Haziran ayı boyunca dünyanın birçok yerinde düzenlenen ve düzenlenemeyen Onur Yürüyüşleri’ne şahit olduk. Bu yürüyüşler sonsuz hikâye, tecrübe ve yaşanmışlık barındırıyor. Akıllara göçmen olmak zorunda kalmış LGBTQ+’ların hikâyesi geliyor. Los Angeles’ta kurulmuş GALAS LGBTQ+ Topluluğu’ndan Lia, bir göçmen olarak queer olmanın yanı sıra queer Ermenilerin yaşadığı zorlukları anlattı.
GALAS ne zaman, nasıl bir ihtiyaç doğrultusunda kuruldu?
Ermeni diasporasının yaklaşık %40’ı Los Angeles’ta yaşıyor. GALAS, Los Angeles’ta arkadaşlık, destek ve topluluğa ait olma hissine ihtiyaç duyan bir grup Ermeni LGBTQ+ tarafından, 1998 yılında kuruldu. O zamandan beri dünya çapında Ermeni LGBTQ+’ın eşitlik mücadelesinde öne çıkan seslerden biri. Şu an GALAS’ın yaklaşık 2000 üyesi var. Ermenistan’da Pink Armenia gibi birçok LGBTQ+ toplulukla da iletişimini sürdürmeye ve mücadelelerine destek olmaya devam ediyor. Düzenlediğimiz etkinliklere ve yürüyüşlere artık sadece Ermeniler değil buradaki Amerikalılar, göçmenler ve hatta yetkililer de katılıyor.
Peki, queerlerin ABD’de yaşadığı sorunlardan bahseder misiniz?
Şu an en büyük problemimiz devlet okullarının müfredatının LGBTQ+ kapsayıcı olmaması. Hatta buna dikkat çekmek için Los Angeles’ta bir protesto yapıldı. Protestodaki topluluğun yarısını GALAS oluşturuyordu. Bir başka sorunumuzun dil bariyeri olduğunu söylemek isterim. Ebeveynlerin ağırlıklı konuştuğu dil Ermenice, çocuklarıysa İngilizceye daha hâkim. LGBTQ+ ile ilgili bazı terimlerin Ermenicesi olmadığı için ebeveynler bu konuda önyargısız olsalar bile çocuklarıyla kurdukları iletişimde sorunlar yaşıyorlar.
Okul müfredatında iyileştirilme olması için bir protesto olduğundan bahsettiniz...
Birkaç ay önce Los Angeles’ta, müfredatta LGBTQ+ temsiliyetinin olup olmaması gerektiği ile ilgili bir gerginlik yaşandı. Müfredat hakkında yanlış bilgiler de yayılıyordu. Bazı veliler okullarda çocuklarına fiziksel hormon tedavisi uygulandığını ve bu nedenle LGBTQ+ olduklarını bile düşünüyorlardı. GALAS hakkında da yanlış bilgiler yayıldığını söyleyebiliriz. Bunun hakkında protestolar düzenlendiğinde katılımcıların yaklaşık %50’si GALAS’tandı. Bunu gören bazı aşırı sağcı gruplardan “Ermenistan’a geri dönün” şeklinde tezahürat yapan bile oldu. Fakat neyse ki şehrimizde ve eyaletimizde seçilen görevliler LGBTQ+’ların haklarını koruma konusunda hassas davranıyorlar, LGBTQ+’ların yaşadığı zorlukları azaltmak ve queer farkındalığını arttırmak için girişimlerde bulunuyorlar.
Orta Doğu başta olmak üzere dünyanın başka yerlerinden gelen insanlarla da işbirliği yaptığınızı söylemiştiniz. Bunlar ne gibi işbirlikleri?
Aslında bizimle benzer yerlerden gelmiş ya da aynı sorunları yaşamış insanlarla toplanarak sorunlarımıza hep beraber çözüm yolları arıyoruz. Çünkü biz dahil buraya göç eden insanlar bir anda Amerika’ya gelip geleneklerini tamamen unutmadılar. Oradan aldıkları fikirleri burada da uzun bir süre sürdürdüler. Burada ilk iletişim kurdukları insanlar benzer yerlerden göç etmiş olanlardı. Birçok geleneğimiz benzer. Dolayısıyla birçok derdimiz ve bu dertlerimizin çözümü de birbirine benziyor. Bizimle benzer acılar yaşamış halkları anlıyoruz. Örneğin biz de burada Filistin protestolarına katılıyoruz.
Ermenistan ve Amerika’daki LGBTIQ+ haklarını karşılaştırabilir misin?
Ermenistan’da eşcinsellik 2003’te suç olmaktan çıkarıldı. Fakat Amerika’da ayrımcılık karşıtı yasalar bulunurken Ermenistan’da bulunmuyor. Bu da Ermenistan’da nefret suçlarına karşı kanunlara bağlı bir önlem alınmasını imkânsız kılıyor. Amerika’da LGBTQ’ler ayrımcılığa uğrasa, Ermenistan’daki kadar kötü bir durumla karşılaşmıyorlar. Temel haklara sahipler. Amerika’da da LGBTIQ+’ların yüksek oranda psikolojik sorunlar yaşadığını, iş hayatında ayrımcılığa maruz kaldığını, istismar edildiğini ve kalacak yer bulmakta zorlandığını söylemek gerekir. Buradaki Ermeni ailelerden bazıları hâlâ LGBTQ+’nın bir Batı modası olduğunu düşünüyor. Şu ana kadar Ermenistan’da hiç onur yürüyüşü düzenlenmedi. Biz ise West Hollywood ve Hollywood’da onur yürüyüşüne katılarak Ermenistan’daki ve dünyadaki diğer LGBTQ+’ların de güvende hissetmeye ihtiyaç duyduklarını bir kez daha duyuruyoruz.
Uluslararası LGBTIQ+ haklarını savunma ve dayanışmayı güçlendirme konusunda bize ne yapmak düşüyor?
Toplumda marjinalleştirilmiş birçok kesim var. Bu insanların hepsi özgür olmadan biz de özgürleşebileceğimize inanmıyoruz. Bu, sisteme dayalı sorunları hep birlikte ortadan kaldırarak ve kimsenin uğradığı ayrımcılığa göz yummayarak mümkün. Queerlerin özgürleşmesi ise dayanışmaya giden yolda önemli adımlardan biri. Bir yerde atılan adımlar, dünyanın başka bir yerinde insanların hak mücadelesine ilham kaynağı olabiliyor. Tabii ki bizim Los Angeles’taki mücadelemiz diğer kenara itilmiş insanların mücadelesine bağlı olarak incelenmelidir. Göçmenlerin, engellilerin, cinsiyetçiliğe ve ırkçılığa maruz kalanların mücadelesine destek verdikçe LGBTQ+ mücadelesini de desteklemiş sayılırız. Ataerkil, milliyetçi ve kapitalist sistemleri değiştirmek için adımlar atabiliriz. Kendimiz konu hakkında bilgiler edinip çevremizi aydınlatabiliriz. En azından bir arkadaşımızın daha konu hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayabiliriz.