‘Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Temelli Ayrımcılıkla Eğitim Ortamında Mücadele Etmek’ başlıklı sempozyum 27 Eylül Cumartesi günü Bilgi Üniversitesi’nde gerçekleşti. En çok konuşulan konulardan biri, okullarda ikili cinsiyet belirten tuvaletler oldu.
MEHMET AKIN
akinmehmet34@gmail.com
Sempozyum, Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Merkezi (SEÇBİR) ile Sosyal Politikalar, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) başkanlığında ve Friedrich Ebert Stiftung Derneği desteğiyle gerçekleştirildi. Dört oturumdan oluşan sempozyumda, eğitim ortamında heteronormatif, seksist ve ayrımcı uygulamalarla nasıl mücadele edildiği ve edilmesi gerektiği tartışıldı.
Deneyimlerden ve problem paylaşımlarından ortaya çıkan en büyük ortak konu, okullarda tuvaletlerin kadın ve erkek olarak ayrı olması; bunun özellikle trans olmak üzere tüm LGBTİ bireylere zorluk yaratmasıydı. Herkesin farklı çözüm önerileri sunduğu bu konuda, Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Melek Göregenli, cinsiyetsiz ve tek kişilik tuvaletlerin olması gerektiğini söyledi.
LGBTİ’lerin yüzde 34’ü okulda tepki görüyor
Sempozyumun birinci oturumunda, Bilgi Üniversitesi STÇM ve SPoD’dan Volkan Yılmaz eğitimde LGBTİ bireylerin problemlerinden bahsetti. LGBTİ bireylerin sosyal problemleri anketinden örnekler veren Yılmaz, toplumun genelinde LGBTİ bireylerin olağan yurttaş olarak görülmediğini; bu anlamda kamusal bir müdahalenin gerektiğini savundu. Yılmaz’ın açıkladığı anket sonuçlarında LGBTİ’lerin eğitim hayatında yaşadığı problemler de ortaya çıktı: İlk ve orta düzey eğitimdeki LGBTİ bireylerin yüzde 34’ü LGBTİ olmaları nedeniyle tepki aldılar. Öğrencilerin yüzde 4,8’i LGBTİ olmaları nedeniyle okullarını terk etti, 4,2’si okulunu değiştirdi, 2,2’si disiplin cezası aldı.
LGBTİ’ler okulda açık değil
Üniversite düzeyinde ise LGBTİ öğrencilerin yüzde 13,6’sı kimliklerinden dolayı tepki aldı. LGBTİ olmaları nedeniyle yüzde 2,1 oranında okulu terk etti, yüzde 1,8'i okulunu değiştirdi ve yüzde 0,7'si disiplin cezası aldı.
LGBTİ bireylerin sadece yüzde 13’si, ilk ve orta düzeydeki eğitimde açık olarak LGBTİ olduklarını çevresindekilerle paylaşırken; üniversite düzeyinde bu oran yüzde 33,7’ye çıkıyor.
Anketlere göre LGBTİ bireyler, eğitim hayatındaki problemlerinin yanında sosyal hayatında da birçok alanda sorunlar yaşıyorlar. Ankete katılan LGBTİ’lerin yüzde 40’ı hayatlarında en az bir kez LGBTİ olması nedeniyle intiharı düşündüğünü söyledi.
Volkan Yılmaz’a göre, eğitimde çeşitlilik gözetilmeli, öğrencilerin özel hayatlarının gizliliği sağlanmalı, heteroseksüel ve LGBTİ öğrenciler arasında sosyal çevre yaratılmalı, eğitimciler çeşitlilik ve LGBTİ üzerine eğitilmeli ve eğitim mekanları cinsiyetsizleştirilmeli.
Translar ait olmadıkları kıyafetlerle okula gitmek zorunda
LuBUnya Boğaziçi’nden Anıl Kocaoğulları, Boğaziçi Üniversitesi’nde yıllardır cinsiyetsiz ve karma tuvaletlerin yapılması için uğraştıklarını, fakat nihayetinde okullardaki mevcut karma tuvaletlerin de kadın ve erkek olarak ayrıldığını belirtti.
T-Kulüp’ten Egemen Öztürk, trans öğrencilerin ait olmadıkları cinsiyet kimliğinin kıyafetlerini giymek zorunda kalmalarının, kendisinin ve tüm trans öğrencilerin psikolojisini bozduğunu belirtti. Öztürk, küçükken mahallede erkeklerle futbol oynayabilirken, okulda erkeklerle oynamasının neredeyse imkansız olduğunu; okulun heteronormatif eğitiminin öğrencilerin davranışları ve tutumlarına da yansıdığını söyledi. Ayrıca trans bireylerin mavi-pembe kimlik uygulaması nedeniyle resmi işlemlerde zorluk yaşadığını, hatta YGS gibi sınavlara alınmadığını belirtti.
Erkek çocuk Barbie’yle oynuyorsa, öğretmen ‘Siz de oynayın’ diyebilmeli
Bir trans kadın annesi Pınar Özer, çocuğunun lise ve üniversite sıralarında karşılaştığı sorunlardan bahsetti ve kadın-erkek tuvalet ayrımı nedeniyle çocuğunun orta okulda tuvalete ders sırasında gitmek zorunda kaldığını söyledi. Özer’e göre eğer bir erkek çocuk Barbie’yle oynuyorsa, öğretmen diğer erkek çocuklara ‘Siz de oynayabilirsiniz’ diyebilmeli.