Ermeni toplumunun gündemini uzun zamandır meşgul eden Patriklik ve Vakıf seçiminin yapılmaması sorununa Düşünce Platformu bir ilanla tepki gösterdi.
Düşünce Platformu, Agos’un bu haftaki sayısında bir ilan yayımlayarak Patriklik ve Vakıf seçimlerinin yapılmasını talep etti. Platform, seçim için gerekli adımların patrik genel vekilliği, ruhani kurul, hükümet ve resmi makamlar tarafından ivedilikle atılması çağrısında bulundu.
VADİP toplantılarında vakıfların da destek verdiği seçim süreciyle ilgili son olarak Başepiskopos Aram Ateşyan bir açıklama yapmış ve seçim başvurusunun 24 Nisan’dan sonra yapılacağını söylemişti. Aradan yaklaşık bir ay geçmesine rağmen seçim süreci henüz başlamış değil.
Düşünce Platfromu, ‘Talep Ediyoruz’ başlıklı ilanda seçimin yapılamaması nedeniyle Ermeni toplumunda yaşanan rahatsızlığı vurguladı, “toplumumuz içinde, keyfi uygulamaların hâkim olduğu, meşru sorumluluğa sahip olmayan kişi ve kurumların hesapsız bir şekilde yetki kullandığı, çalkantılı, umut kırıcı bir döneme girildi” ifadeleri kullanıldı.
Mevcut durumu ‘hak gaspı’ olarak niteleyen Düşünce Platformu, seçimin yapılmamasının toplum içi gerginliklere yol açacağını belirtti.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Biz, Düşünce Platformu üyeleri olarak, Türkiye Ermeni toplumunda patriklik ve vakıf seçimlerinin yapılamaması sebebiyle duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmek istiyoruz.
Türkiye Ermenileri Patriği Mesrop Mutafyan’ın görevini yerine getirmesine imkân bırakmayan talihsiz ve üzücü rahatsızlığını takiben, Türkiye Ermeni toplumunun kadim geleneklerinin vazgeçilmez gereği olan patriklik seçiminin yapılamaması, önemli sorunlara ve rahatsızlıklara neden oldu. Sorumluluk, şeffaflık ve güven ilkelerinin ağır yara aldığı bu sürecin ardından, Vakıflar Yönetmeliği’nin cemaat vakıfları seçimleri ile ilgili maddelerinin yürürlükten kaldırılması ile, vakıf seçimleri de yapılamaz hale geldi.
Bütün bunların sonucunda, toplumumuz içinde, keyfi uygulamaların hâkim olduğu, meşru sorumluluğa sahip olmayan kişi ve kurumların hesapsız bir şekilde yetki kullandığı, çalkantılı, umut kırıcı bir döneme girildi.
Bugün, toplum olarak bütün temsiliyet kanallarımız tıkanmış, kurumlarımız ve dolayısıyla geleceğimiz belirsizlik içine sokulmuş haldeyiz. Anayasa’da düzenlenen din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetlerin yanı sıra evrensel insan hakları ilkelerini de çiğneyen bu durum, toplumumuzu derin endişeye sevk ediyor.
Patrik ve vakıf seçimlerinin, Türkiye Ermeni toplumunun ve İstanbul Ermeni Patrikliği’nin kadim ve demokratik ilkeleri çerçevesinde yapılması için gerekli adımların, gerek patrik genel vekilliği, gerek ruhani kurul, gerek hükümet ve resmi makamlar tarafından ivedilikle atılmasını talep ediyoruz.
Bunun, seçme ve seçilme hakkının yeniden tesisi ve dolayısıyla hayatın normal akışına döndürülmesi için elzem olduğunu düşünüyoruz. Bu hak gaspının aksi yönde verilen bütün sözlere rağmen devam etmesinin, toplum içi gerginliklere yol açacağını ve gerekeni yapmayan kişi, kurum ve makamların, meydana gelebilecek her türlü olumsuzluktan sorumlu olacağını bir kere daha hatırlatıyoruz.”