Leeds Üniversitesi’nden Siyaset Bilimi profesörü David Beetham ’Demokrasi ve İnsan Hakları (Çeviren: Bilal Canatan, Liberte yayınları) yapıtında, bir ülkedeki demokrasinin keyfiyetini ölçmek ve değerlendirmek için kullanılabilecek umde ve göstergelerden bahsediyor.
Dört genel kriter var ona göre: Serbest ve dürüst seçimler, açık, sorumlu ve duyarlı hükümet, medeni ve siyasi haklar ve demokratik toplum. Bu kriterlerden hareketle otuz soru geliştirmiş:
Serbest ve dürüst seçimler
- Serbest yarışma, genel ve gizli oy ilkelerine göre yapılan seçimler yasama organının ve hükümet üyelerinin göreve gelmesinde ne ölçüde belirleyici olmaktadır ve seçilme hakkında fırsat eşitliği hangi ölçüde sağlanmaktadır?
- Seçimler ve seçmen kayıtları ne ölçüde hükümet ve parti denetiminden bağımsızdır ve seçim mekanizması hangi ölçüde seçmenlerin kontrolüne açıktır? Seçim mekanizması suistimallere karşı hangi ölçüde güvence altındadır?
- Halka hangi ölçüde bilgi edinme ve tercih yapma imkanı verilmektedir? Seçimlere katılan adaylar ve partiler basını ve diğer halkla iletişim imkanlarını hangi ölçüde eşit ve adil olarak kullanabilmektedir?
- Eşit oy ilkesi hangi ölçüde hayata geçirilmektedir ve parlamentonun yapısı ile hükümet programı seçmenler tarafından yapılan tercihleri hangi ölçüde yansıtmaktadır?
- Seçmenler hangi oranda sandığa gitmekte ve seçim sonuçları ülkedeki siyasi güçler tarafından hangi ölçüde kabul edilmektedir?
- Seçmenler anayasa değişiklikleri konusunda doğrudan oy kullanma hakkına hangi ölçüde sahiptir?
Açık, sorumlu ve duyarlı hükümet
- Halk, hükümet icraatı ve hükümet politikalarının sonuçları hakkındaki bilgilere hangi ölçüde ulaşabilmektedir? Bu bilgiler ne ölçüde hükümetten bağımsızdır?
- İster asker ister sivil olsun, seçimde belirlenmeyen kamu görevlileri, seçimle belirlenen siyasetçilerin kontrolüne hangi ölçüde tâbidir?
- Parlamentonun yasama, kamu harcamaları ve yürütmenin denetimi konusundaki yetkileri ne kadar kapsamlı ve etkilidir?
- Siyasi partiler ve seçimle belirlenen temsilciler, hükümet politikalarını ve seçim sürecini etkileyecek türden gelir kaynakları da dahil olmak üzere, parti çıkarları ve bireysel çıkarlar konusunda hangi ölçüde denetime açıktır?
- Yürütme organı, iktidarın kullanımına ilişkin hukuk kurallarına ve hukuk devleti ilkesine ne ölçüde bağlıdır? Hükümetin hukuk devleti ilkesine bağlılığının sağlanması konusunda mahkemeler ne ölçüde yetkili ve etkilidir? Mahkemeler, bütün kamu kurumlarının ve görevlilerinin hukuk kurallarına uygun iş görmesini sağlamak için gerekli güce ve araçlara hangi ölçüde sahiptir?
- Yürütme organından ya da başka kurumlardan kaynaklanabilecek müdahalelere karşı yargı bağımsızlığı hangi ölçüde sağlanmaktadır? Öte yandan, yargı kurumu ne ölçüde kamuoyu denetimine açıktır?
- Hükümetin ve idarenin hukuk dışı işlem ve eylemlerine karşı vatandaşların mahkemelere ya da ombudsmana başvurma hakkı ne ölçüde güvence altına alınmıştır ve hangi ölçüde etkili olmaktadır?
- Kamu görevlerine atanmada ve yükselmede fırsat eşitliği ilkesi ne ölçüde gözetilmektedir ve çalışanların hakları ne ölçüde korunmaktadır?
- Politikaların ve yasaların şekillendirilmesine ve uygulanmasına ilişkin olarak kamuoyuna danışılmasında ve çıkar gruplarının görüşlerinin alınmasında sistematik ve şeffaf yöntemlere hangi ölçüde başvurulmaktadır?
- Milletvekilleri seçmenlerin beklentilerine ne ölçüde duyarlıdır? Seçmenler vekillerine rahatlıkla ulaşabilmekte midir?
- Ulusal düzeyin üstünde ve altında yer alan kurumlar açık, sorumlu ve duyarlı hükümet kriterini ne ölçüde yerine getirmektedir?
- Yerel yönetimler, yetki alanına giren işleri yerel seçmenlerin beklentileri doğrultusunda ve merkezin müdahalesinden uzak olarak gerçekleştirme gücüne hangi ölçüde sahiptir?
Medeni ve siyasi haklar
- Yasalar vatandaşların medeni ve siyasi haklarını hangi ölçüde güvence altına almaktadır ve bu güvenceler hangi ölçüde hayata geçirilmektedir?
- Vatandaşlar, medeni ve siyasi hakların ve özgürlüklerin kullanılmasında ne kadar eşittir?
- Vatandaş haklarının geliştirilmesi ve izlenmesi konusunda hükümet dışı kuruluşlar ne ölçüde gelişmiştir ve ne ölçüde bağımsızdır?
- Vatandaşlara medeni ve siyasi hakları konusunda ne ölçüde bilgi ve eğitim verilmektedir?
- Mülteci ve göçmen kabulü konusu ne ölçüde ayrımcılıktan uzak kriterlere bağlanmıştır ve yabancıların siyasi hakları hangi şartlarda tanınmaktadır?
Demokratik toplum
- Ulusun tanımı konusunda ne ölçüde mutabakat sağlanmıştır ve siyasi partiler bölge, dil, din ya da etnik köken yönünden farklı unsurları hangi ölçüde bir araya getirmektedir?
- İnsanlar azınlık inançları, kültürleri ve hayat tarzları karşısında ne ölçüde hoşgörülüdür ve azınlıklar hangi ölçüde ayrımcılıktan uzaktır?
- Sivil toplum kuruluşları hükümet karşısında ne kadar bağımsız ve güçlüdürler? Bu kuruluşlar kendi üyelerine karşı ne ölçüde hesap vermektedirler?
- Ekonomik kuruluşlar ne ölçüde şeffaf ve denetime açıktır? Bu kuruluşlara ilişkin olarak kamu yararı doğrultusunda yapılan düzenlemeler ne ölçüde etkili olmaktadır?
- Basında çoğulculuk hangi ölçüde sağlanmaktadır ve basın siyasi tartışmalarda farklı görüşler için dengeli bir platform olma işlevini ne ölçüde yerine getirmektedir?
- Vatandaşlar siyasetin yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel hayata ne ölçüde katılabilmektedir ve ülkedeki eğitim vatandaşları bu tür katılım için ne ölçüde hazırlamaktadır?
- Vatandaşlar siyasi sistemin toplumun karşılaştığı başlıca sorunları çözme yeteneğine ve kendilerinin de sistemi etkili biçimde yönlendirme gücüne ne ölçüde inanmaktadır?
Türkiye nasıl bir demokrasi?
Peki Türkiye nasıl bir demokrasi? Yukarıdaki suallerin bir bölümünü şöyle yanıtlamaya çalışalım:
Adaylardan biri, devletin helikopterleri ve uçakları ile gezilere çıkar, kamu kaynaklarını tepe tepe kullanırken, diğer adayların, tarifeli uçaklar ve otomobiller kullandığı, TRT’nin bir adayın konuşmalarına saatlerce, diğerlerineyse nezaket gereği 'dakikalarca' yer verdiği bir seçim sürecinin yaşandığı bir ülkede seçimlerin eşit ve adil koşullarda gerçekleştiğinden, ne denli söz edilebilir ki?
Yüzde 10 seçim barajının olduğu bir siyasal düzende, seçmenlerin tercihlerinin olduğu gibi parlamentoya yansıdığından, ne denli söz edilebilir ki?
Mahkemeden çıkan 25 Aralık kararının hükümet gücüyle engellendiği, Adalet Bakanı Müsteşarı'nın Başsavcıları telefonla arayıp "soruşturmayı durdur yoksa sonuçlarına katlanırsın" diyerek gözdağı verdiği, hükümetin hoşlanmadığı soruşturmalara imza atan savcıların açığa alındığı, Başbakan'ın mahkemenin verdiği karara "güçleri yetiyorsa yıksınlar" sözleriyle meydan okuduğu bir ülkede, yargı bağımsızlığından, yürütmenin hukuk devleti ilkesine bağlılığından, ne denli söz edilebilir ki?
Bir park düzenlemesi ile ilgili karar sürecinde, Başbakan'ın, bölgenin yerel halk ve idarecilerinden daha etkin rol oynadığı bir ülkede adem-i merkeziyetçilikten, ne denli söz edilebilir ki?
Barışçıl gösterilerin dahi polis şiddetiyle bastırıldığı, bayramların kutlanacağı meydanları hükümetin belirlediği, tweet atanın, yazı yazanın gözaltına alındığı, basına yayın yasağı getirmenin âdet olduğu, köşelerinde karikatür yayınlayan yazarlara soruşturma açıldığı, Cumhurbaşkanı'nın kadınla erkeği eşit görmediği, vatandaşlarının "vicdanî ret" hakkını kullanamadığı, kimlik kartlarında dini bilgilerin yer aldığı, devletin istihbarat teşkilatınca sahte isimler kullanılarak dinlendiği, polisin "makul şüphelisin" deyip dilediğinin üstünü, eşyasını, konutunu, işyerini arayabildiği, mahpushanelerinde çocuklara cinsel istismar, işkence ve kötü muamelede bulunulduğu bir ülkede "medeni ve siyasi hakların" güvence altında olduğundan, ne denli söz edilebilir ki?
Azınlıkların adlarının önüne "afedersiniz"in koyulduğu, aydınlarının katledildiği, bayramlarının müftülerce "gayrimeşru" ilan edildiği, medyada nefret söylemine maruz kaldıkları bir ülkede "azınlıklara" hoşgörüden, ne denli söz edilebilir ki?
19 Ocak günü, o katledilen aydınlardan biri için, Hrant için bir kez daha, adalet yürüyüşüne çıkacağız... Evet, buradayız Ahparig!