Gelişmeleri Agos’a değerlendiren yazar Ahmet İnsel, çözüm sürecinin askıya alınmasının PKK’ya alan açtığını söyledi.
İnsel şöyle konuştu:
“Şiddete şiddet yöntemiyle cevap verme stratejisinin, bölgede hakimiyetinin, gücünün devam ettiği ve güç gösterisinin bir parçası olduğunu gösterme isteğinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bunu aynı zamanda, kendisinin merkezi muhatap olması dışında bölgede başka bir gücün tanınmamasının bir aracı olarak düşünüyor. Çözüm sürecinin askıya alınmasının kendileri açısından başka bir alan açtığı ve daha hızlandırılmış bir özerklik talebinin gündeme gelmesine alan yarattığını düşündüklerini tahmin edebiliyorum.”
İnsel bu gelişmelerin PKK açısından, Kürt sorunun bütün Türkiye’nin bir bütünsel sorunu olarak çözülmesi stratejisinin askıya alındığı anlamına geldiğine dikkat çekti:
“Bu aynı zamanda, PKK açısından bugüne kadar öne çıkarttığı, HDP’nin Türkiyelileşmesi, siyasal alanın bütün Türkiye’yi sarması ve Kürt sorununun Türkiye’nin bir bütünsel sorunu olarak çözülmesini destekleme stratejsinin askıya alındığını gösteriyor. Sadece savunma amaçlı bir şiddet kullanımından söz etmemiz mümkün değil. Bazı saldırılar kendi denetimleri dışında olabiliyor ama Iğdır ve Dağlıca’daki saldırıların amatör işler olmadığını, PKK merkezinden onaylanmadıkça yapılabilecek eylemler olmadığını gayet iyi biliyoruz.”
‘HDP iki silahlı güç arasına sıkışmış durumda’
Tırmanan gerginliğin ve şiddetin artan boyunun HDP’ye etkisini de değerlendiren İnsel, şunları söyledi: “HDP şu anda iki silahlı güç arasında sıkışmış durumda. Gerçekten çok zor durumda. HDP Türkiye’nin demokratikleşmesi ve barış mücadelesi için, her iki taraf açısından da çok büyük bir fırsat ve çok büyük bir şanstı. Hükümetin HDP’yi kriminalize etme çabası, HDP’yi terör, şiddet eylemlerinin sorumlusu olarak göstermeye çalışması, demokrasiye yapılmış en büyük saldırılardan bir tanesidir. Diğer taraftan, PKK’nın da HDP’yi siyasal alanda güçlenecek ve üzerindeki bu silahlı şiddet politikası gölgesi kaldıracak bir tavır alması beklenirdi. Demirtaş’ın PKK yöneticilerine ‘amasız fakatsız silah bırakma, elleri tetikten çekme’ çağrısı son derece önemli bir çağrıydı ama PKK’nın içindeki bazı güçlerin HDP’yi gözden çıkartmak ve feda etmek konusunda kararlı oldukları endişesini taşıyorum.”
