KONUK YAZAR

Bu bölümde internete özel konuk yazarlarımızdan ve okurlarımızdan gelen yazıları yayımlıyoruz. Bu köşede yer almasını istediğiniz yazıları çekinmeden yollayın. Burası sizin pencereniz...

28 Aralık ve Yılbaşı - Şenay Tanrıvermiş

ŞENAY TANRIVERMİŞ

Yeni yıl geliyor ve büyük şehirlerin bazı ana caddeleri ışıl ışıl aydınlatıldı, parlatıldı, cilalandı, süslendi, püslendi. İçimize yeni yıla dair umut kıvılcımları veren sokak süsleri ve AVM yapımı Noel babalar bazı semt insanlarının yaşamını sardı sarmaladı, neşelendirdi. İster istemez her köşede çalan ‘jingle bell’ler dilimin ucuna takıldı.

Ama benim aklıma bir şey daha takıldı! Geçen yıl 28 Aralık’tan beri gelen her fotoğrafta daha rengarenk, daha görkemli, göz alıcı ve yürek paralayıcı bir mezarlık süslendikçe vicdanım kanıyor.

Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüz müdür gezmesek de, tozmasak da, yatmasak da, kalkmasak da, duymasak da, tınmasak da yine o köy bizim köyümüz müdür?

Eğer o ev bizim evimizse, o ses bizim sesimizse, o dağ bizim dağımızsa, o yol bizim yolumuzsa ve Roboski bizim köyümüzse orada da yıldönümü yaklaşan bir katliamın çiçekleri açıyor da açıyor galiba.

En profesyonel ve yaratıcı dekorasyon şirketlerinin süslediği ağaçlardan daha süslü, renkli, fosforlu, resimli, çiçekli süslerle donatılmış bir mezarlık var orda bir köyde.

28 Aralık 2011 tarihinde TSK’ya bağlı savaş uçakları tarafından Roboski’de düzenlenen hava saldırısında ölen 34 köylünün mezarları öylesine bakımlı, alımlı, çalımlı, laleli, sümbüllü, güllü ve gülleri dikenli ki göz kamaştıran renkleri sadece birkaç gazete sayfasından bile dışarı taşıyor. Hepsi el ve acı yapımı çiçekler ölülerin üzerinde tomurcuklar patlatıyor… Yeni yıl ve 28 Aralık yaklaşırken çoğunluğun sadece karalar giydiği o köyde mezarlıklar coşmuş, her renkten çiçekle selam veriyor.

Kolay kolay rastlanmayacak güzellikte bir mezarlık yaşıyor orada.

Hatta bütün evler susmuş, ölmüş, gitmiş gibiyken mezarlıklar öylesine diri, enerji dolu ve cıvıl cıvıl ki kafalar karışıyor iyice.

Sanki diriler ölmüşte, ölüler yaşıyor.

Orda bir mezarlık var, uzakta, O mezarlık bizim mezarlığımız mıdır gerçekten?
28 Aralık çiçekleri, yılbaşı süslerini acıtır mı orda bir köyden ta buralara?