Perinçek-İsviçre davasında Ermenistan'ı temsil eden iki insan hakları avukatı Amal Clooney ve Geoffrey Robertson QC, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin davayla ilgili kararına ilişkin bir açıklama yaptı.
Amal Clooney ve Geoffrey Robertson QC'nin açıklaması şu şekilde:
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, Doğu Perinçek ile İsviçre arasındaki davaya müdahil olan Ermenistan hükümeti adına sunduğumuz argümanları onaylamış olmasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Karar, Ermenistan için bir zaferdir.
AİHM, şiddete çağrı yapmadığı ve ırkçı nefret yaymadığı takdirde ifade özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğine hükmetti. Bu sebeple, Perinçek, İsviçre yetkilileri tarafından yargılanmamalı zira kendisinin Türkçe dilinde yaptığı çığırtkanlığın, İsviçre'deki toplumsal bütünlüğe ve etnik kimlikler arası ilişkilere bir etkisi bulunmuyor.
Ermenistan bu davaya tek bir sebeple müdahil oldu: Çünkü alt mahkeme, 1915'te Ermeni halkına uygulanan soykırım gerçeğiyle ilgili bazı şüpheler olduğunu dile getirdi. Müdafi olarak, Büyük Daire'nin de yaptığı gibi, bu ciddi hatayı düzeltmiş olduk. Açıklanan karar, Ermeni Soykırımı gerçeğini tartışmaya açmıyor. 10 yargıç, bu konuya değinilmemesi gerektiğini söylerken, 7 yargıç, "Ermeni Soykırımı tartışmasız tarihsel bir gerçektir" dedi.
Karar, aynı zamanda Ermenilerin haklarının ve haysiyetlerinin Avrupa yasalarınca itibar edilip korunacağını gösteriyor. Bu haklara, Osmanlı Türklerinin, ulusun nüfusunun yarısından fazlasını imha etmesiyle oluşan toplumsal kimliğin tanınması da giriyor. (Paragraf 227)
Mahkemenin ifade özgürlüğünün önemiyle ilgili verdiği kararların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde ifade özgürlüğüyle ilgili en kötü sicile sahip ülke olan Türkiye için önemli sonuçları olacak. Türkiye bundan böyle Hrant Dink gibi, Ermeni Soykırımı'yla ilgili gerçekleri yazarken TCK'nın 301'inci maddesindeki 'Türklüğü aşağılamaktan' yargılanmasını meşru gösteremeyecek. Bu yargılamalar, Perinçek davasında yorumlandığı şekilde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ifade özgürlüğünü garanti altına alan 10'uncu maddesine tamamen aykırıdır. Türkiye'yi 301'inci maddeyi kaldırmaya ve bu maddeye dayanarak yürütülen hastalıklı yargılamaları sonlandırmaya çağırıyoruz.
Perinçek, o çok istediği kahramanlık mevkisine oturmaması gereken bir provokatördür. Mahkemenin, kendisinin talep ettiği 120 bin euro tazminatı reddettiğini ve kişisel adli harcamaları da dahil ona hiçbir ödenek aktarmadığını belirtiriz."