Başbakan Ahmet Davutoğlu, NTV canlı yayınında Ankara katliamı'na ilişkin soruları yanıtladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara katliamının iki canlı bomba tarafından yapıldığını söyledi. Faillere ilişkin olarak "Bir isme çok yaklaştık, belli bir örgütü işaret ediyor. Birinci öncelik olarak DAEŞ’i araştırıyoruz" dedi.
Davutoğlu, Ankara katliamında güvenlik zafiyeti ve kamu görevlilerinin istifasına yönelik soruya "Türkiye’nin istihbarat kapasitesi itibarıyla herhangi bir zaafı yok, münferit olaylar varsa bulunur, çıkartılır. Gerektiğinde istifa müessesi işletilebilir, bakan arkadaşlarımız kendileri de karar verebilir" dedi.
Davutoğlu, AKP’nin mitinglerini iptal edip etmeyeceği sorusuna "Eğer 4 parti lideriyle bir araya gelebilseydik gelin hiçbirimiz miting yapmayalım diyecektim. MYK’yı toplayacağız. Üç mitingi iptal ettim. Önümüzdeki mitinglerle ilgili düzenlemeye ihtiyaç var mı onları ele alacağız" dedi.
“Bazı genel istihbaratlar var. DEAŞ’ın 'ölümsüzler' adını verdikleri timleri hazırladıklarına yönelik. PKK’nın bazı hazırlıkları yaptığına yönelik.”
“O alan dışında kimsenin toplanmaması lazım”
“Teknik arama her yerde yapılmış. Garın önünde de yapılmış, bomba yok. İnsani arama ise miting alanında yapılıyor. O alan dışında kimsenin toplanmaması lazım. Sıhhiye var. Garın önünde de 7-8 bin kişi toplanmışsa orası açık yara gibi görünüyor. Tek başına emniyetin alacağı bir şey değil bu. Organizatörlerle birlikte anlaşıp alınacak tedbirlerin beraber alınması lazım.”
"Ankara Garı’nda ve İstanbul’da başka bir yerde toplanıp büyük kalabalıklar şeklinde miting meydanına gelmeyi engellemek lazım."
“DNA testleri yapılıyor”
Bu eylemin canlı bomba olduğu kesin. DNA testleri yapılıyor. 2 canlı bombanın profilinin, yani nasıl meydana gelmiş olabileceklerine ilişkin bir tespite de ulaşıldı. Gelişmeler bir örgütü işaret ediyor. 48 saat içinde önemli verilere ulaşıldı. Zaaf ve ihmal varsa gereken adımlar atılır.
Bir isme çok yaklaşıldı. O isim bir örgüte işaret ediyor. Bundan sonra rutin güvenlik tedbiri olmayacak. Burayı da miting alanı kabul edin. O zaman da organizatörler buna itiraz ediyorlar.
“Sebepsiz yere birini tutamazsınız”
Son derece başarılı bir terör operasyonu yürütülüyor Doğu ve Güneydoğu'da.
Aynı şekilde DEAŞ… 23 Temmuz'dan beri yürütülen yoğun çaba neticesinde en önemli kadrolar ya tutuklandı ya irtibatları koparıldı.
Rutin dışına çıktığınızda demokratik hukuk devletinde bunun da bir sınırı var.
Tutup sebepsiz yere birini tutamazsınız.
Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin belli bir listesi dahi var. Takip ediyorsunuz ama bu eylemi gerçekleştirme noktasına kadar şey yaptığınızda başka bir protestoyla karşılaşıyorsunuz.
“Faili meçhul kalan olay yok”
Arka planına bakınca ya DEAŞ’tır… Ya PKK’dır… Her halükarda bunun odağına gidebilmek için bütün çaba gösteriliyor. 90’lı yıllardaki gibi faili meçhul kalan bir olay yok. 48 saat içinde önemli veriler elde edildi.
“Neleri engellediğimizi biz biliyoruz”
Soruşturma yürütülüyor. O konuda bir zaaf varsa gereğini yapacağız. Hangi istihbarat ile neleri engellediğimizi biz biliyoruz kamuoyu bilmiyor. Bir hafta içinde İstanbul ve Ankara’da engellenmemiş olsa farklı olaylar olabilirdi. Onlar engellendi.
“İki bakan da partili değil”
Daha önce bizim dönemde aynı bakanlar 12 yıl devam etmedi. Sayın cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde bazen belli gözlemlerle bakan değişikliğine gidildiği oldu. Bunların hepsi işletilebilir. Arkadaşlarımız kendileri de karar alınabilir. Daha olayın olduğu gün yaraları sarma süreci yaşanırken dikkatleri buna çekmek doğru değil. Bu iki arkadaşımız da partili değil. Teknik görevler yürüten arkadaşlar…
Onların burada olması gerekirken olmaları gerektiği sorumluluğu tartışmıyorlar da, bu sorumluluktan kaçtıktan sonra bu soruyu gündem getirmelerini, soruyorum ben. Kusura bakmasınlar bu hükümete katılmaları gerekirdi. Biz sorumluluktan kaçmadığımız için bir taraftan seçim kampanyası yürütüyoruz bir taraftan hükümeti yönetiyoruz.