AGOS'UN ARŞİVİNDEN

DOSYA Agos'un arşivinden -  Dünyadan bir Saruhan geçti

Bugün 'Agos'un arşivinden' bölümünde, geçtiğimiz sene kaybettiğimiz, Agos'un Ermenice editörü ve 'hafızası' Sarkis Seropyan'ın bir yazısına yer veriyoruz. Seropyan, uluslararası üne sahip tek Ermeni karikatür sanatçısı Aleksandr Saruhan'ı ölüm yıldönümünde anıyor.
DOSYA Agos'un arşivinden: Hrant Dink - Bizi yabancı gördüler

'Agos'un Arşivinden', Hrant Dink'in, kendi Kamp Armen'ini anlattığı bir yazıyla başlıyor. 26 Ocak 2007 yılında, Dink cinayetinden sonra basılan ilk sayıda tekrar gün yüzüne çıkan bu yazıda Dink, Tuzla Çocuk Kampı'nın çaresizliğini anlatıyor.
TOPLUM Agos'un arşivinden: Sanasaryan Varjaran’ın gasp edilen ‘yetim hakkı’

Agos'un arşivinden köşesinde bugün Sanasaryan Han var. Tarihi yarımadada butik otellerin yapılmasına olanak sağlayacak imar değişikliğini vesile bilerek 11 Temmuz 2014 yılında yayımlanmış bir Agos dosyasını tekrar yayımlıyoruz. Zakarya Mildanoğlu, vakfın Erzurum'da bulunan aynı isimli mülkünü, yani bir zamanların prestijli okulunu ve ardında görmezden gelinen o hem onur, hem acı dolu tarihi hatırlatıyor.
GÜNCEL Agos'un Arşivinden: Hocalı sorumluluğu

Agos'un arşivinden bu hafta, 26 Şubat 1992'de düzenlenen Hocalı katliamı var. Rober Koptaş, 2013 yılında kaleme aldığı yazı, "Gelecek, Hocalı’nın acısını yüreğinde duyan Ermenilerle, Sumgayit’ten ötürü üzülen Azerilerin ve onlar gibilerindir" sözleriyle sonlanıyordu.
GÜNCEL Agos'un arşivinden: Kurucuları Agos'u anlatıyor

5 Nisan itibariyle Agos 20 yaşına girdi. 1996'nın Paskalya'sında yayın hayatına başlayan Agos'un hikayesini, kurucu kadrosunda yer alan Sarkis Seropyan, Luiz Bakar, Anna Turay, Harutyun Şeşetyan, Harut Özer ve Arus Yumul anlatmıştı.
KÜLTÜR SANAT Agos'un arşivinden: Bir zamanlar Cemiyet-i Edebiye, şimdi otopark

İstanbul’da yaklaşık 60 yıl yaşamış ve yayınları, yardımlar ve faaliyetleriyle, döneminde ünü ABD’ye kadar yayılmış bir edebiyat cemiyeti, Dersaadet Rum Cemiyet-i Edebiyesi (DRCE) ya da Rumca ismiyle Ellinikos Filologikos Sillogos Konstantinupoleus’un merkezi bugün Beyoğlu’nda bir otopark oldu; on binlerce kitaptan oluşan kütüphanesinin akıbeti ise bir muamma.