Noel Baba: Sadece görebildiğiniz şeylere inanmaktan vazgeçin

Noel Baba, yüzyıllardan beri ilk - ve muhtemelen- son söyleşisini Agos'a verdi. Yaramaz çocuklara gerçekten kömür mü veriyor, taklitçi noel babalarla ilgili ne düşünüyor, çocuklara kaç yaşından itibaren hediye verilmez? Hepsinin cevabı burada.

Noel Baba minicik bir elfle kapıdan girdiğinde, kalbim yerinden çıkacak sandım. Sarıldık. Bedeni, içi pamuk doldurulmuş gibiydi. Yeşil tulumlu ve yeşil şapkalı Elf de sürekli şarkı söylüyordu. Biz konuşmaya başladığımızda, o mırıldanarak şarkı söylemeye devam etti. Hayatımda duyduğum en şen sesti.

Noel Baba’nın atölyesinde tüm yıl boyunca oyuncak yapan ve Kuzey Kutbu’nun en çılgın partilerini organize eden “Elf”lerden birini görmek, en az Noel Baba’yı görmek kadar heyecan vericiydi. “Bu Elf” dedi Noel Baba, “yıllarca senin oyuncaklarını yaptı.” Bilmiyordum, meğer her çocuğun zimmetli olduğu bir Elf varmış. Onunla da sarıldık, sıkı sıkı. Bana iki katlı Barbi evimin hâlâ sağlam olup olmadığını sordu. “Değil” dedim üzülerek. Hüzünlendik. Ama sadece biraz…

Bana Kuzey Kutbu’ndan çuvallar dolusu şekerlemeler, çikolatalar getirmişlerdi. Bir ömür yetecek kadar çok şekerin karşısında kıvranarak karşı koymaya çalıştığım, sanırım yüzümden anlaşılıyordu. Noel Baba “Merak etme, bunlar asla hasta yapmaz, kilo da. Kuzey Kutbu şekerleri böyledir” dedi. Daha mutlu olamazdım.

Noel Baba, kendisine inananların sayısının gün geçtikçe azalmasının onu nasıl üzdüğünü anlattı. Belli ki çok kırılmış. Eve kapanmış, kimseyle konuşmaz olmuş. Öyle ki, bu durum Noel Anne’yle aralarını da açmış bir süre. “İki kelime arasında kahkaha atan bir adamın birden sesi soluğu kesilince, o da şaşırdı ne yapacağını, ama şimdi iyiyiz.” Noel Baba bunun daha fazla böyle gitmeyeceğini, insanların yeniden ona inanmaya başlayacağını söylüyor. Biz istediğimiz sürece hediye dağıtmaya hazır. İstemekse, inanmak anlamına geliyor.

Gitme vakti geldiğinde, ona tam, “Beni de yanına al!” diye haykırmak üzereyken, Noel Baba “Şimdi sen burada kalmalı ve Noel ruhunu etrafa yaymalısın” dedi. Başımı öne eğerek “Elbette Noel Baba” dedim. Noel Baba, kırmızı burunlu ren geyiği Rudolf’u çağırdı. Rudolf narince havalandı. Arkalarından el sallarken, Elf’in gün boyu söylediği şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım bile.

Noel Baba, size sorulması gereken milyonlarca soru var, ama herkesin aklındaki ilk sorudan başlamam gerek. Neden bir söyleşi yapmak, insanlarla doğrudan iletişime geçmek istediniz?

Benim gerçekten var olduğuma inanan çok az insan kaldı. Artık çocukların bile neredeyse ilk kurduğu cümle “Noel Baba yalanmış” oluyor. Size inanmayanların sayısı arttıkça varoluşsal bir krize, kişilik bunalımına giriyorsunuz. Son bir yıldır her günüm ayna karşısında, “Kimim ben?”, “Gerçek miyim?”, “Ne yapıyorum bu hayatta?” gibi sorularla geçti… İşimi de doğru dürüst yapamaz oldum. Elflerin desteğiyle biraz daha iyi olduktan sonra, bu durumun daha fazla bu şekilde devam edemeyeceğine kanaat getirdim ve size ulaştım.

Dünya üzerinde binlerce gazete varken ortaya çıkmak için Agos’u seçmeniz de şaşırttı bizi aslına bakarsınız. Sayenizde, Türkiye’nin, hatta Türkiye Ermenilerinin dünyanın merkezinde olduğu gibi bir hisse kapıldık bir anda.

Alakası yok canım. Gazeteciler arasında, kalbinin bir köşesinde bana inanmaya devam eden, beni ciddiye alacak bir seni gördüm. Kim olduğumu duyduklarında suratıma bakılıp kahkaha atılmasına, sıyırmış olduğumu düşünmelerine dayanamazdım.

Biliyorsunuz, bu söyleşiyi yayımlayacak olmamız, bundan sonra size inanacakları anlamına gelmiyor. Hatta bunun bir hayal olduğunu düşünecekler çıkacaktır.

Benim yüzümden seni de deli sanmalarından korkuyorsun galiba. Hohoho!

Olan oldu artık. Neyse, bunalımınıza rağmen neşenizden pek bir şey kaybetmemişsiniz en azından.

Elbette kaybetmedim. Bakma sen bana, söyleniyorum sadece.

Noel Baba, konumuza dönersek, ‘söylenti’ kelimesini kullandınız. Sizin gerçek olmadığınız söylentisini çıkaranlar kim sizce?

Hediye vermediğim yaramazların işi bu. “Ren geyikleri uçamaz”, “Bir gecede milyonlarca hediye dağıtılmaz”, “Kuzey Kutbu’nda kutup ayılarından başka kimse yok” gibi argümanlarla benim itibarımı sarstılar. Tüm bunları bir kenara bırakıyorum, Elflerle aramı bozmaya çalışıp Kuzey Kutbu’nda huzur bırakmadılar.

Elfleri neden karıştırdılar?

“Noel Baba sizi köle gibi çalıştırıp, sırtınızdan geçiniyor, Noel’in kaymağını yiyor” diyerek, karşı bir propaganda yürüttüler. Kışkırttılar kısaca Elflerimi. Güya onlara işi bıraktırıp uslu çocukların hediye almasını engelleyecekler, beni de kimsesiz bırakacaklardı. Bir taşla, iki kuş. Hedeflerine ulaşamadılar tabii, ama stresli bir dönemdi.

İşinize karışmak gibi olmasın ama uslulara büyük, yaramazlara daha küçük bir hediye vererek tüm bu karmaşayı önleyebilirmişsiniz bence…

O haylazlara pabuç bırakır mıyım sanıyorsun? Yapmaları gereken gayet basit; uslu ol, hediyeni kap.

Peki yaramazlara kömür verdiğiniz doğru mu?

Asla! Bu da o canavarların işi. Allah aşkına, o kadar işin arasında uğraşıp bir de kömür mü bulacağım, mantıklı mı bu sizce?

Yani Noel Baba, şimdi mantık çerçevesinde konuşacaksak, söylediğiniz birçok şey mantıklı gelmiyor… Bence hiç girmeyelim buna.

Benim çekinecek bir şeyim yok. Aklınıza takılan ne varsa sorun.

O hâlde, Ren geyikleriniz nasıl uçuyor?

Görünmez kanatları var. Ben de size bir soru sorayım, sizin Ren geyikleri neden uçamıyor?

Görünmez kanatları yok…

O zaman sanıyorum benimkileri uçabildikleri için suçlayamaz veya hayal ürünü olduklarını söyleyemezsiniz. Sizin geyikler için söyleyemeyeceğimiz gibi. Sadece görebildiğiniz şeylere inanmaktan vazgeçin.

Kötü bir Noel Baba taklidi

Şu tatlı sert tavrınızı görünce, sizden korkan çocukları şimdi anlıyorum....

Benden korkulduğunu da ilk defa sizden duyuyorum. Beni nerede görmüşler de korkmuşlar?

Sizden değil de taklitlerinizden işte… Çocuklar farkı pek anlayamıyor, biliyorsunuz; günün sonunda korkulan siz oluyorsunuz.

Koklayın beni. Ne kokuyorum?

Şeker…

O adilerde bu kokuyu bulamazsınız. Ben şeker kokarım, onlarsa üçkâğıt.

Taklitçilerinizi sevmemenizi anlıyorum ama onlar da bir talebi karşılıyorlar. İnsanları gerçek olduğunuza inandırmaya çalışırken, gizlice bacadan girmeniz işinizi kolaylaştırmıyor. Sahi, nedir bu gizliliğin sebebi?

Noel’in büyüsü, beni görmeden bana inanabilmekten geçer. Beni gördükten sonra bana inanmışsınız, ne işime yarar?

Haklısınız Noel Baba. Peki şu uslu-yaramaz çocuk meselesine dönmek istiyorum. Madem geri adım atmamakta ısrarlısınız; uslu çocuklar listenize girebilmek ve ‘hediye kapmak’ için ne yapmak gerekir? Sonuçta usluluk-yaramazlık göreceli…

Bakın, kaç yıldır bu işin içindeyim ve bir çocuk bile görmedim ki, tüm yılı sırf benden hediye alabilmek için uslu geçirsin. Aralık ayı geldiğinde ve o ağaç kurulduğunda akıllara düşerim, işte o zaman başlar telaş ama ne yazık ki iş işten çoktan geçmiştir. Çocuk tüm yılını şöyle bir gözünün önünden geçirir ve işte benim cevabım orada gizlidir. Sanıyor musunuz tüm zamanımı dünya üzerindeki milyarlarca çocuğun her an ne yaptığını izleyerek geçiriyorum. Delilik olurdu. Çocuklar, uslu veya yaramaz, çok iyi bilirler nasıl bir yıl geçirdiklerini; ailelerini, arkadaşlarını, öğretmenlerini ne kadar üzdüklerini veya sevindirdiklerini. Aralık ayı geldiğinde ve onlar bir yıl değerlendirmesi yaptıklarında, yüzlerindeki ifade her şeyi söyler. Canlarım benim, asla da saklayamazlar…

“Kaç yıldır bu işin içindeyim ve bir çocuk bile görmedim ki tüm yılı sırf benden hediye alabilmek için uslu geçirsin. Aralık ayı geldiğinde ve o ağaç kurulduğunda akıllara düşerim, işte o zaman başlar telaş, ama ne yazık ki iş işten çoktan geçmiştir. Çocuk, tüm yılını şöyle bir gözünün önünden geçirir ve işte benim cevabım orada gizlidir.”

Peki, bir çocuğun hediyeden kesildiği yaş nedir? Kaç yaşında bitiyor çocukluk?

“Noel Baba’ya inanmadın, bu yıl da hediyesiz kaldın” diye başlayan bir şarkımız vardır bizim, Elfler, oyuncak yaparken söyler hatta. Diyeceğim o ki, bana inanmayı bıraktığınız gün, ben de size hediye vermeyi bırakıyorum.

Noel Baba, çocuğu geri kazanmak yerine hemen pes ediyorsunuz…

Noel’in felsefesi dogmatiktir. Bana inandığınız sürece yaşar Noel Ruhu…

Noel Ruhu’nun önemli bir parçası olduğunuzun farkındayım fakat Noel’de asıl kutlanan İsa’nın doğumu diye biliyorum ben… Kendinizi fazla önemsemiyor musunuz?

Milyarlarca çocuğa bir gecede –üstelik onların dileklerini gözeterek– hediye dağıtabilen birinin kendini önemsememesi gülünç olurdu sanırım…

Bir gecede dağıtmıyorsunuz bir kere. Noel iki farklı tarihte kutlanıyor. Bir de tabii Türkiye’de olduğu gibi, yılbaşı gecesi hediye dağıttığınız çocuklar da var.

Ben 24’ünde bırakıyorum hediyeleri. Aileleriniz artık size kaçında veriyor bilemem. Türkiye’de yılbaşı gecesi verildiğini de bilmiyordum.

Yılbaşının simgesisiniz burada. O yüzden bıçaklamışlardı zaten şişme Noel Baba’yı.

Ne diyorsun? Bundan da hiç haberim yok, kim yaptı?

Yaramaz çocuklar diyebiliriz.

Hohoho. Komikmiş. Hohoho.

Son olarak, Noel Baba bu söyleşiden sonra size yeniden inanmaya başlayanları –çocuk veya yetişkin– hediye listenize alacak mısınız?

Önceden hiç başıma gelmedi bu durum, ama uslularsa neden olmasın.

Ben size bütün kalbimle inanıyorum yeniden…

IPhone 6’yı kaptın bil çocuk.

Noel Baba: ‘Başka gezegenlerde hayat var!’

Noel Baba, size her yıl daha az insanın inanması, Kuzey Kutbu için daha sakin bir yıl anlamına mı geliyor?

Hayır. Aynı tempoda çalışmaya devam ediyoruz. Oyuncak yapmak, Elflerin yaşam kaynağı. Son dönemlerde inananların sayısı yarı yarıya azalmıştı –mesai saatlerini azaltmıştık. Elflere hiç iyi gelmedi bu, boşluğa düştüler. Biz de eski çalışma düzenimize döndük.

Minik Elfler okulda Elf olmanın inceliklerini öğreniyorlar.

Üretim fazlası olmadı mı bu durumda?

Olmuştu ama bu soruna da çözümü bilge Yer Cücesi getirdi: Noel Baba, artık sadece dünya çocuklarına değil, tüm galaksiye oyuncak dağıtıyor!

Anlamadım. Diğer gezegenlere mi atıyorsunuz fazlalığı?

Hayır, diğer gezegenlerdeki çocuklara veriyorum…

Siz şu anda başka gezegenlerde hayat olduğunu, üstelik onların hediye verilecek kadar gelişmiş canlılar olduğunu mu söylüyorsunuz!? Bunun insanlık için nasıl bir keşif olduğunun farkında mısınız Noel Baba?

A, ben biliyorsunuz sanıyordum, hohoho… Neyse ben artık gitmeliyim, Mutlu Noeller! Hohoho!”

Kategoriler

Güncel Yaşam

Etiketler

Noel Noel Baba


Yazar Hakkında

1989 İstanbul doğumlu. Ermeni dili ve kültürü, yaşam, popüler kültür, müzik ve sinema haberleri yapıyor.