Ankara’daki katliamın tanıklarından ve patlamada yaralananlardan biri de ODTÜ Tarih Bölümü öğrencisi Sayat Pulatyan’dı.
Pulatyan, yaşadıklarını Agos’a anlattı: “Arkadaşımla birlikte alana doğru yürüyorduk, 20 metre kalmıştı HDP kortejine. Tam karşıya geçmek için adım attığımda bir patlama sesi duydum ve birden kendimi yerde buldum. Basıncın etkisiyle yere düştüğümü sanıyorum. Ayağa kalktığımda bacağımda bir sıcaklık hissettim, hemen arkadaşımı aramaya başladım. Onu bulduktan sonra ambulansa doğru gittik. Üzerimde kan vardı, etraftaki insanların kanı olduğunu düşündüm. Ambulansa binmeden pantolonumu katladım ve kanın bacağımdan aktığını fark ettim. Alanda iki ambulans gördüm, arkadaşlarım daha sonra bir tane daha olduğunu söylediler. Ambulansa gidene kadar ağrı hissetmemiştim o ânın verdiği panikle. Ambulansa yedi-sekiz kişi bindik. Şanslıydık, çünkü daha sonra diğer ambulansların gelmesi bir hayli uzun sürmüş. Ambulans yerine, çevik kuvvet gelmiş. Hastaneye gidene kadar ambulansta bayılmışım; doktor sürekli tokat atıp ‘Benimle kal’ diyordu, çok kan kaybediyordum. Hastaneye gittiğimde hemen bacağıma baktılar, kırık olduğunu söylediler. Bombadan çıkan bir bilye bacağımın içine girip kemiğime isabet etmiş, halen bacağımda.”
Pulatyan, hastanedeki durumu şu sözlerle anlatı: “Patlamadan iki buçuk saat sonra halen hastaneye yaralılar getiriliyordu. Durumum daha az acil olduğu için bir süre sonra beni odadan alıp koridorda tuttular, diğer yaralıları acile alıyorlardı. O koridorda sürekli yaralıların geldiğini gördüm, bazısının üstü örtülüydü... Kan ihtiyacı olmaması imkânsız. Hastaneye ilk gidenlerden olduğum için olay yerinde yaşananları çok bilmiyorum, ama patlamanın etkisiyle düştükten sonra kalktığımda gördüğüm manzara çok kötüydü. Kitlenin içindeki sağlıkçılar ve insanlar ilk yardım müdahalesinde bulunmasaydı, karşılaşacağımız tablo çok daha vahim olabilirdi. Bir dezavantaj da hafta sonuna denk gelmesiydi. Hafta sonu olduğu için hastanelerde yalnızca nöbetçi doktorlar görev yapıyordu. Diğer doktorların gelmesi zaman aldığı için, bazı müdahalelerde ne yazık ki geç kalındı.”