin görüntülerine yer verilerek hedef gösterildi. Aynı videoda, IŞİD bayraklı görüntüler ve öldürüldüğü iddia edilen Bağdadi de vardı.
Gelen tehditlerde “Şikâyetçi olsanız da dünyayı size dar edeceğiz” deniliyor.
Youtube’daki tehdit videolarının yer aldığı hesapta, Hıristiyanlara yönelik başka tehdit videoları da var. Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi’nde düzenlenen ayinlerden görüntülerin yer aldığı videoda, kilisenin misyonerlik faaliyetleri yürüttüğü iddia edilerek hedef gösterildi. Videoda Başepiskopos Aram Ateşyan’ın görüntüleri de bulunuyor.IŞİD’in tahrip ettiği Hıristiyan kilise ve mezarlıklarının görüntülerinin yer aldığı başka videolar da halen yayında.
Protestan kiliselerinin din adamları ve yöneticileri, tehditlerle ilgili şikâyette bulunarak, tehditlerin geldiği telefon numaraları ve e posta adresleri polise bildirildi ve polis soruşturma başlattı.
Önlem çağrısı
Agos’a konuşan Protestan Kiliseleri Derneği yetkilileri, tehditlerin ve cemaatteki tedirginliğin devam ettiğini söyledi. Şikâyetçi olduktan sonra tehditlerin gelmeye devam ettiğini belirten yetkililer, polisin devam eden soruşturmanın gidişatıyla ilgili herhangi bir açıklama yapmadığını da söyledi.
Protestan Kiliseler Derneği, tehditlere ilişkin 2 Eylül’de yaptıkları basın açıklamasında, “Sistematik bir şekilde, Türkiye’nin farklı kentlerindeki kiliselere yönelik farklı kanallardan, birbirine benzer ve büyük olasılıkla aynı kaynaktan tehditler almaktayız” diyerek, yetkilileri gerekli önlemleri almaya çağırmıştı.
Mine Yıldırım: İbadet yerlerini korumak devletin yükümlülüğü
Norveç Helsinki Komitesi İnanç Özgürlüğü Girişimi’nden Mine Yıldırım, devam eden tehditleri değerlendirerek, ibadet yerlerinin korunması sorumluluğunun devlette olduğuna dikkat çekti:
“Gelen tehditlerin kaynağı belli değil. Sürekli devam ediyor ve tedirginlik yaratıyor. Malatya örneği var önümüzde. İnsanlarda hemen çağrışım yapıyor ve korku yaratıyor. Emniyet bunu genel tehdit olarak görmemeli. Genel bir güvenlik sorunu olarak görüyorlar. Bu sıkıntılı bir durum. İbadet yerleri ve hedef alının kişilere ciddi şekilde koruma sağlanmalıdır. IŞİD’le ilgili benzer saldırıların devam edeceği söyleniyor. IŞİD’in tehdit ettiği, cephe aldığı inanç gruplarının nasıl korunacağına dair İçişleri Bakanlığı’nın özel olarak çalışması gerekiyor. Özel değerlendirmeler yapılmalı ve bunlar paylaşılmalıdır. Bir şeyler yapıldığının gösterilmesi gerekiyor. İbadet yerlerini korumak, devletin sorumluluğundadır. Özel güvenlik şirketleri tutarak kendi güvenliklerini sağlamak zorunda kalıyorlar. Özel güvenliğe gerek olmamalı. Koruma yükümlülüğü kesinlikle devlete aittir ve bizler ibadethane önlerinde bunları görmemiz gerekiyor.”
Selina Doğan: ‘Görüntülere erişim engellenmeli’
CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, tehditlere karşı etkin bir mücadele başlatılması çağrısında bulundu. Doğan şunları söyledi:
“7 Eylül tarihinde Protestan cemaatinin dinî ve sivil yetkilileri ile birlikte Meclis’te basın toplantısı yaptık. Etkin bir soruşturma yapılması ve acil önlem alınması konusunda yetkilileri uyardık. Ancak aradan geçen zamanda hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Üstelik tam bu tehditler sürerken, Ankara Katliamı yaşandı. Böylesi bir süreçte, tehdit edilen gruplara yönelik koruma önlemlerinin artırılması ve tehditlerin boşa çıkarılması beklenir. Ancak tehditler artarak devam ediyor. İnternette Protestan cemaatinin liderlerinin kişisel bilgilerinin de yer aldığı tehdit mesajları, suç duyurularına karşın dolaşıyor. Sosyal paylaşım sitelerinde, özel olarak hazırlanmış tehdit videoları günlerce yayında kalıyor. Öncelikle Emniyet’in bu görüntülere erişimi engellemesi gerekiyor.
Yakın geçmişte Alevi kurumları da benzer bir tehdide maruz kaldı. Görüştüğüm Alevi kurumlarında da büyük bir endişe var. Bu tehditlerin IŞİD’le doğrudan bir bağlantısının olup olmadığını bilmiyoruz, ama tehditte bulunan kişi ya da kişilerin IŞİD’le aynı söylemi kullandığı gerçeğiyle karşı karşıyayız. Hatta bazı tehditlerde, açıkça IŞİD ismi kullanılıyor. Tüm bunlar yaşanırken, devletin Hıristiyanlar ve Aleviler başta olmak üzere, IŞİD’in hedefindeki tüm gruplarla ilgili özel bir hassasiyet göstermesi gerekiyor. Hal böyleyken hatırlanacağı gibi Başbakan, Ankara Katliamı’nın ardından “Elimizde şüphelilerin listesi var, ama eylem yapmadan tutuklayamayız” gibi alay konusu olan bir açıklama yapmıştı. IŞİD’le yapılan uluslararası mücadelenin önemli bir ayağını, IŞİD’in Türkiye’deki bağlantıları oluşturmalı. Türkiye’de çok acil olarak bu örgütle etkin bir mücadele başlatılmalı.”
Aleviler de tehdit altında
Ankara Emniyet Müdürlüğü, 9 Kasım da en büyük Alevi kurumları olan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ve Alevi Kültür Dernekleri (AKD) temsilcileriyle görüştü. Emniyet, Alevi kurumlarına IŞİD tarafından saldırı olacağını ve güvenlik önemleri almaları gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu.