Ankara Katliamı’nda onlarca aile yakınlarını kaybetti, yüzlercesi de yaralarıyla hayatta kalmaya kalmaya çalışıyor. Yaşanan bu travmanın altından nasıl kalkabileceğimizi, Klinik Psikolog Dr. Serap Altekin anlattı.
Aynı zamanda Türk Psikologlar Derneği İstanbul Şube Başkan Yardımcısı olan Altekin, patlamada yaralanan veya tanık olan kişilerin yaşadıklarıyla başa çıkabilmesi için dayanışmanın hayati önemde olduğuna işaret ediyor: “Yaşanan bu olay, doğrudan maruz kalanlar, yaralananlar ve yakınlarını kaybedenler kadar, tanık olanlar ve yardım edenler için de travmatik olay niteliği taşımaktadır. Böylesine ani ve beklenmedik bir travmatik olay sonrasında, ilk günlerde, hatta ilk haftalarda belirli psikolojik tepkilerin yaşanmasını olağan karşılarız ve bunları yaşanan anormal duruma karşı verilen normal tepkiler olarak tanımlarız. Bunun yanında, şikâyetlerin zamanla azalması beklenir, ancak bazı kişilerde bu söz konusu olmayabilir. Bu durumda profesyonel destek almaları gerekir.”
Altekin’in aktardığı kadarıyla, Ankara’daki bombalama gibi insan eliyle ve kasıtlı olarak gerçekleşen saldırılar, insanlarda doğal afetlere kıyasla çok daha fazla hasar bırakıyor; kaygı, korku, öfke, üzüntü, keder, güven kaybı, çaresizlik, umutsuzluk, yabancılaşma ve daha pek çok baş edilmesi zor duygu yaratıyor: “Son yıllarda, özellikle de son aylarda, ardı ardına pek çok katliam, toplumsal travma ve kayıp yaşandı. Diyarbakır'da, Cizre'de, Suruç'ta, Ankara'da... Yaşanan kayıpların toplumsal etkileri, sadece olaya tanıklık eden insanlarla sınırlı kalmaz, nesiller boyu aktarılan hasarlara neden olur. Sistematik şiddetin, ayrımcılığın, katliamların, soykırımların ve savaşların etkileri, nesiller boyu derin izler bırakır.”
Ankara Katliamı’nın ardından Ankara ve İstanbul gibi şehirlerde katliamı protesto etmek ve yas tutmak isteyen grupların yürüyüşüne izin verilmedi. Psikolog Altekin, anma toplantılarının yas sürecinin bir parçası olduğunu, engellenmesi yerine, bilakis kolaylaştırılması gerektiğini belirtiyor: “Anma toplantıları, yas sürecinin bir parçasıdır ve insanların ihtiyaç duyduğu sağlıklı bir dışavurum ve dayanışma unsurudur. Bilimsel veriler, ayrıca, bu tür toplumsal travmaların ve kayıpların ardından faillerin yakalanmasının, sorumluların ve ihmali olanların görevden uzaklaştırılmasının da toplumsal iyileşmeye katkıda bulunduğunu gösteriyor.”
Travma sonrası verilen normal tepkilerden bazıları şöyle:
Şok ve inkâr, suçluluk ve utanç duyguları, olayla ve durumla ilgili tekrar tekrar konuşma ihtiyacı ya da diğer uçta konuyu hiç açamama ve içe kapanma hali, kendini işe verememe, dikkat dağınıklığı, kafa karışıklığı ve unutkanlık, uyku sorunları, tahammülsüzlük, aklını ve kontrolünü yitirme korkusu, duygularını hissedememe, istenmeden akla gelen görüntü ve sesler, olayı hatırlatan mekânlardan ve insanlardan kaçınma ihtiyacı, saldırıyı hatırlatan her tür ses, görüntü, his ve kokuya karşı aşırı irkilme ve buna eşlik eden yoğun bedensel tepkiler.