Lana Del Rey söz konusuyken, feministler arasında bir birlik bulunduğunu söylemek zor. Bir kesim, güçsüzlüğü ve bağımlılığı idealleştirdiğini öne sürüp Lana Del Rey’i eleştirirken; diğerleri arzularına da, güçsüz yönlerine de açık bir yürekle sahip çıktığı için onu takdir ediyor.
Hollywood’un ünlü isimlerinden James Franco, oyunculuğunun yanı sıra, edebiyata düşkünlüğü ve -şimdilik büyük bir başarı yakalayamasa da- yönetmenlik hevesiyle bilinir. Fakat sadece bunlar da değil, ‘ilhamım ve arkadaşım’ diyerek bahsettiği Lana Del Rey hakkında yazdığı kitap da, son yıllarda çok konuşulmasına neden olan konuların başında geliyor. İkilinin birlikte anılması, Eylül 2014’te James Franco ‘V Magazine’e Lana Del Rey hakkında serbest formda bir şiir yazdığında başladı. Şiirin sonunda, ilham perisi hakkında bir kitap hazırladığını da müjdeliyordu. James Franco’nun çok David Shields ile birlikte kaleme aldığı ‘Flip-Side: Real and Imaginary Conversations with Lana Del Rey’ adlı kitap, Mart 2016’da yayımlacak. O gün gelene dek ise ikilinin söyleşilerinden basına yansıyanlar, gündem yaratmaya devam edecek gibi görünüyor.
Geçen hafta yine ‘V Magazine’de yayımlanan sohbet, Lana Del Rey'e geçen yıl yayımlanan bir başka röportajında feminizm hakkında dile getirdiği ve tepki çeken sözlerini düzeltebileceği bir fırsat da sundu: “Yeni nesil olarak, buradan sonra nereye gideceğimizi belirleme lüksüne sahibiz; tam da bu yüzden ‘Feminizme odaklanmıyorum, geleceğe odaklanıyorum’ demiştim zaten. Bu, bu alanda artık yapılacak bir şey kalmadığı anlamına gelmiyor. Tarih boyunca birçok hareketin gelişimine tanık oldum ve şimdi yeni teknolojik hareketlerin ön saflarında yer alıyorum. Diğer meseleleri hafife alıyor değilim, ama bunun zaten aşikâr olduğunu hissetmiş, bu yüzden de işin bu yönünü gündeme getirmemiştim.”
Lana Del Rey söz konusuyken, feministler arasında bir birlik bulunduğunu söylemek zor. Bir kesim, güçsüzlüğü ve bağımlılığı idealleştirdiğini öne sürüp Lana Del Rey’i eleştirirken; diğerleri arzularına da, güçsüz yönlerine de açık bir yürekle sahip çıktığı için onu takdir ediyor. Fakat geçen yıl ‘Fader’da yayımlanan ve James Franco’yla konuşurken düzelttiği sözler, onu takdir edenlerin de tepkisini çekmişti. Şöyle demişti Lana Del Rey: “Benim için, feminizm ilgi çekici bir konsept değil. Ben SpaceX ve Tesla’yla, galaksiler arası olasılıklarla daha çok ilgiliyim. (...) Bana sorarsanız, kendisini, istediklerini yapabilecek kadar özgür hisseden kadın gerçek feministtir.”
Lana Del Rey’den bu kadar bahsetmişken, dördüncü stüdyo albümü ‘Honeymoon’un piyasaya çıktığını da hatırlatalım. Son derece başarılı bulduğumuz, Hollywood’un perde arkasından yola çıkıp aşkın iniş çıkışlarına varan bu albümün “The Blackest Day” ve “High by the Beach” adlı şarkıları, dikkat çekici...