Taraftar Hakları Derneği, haklarında 50 yıla kadar hapis cezası istenen Çarşı üyesi 35 kişinin davasıyla ilgili bir basın açıklaması yayımladı. Dernek, davayı spor alanında ve toplumsal gelişmeler karşısında suskun kalmayan taraftara ‘sopa gösterme’ olarak değerlendirdi ve dava sürecinde tüm toplumsal kesimleri taraftarlarla omuz omuza olmaya çağırdı.
Gezi Parkı protestolarına katıldıkları öne sürülen Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’nın üyeleri Cem Yakışkan, Bülent Ergenç, Erol Özdil, Güray Sözmen’in de aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında hazırlanan iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanan 35 kişinin yargılanmasına 16 Aralık 2014’te başlanacak.
İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan iddianamede 35 kişi hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmekle suçlanırken yine bu 35 kişiden 32’si hem terör örgütü kurmak ve yönetmek hem de suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmekten suçlanmıştı.
Taraftarlara aynı zamanda toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet, toplantı ve gösteri yürüyüşünde görevlendirilenlerin görevlerini yapmaya engel olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, görevi yaptırmamak için direnme, terör örgütü kurmak ve yönetmek suçlarından da 2 yıl ile 50 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Tribünlere ayar vermenin dozu arttıkça
Taraftar Hakları Derneği, söz konusu davayla ilgili bir destek açıklaması yayımlayarak, davayı ”taraftarların demokratik örgütlenmeleri olan taraftar dernekleri ve gruplarını suç örgütü gibi gösterme girişimleri”nin son halkası olarak tanımladı.
Dernek, Taraftarların insani ve vicdani nedenlerle Gezi eylemlerine katıldığını vurguladı:
“Tribünler, geçmişten günümüze bu ülkenin vicdanı olmuşlardır ve olmaya da devam edeceklerdir. Çünkü tribünler toplumun minyatürüdür. Her hafta tribünleri dolduran onbinlerce taraftar, bu ülkenin toplumsal yaşamı içinde bulunan farklı meslek gruplarından insanlardır. Şehrinin ya da semtinin insanları öldürülürcesine şiddete maruz kalırken, en temel demokratik haklarının kullanılması kolluk güçlerinin orantısız gücüyle engellenirken taraftarların ya da taraftar gruplarının olayları seyretmesi beklenemez, beklenmemelidir.”
Taraftarları kriminalize etmeye çalışmayı ‘tribün mühendisliği’ olarak tanımlayan Taraftar Hakları Derneği, 'passolig' uygulamasını da hatırlatarak; “6222 sayılı yasa ile başlayan ve e-bilet uygulaması ile devam eden ‘tribünlere ayar verme’ hamleleri taraftarların direnciyle karşılaştıkça, tribünlere yönelik baskı ve cezai yaptırımların ağırlaştırılmaya çalışıldığını gayet net görmekteyiz“ ifadelerini kullandı.
Dernek, “Çarşı grubu kurucuları ve üyelerinin yargılanacağı dava süreçlerine adalet arayışında olan tüm vicdanlı kesimleri katılmaya, taraftarlarla omuz omuza olmaya' çağırıyor.