Kültür Bakanlığı’nın Ayasofya’nın avlusuna ‘hizmet binası’ olarak tasarladığı medresenin yapımı ihaleye verilince, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS), medresenin yapımı halinde Ayasofya’nın “Dünya Mirası” olma durumunun tartışmaya açılacağını duyurdu.
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
Ayasofya, “Dünya Kültür Mirası Listesi”nde yer alan, Türkiye’deki en önemli yapılardan biri. Bin 500 yıldır ayakta kalmayı başarmış olan Ayasofya’nın statüsüyle ilgili tartışmalar ise dinmek bilmiyor. Halen müze olarak ziyaret edilebilen tarihi yapının cami olarak ibadete açılması tartışmalarının ardından, şimdi de Ayasofya’nın avlusuna medrese yapılmak istenmesi gündeme geldi. Kültür Bakanlığı, “hizmet binası” olarak tasarladığı medresenin yapımını ihaleye verince, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS), medresenin yapımı halinde Ayasofya’nın “Dünya Mirası” olma durumunun tartışmaya açılacağı uyarısında bulundu. Bakanlık, bu açıklamanın ardından geri adım atarak, Çevresel Etki Değerlendirme Raporu hazırlanmasını istedi. Bakanlık, medresenin yapılıp yapılmayacağına dair nihai kararını, bu raporun ardından verilecek. Medrese yapılmasına ilişkin tepkiler ise günden güne artıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, medresenin geçmişte var olduğunu ve bu yapıyı yeniden ihya etmek istediklerini belirterek, medresenin din eğitimi için değil, ek bir hizmet binası olarak kullanılmasının tasarlandığını açıkladı. Bakanlığın, 7 milyon liraya medreseyi ihale etmesinin ardından da, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS), projeye karşı sert bir açıklama yaptı.
‘Ciddi risk’
Ayasofya, 1985 yılında ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmişti. ICOMOS Türkiye Komitesi, yaptığı açıklamada, medresenin inşası hâlinde bu önemli tarihi yapının Dünya Kültür Mirası Listesi”nden çıkartılmasının gündeme geleceği uyarısında bulundu. Açıklamada, “Ayasofya’nın mimarlık tarihinin belki en önemli birkaç yapısından biri olduğu düşünülecek olursa, onun hemen bitişiğine yeni bir sahte eski eser inşa etmenin vahameti anlaşılacaktır. ‘Üstün Evrensel Değeri’ olumsuz etkileyeceğine inandığımız yeniden yapım projesinin uygulanmasında ısrar edilmesinin, İstanbul’un ‘Dünya Miras Alanları’ için ciddi bir risk yaratacağı kanısında olduğumuzu bildiririz” denildi.
Açıklamada, yapıya yönelik işlev değişikliği, planlama ve koruma uygulamalarında kaygı verici gelişmeler yaşandığına da dikkat çekildi.
‘Esas problem, bu planın arkasındaki ilkesel sorun’
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Anestis Vasilakeris, Ayasofya’yla ilgili tartışmaları değerlendirdi. Vasilakeris, böylesi bir inşaatın, kültür mirası koruma ilkelerinin ihlali anlamına geldiğini söyledi.
-
Ayasofya’nın avlusunda geçmişte başka yapılar bulunuyor muydu?
Evet, Ayasofya'nın etrafında birkaç yapı vardı ve Ayasofya, yapılardan oluşan önemli bir kompleksti. Fakat arkeolojik araştırmalarda şimdiye kadar bu anlamda bir şey bulunamadığından, diğer yapıların nerede olduklarına dair net bir fikrimiz yok. Büyük bir ihtimalle Osmanlı medresesinin kalıntılarının altında, erken dönem Bizans binalarının da kalıntıları olabilir. Ayasofya'nın arazisinde arkeolojik araştırma konusunda ciddi eksikliklerin olması, Ayasofya'nın kendi organik bütünlüğünün bir parçası olarak kültürel ve arkeolojik içeriğine göre anlaşılmasını zorlaştırıyor. Araştırma ve doğru düzgün çalışmaların yapılmamış olması, bu kadar önemli bir anıt için kabul edilemez.
-
Burada yeni yapıların inşa edilmesinin Ayasofya’ya nasıl bir etkisi olur, mimari ve estetik açıdan zarar verir mi?
Öncelikle, tarihi bir yapının bu derece yakınında yapılacak her türlü inşaat çalışması, kültür mirasını koruma ilkelerinin ihlalidir. Buradaki asıl mevzu, artık var olmayan bir yapıyı sıfırdan yapmak... Ayasofya gibi tarihin en önemli anıtının bulunduğu bir araziye, alelade bir inşaat projesiyle bina yapmak, gerçekten de saçma bir durum. Tabii ki böyle bir yapı, estetik olarak ve birçok farklı bakış açısına göre, dünya mimarlık tarihinin en önemli yapılarından olan Ayasofya'nın görünüşünü etkiler. Fakat inanıyorum ki, esas problem, bu planın arkasındaki ilkesel sorun. Birisi büyük bir tarihi yapıtla ilgili karar verdiğinde, her karar için öncelikli kriter, söz konusu eseri muhafaza etmek, yapıtın ömrünü uzatan küçük görünmez dokunuşlarda bulunmak yönünde olmalı; yapıtı değiştirecek veya ondan ödün verilmesine sebep olacak kararlarda ısrarcı olmak değil.
-
Burada bir inşaat çalışması başlatılması durumunda Ayasofya’yı korumak için neler yapılmalıdır?
İnşaatı meşru bir seçenek olarak tartışmak istemiyorum. İnşaattan önce kazı çalışması yapılacak olmasa bile... Böyle bir durumda, her büyük tehlike ânında olduğu gibi, bu kırılgan, hassas ve dayanıksız yapıtı, onun kendine özgü dekorasyonuyla birlikte fiziksel olarak korumak için gerekli tüm önlemlerin alınmasını öneririm.