BASKIN ORAN
Şehitler Tepesi ne taraf oluyor?
Çocuklarımızın Suriye veya Libya’da şehit olacağı konusunda garantimiz var. Hatta, 41 kişinin can verdiği Şubat 2020 Van çığ felaketi olunca, “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” cümlesine bir de “inşallah” ilave etti
1998 Adana Mutabakatı hikayesi
Çok açık: Tutanak baştan aşağı Suriye’nin taahhütlerinden ibaret ama, Türkiye’nin Suriye’ye girip tek yanlı harekat yapmasına ilişkin tek kelime yok.
Emperyalizm ve Suriye politikamız
AKP-MHP iktidarı, Suriye’ye ordu sokmak yüzünden Batı’nın ve Arap dünyasının büyük tepkisini çekti. Mecburen de, Rusya’nın Ortadoğu’ya yerleşme emellerine hizmete başladı. Fakat bunları hiç umursamadan, “Herkes bizi kıskanıyor!” deyip uluslararası itibar kazandığını yutturmak istemekte. İçteki yandaşlarına, tabii.
Erdoğan: Suriye, Suriye toprağından çekilsin!
Türkiye tarafı Rus tarafına net koordinat bildirdiğine göre, “bilerek ve isteyerek” yapılmış bir saldırıdan bahsediyoruz. Yani, bundan daha açık-seçik bir ihtar, bir uyarı olabilir mi Türkiye tarafına?
Suçu Allah’a yükleyip kurtulmak
Elazığ felaketinden akıllarda büyük olasılıkla en çok kalacak şey, 17 yıllık iktidarımızın bu konuda hiçbir önlem almamanın suçunu Allah’a yükleyip kurtulduğu olacak.
“İster inan ister inanma”: Son ayın zaytungsal haberleri
YÖK çalıştayında İçişleri Bakanlığı adına sunum yapan Ömer Ulu ateizme, deizme, pagancılığa ve tengriciliğe karşı din adamlarını göreve çağırdı. Pankart asan iki üniversiteliye, boşlar dahil her derse ve sınava zorunlu girme biçiminde bir adli kontrol getirildi. Ankara 2. İdare Mahkemesi, Diyarbakır Büyükşehir'e kayyım atanmasında yürütmeyi durdurdu. 12 gün sonra da “yanlışın düzeltilmesi” kararı aldı.
Kayıp ilanı: Türk dış politikası ve T.C. Dışişleri Bakanlığı
Kontrol edilemez bir sınıf hasedi sonucu “monşer” diye anılan T.C. Dışişleri artık tamamen devre dışı. Zaten T.C. Hükümeti kaldırıldı, TBMM ise konu mankeni. Artık sadece Tek Adam var.
CB Erdoğan’ın Kanal İstanbul ısrarının altında ranttan başka ne var?
“Montrö bir tarihtir” diyor. Söylemek istediği: ‘Montrö tarih olmuştur’. Oysa, Montrö 1936’dan beri geçerli ve Türkiye’nin başına sorun çıkmasını hep önledi.
Libya’ya niçin ve derhal asker göndermeliyiz?
Anlamadığımız durumlarda en sağlam yöntem, karar vericilerin beynine girip düşünmektir.
Beladan kaçan TDP’den bela aranan EDP’ye ve Montrö’den Kanal Erdoğan’a
EDP’nin, (Erdoğan Dış Politikası) tamamen iç politika kaynaklı dış politikasının yanı sıra, Kanal İstanbul’un daha doğrusu Kanal Erdoğan’ın durup dururken Türkiye’nin başına korkunç bir bela açacak olması var: Montrö’nün tartışmaya açılması. Ki, Türkiye bundan daima fena ürkmüştür.