PAKRAT ESTUKYAN

Pakrat Estukyan

Մենք ու մերոնք - BİZ VE BİZİMKİLER

Kötülüğün kaynağı

Dünyanın ekseninin kaydığını daha önceki yazılarda da bu sütunlarda belirtmiştik. İlkokul sıralarından, yerkürenin ekseni etrafında döndüğünü biliyorduk. Bu temel bilgi olmadan, ne saatleri, ne gece ile gündüzü, ne de mevsimleri algılayabilirdik.

Dünyadaki eksen kaymasını Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla açıklamıştık. İki kutup arasında devinen dünya, kutuplardan biri yok olunca başıboş salınmaya başladı. Üstelik, kalan tep kutbun egemeni, yeşil banknotlarla ifade edilen küresel finans kapitaldi. En büyük değeri kâr, daha fazla kâr olan bu güç, insan yaşamını da, doğanın tüketilmesini de umursamıyordu. Oysa o kârın çok küçük bir oranıyla Soma’da 301 kişiyi kaybetmek zorunda kalmayabilirdik. Ya da o kâr için inip çıkan asansör 10 canımıza mezar olmazdı. Bu türden örnekleri sonsuza kadar uzatmak mümkün. Biz güncelden konuşalım. 7 Ocak Çarşamba günü Paris’te yaşananlar, bu sürecin dışında değil. Bir mizah dergisinde çalışan 12 insan, köktendinci teröristlerin kurbanı oldu. Eylem tam da Avrupa’da ırkçı bir kalkışma olan PEGIDA’nın değirmenine su taşımak için tasarlanmıştı sanki.

Dünya’nın ekseninin kaymasının sonuçlarının en ağır yaşayanlar kimler peki? Hemen, dünyanın bahtsız insanlarını anımsayacaksınız. Kuraklık ve açlıkla kıvranan Afrikalıları, savaşta doğan, savaşta büyüyen, savaşta ölen Filistinlileri, zengin petrol yatakları üzerinde sefalet yaşayan Ortadoğu halklarını, narkobaronların tutsağı olan Latin Amerikalıları anımsayacaksınız. Hayal kırıklığına uğramış, toplumsal ümitlerini yitirmiş, yüz yıllık adaletsizlikle baş edememiş Ermenistanlıları... Bu listeyi de sonsuza değin uzatmak mümkün. Sonu ise, ‘Wall Street’i işgal et’ eylemlerinin sloganına, “Biz %99’uz”a çıkacak.

Uyanın dostlar. Bu bir din meselesi değil. PEGIDA’yla, İslamofobiyle açıklanamaz. “Allahuekber” diyerek insanların kafasını kesenlerin yevmiyesi 150 Amerikan doları. Bu paranın kaynağıysa, uygar Batı. Sakın şaşırıp, Suudi Arabistan veya Kuveyt, Katar demeyesiniz. Bunların hepsi, işte o uygar Batı’nın ajanları.

Libya’da televizyon ekranları önünde linç edilen Kaddafi’nin yönetiminde, halkın bütün temel gereksinimleri ücretsiz karşılanmaktaydı. Yine televizyon ekranlarında infazını canlı olarak izlediğimiz Nikolay Çavuşesku, öldürülmeden kısa bir süre önce halkına yaptığı konuşmada, Romanya’nın, dış borcu olmayan tek ülke olduğunu söylüyordu. Diktatör Esad’ın ülkesi ise, Ortadoğu’da en işlevsel demokrasiyle yönetilmekteydi. Batı dünyasının anlamak istemeyeceği bir demokrasiyle.

Küresel kapitalizmin tahammül edemediği oluşumlar bunlar. İMF’ye biat etmeyenlere, dış borç batağına bulaşmayanlara, dünya bankasından kredi istemeyenlere, yani oyunun dışında kalanlara tahammülleri yok. İşte bu yüzden, DAİŞ teröristleri Kobanê’ye saldırıyor. Orada da alternatif bir yönetim önerildiği için.

Yaşananlar, insanlık tarihinin en vahşi tezgâhları. Ama bilelim ki, bu vahşetin senaryosunu yazan da, sahneleyen de, ‘Uygar Batı’nın en uygar stratejistleri.