Azerbaycan’da LGBT hakları için iki yıldır mücadele eden ‘Nefes LGBT Azerbaycan Alyansı’ örgütünün başkanı Atilla Cavid'le hem ülkelerindeki insan hakları problemlerini, hem LGBT’lerin sorunlarını konuştuk. Ülkelerinde sokaklara çıkamadıklarını söyleyen Cavid’in ismi, devletin kara listesine çoktan girmiş durumda.
Fotoğraf: BERGE ARABIAN
MEHMET AKIN
akinmehmet34@gmail.com
-
Nefes Azerbaycan ne zaman ve neden kuruldu?
2012’de kuruldu. LGBT haklarının geliştirilmesi için çalışmalar yapmak istedik. Bizden önce 2007’de bir örgüt kurulmuştu, ama onların çalışma alanı sadece HIV ve AIDS’ti. Onlar, 2012’ye kadar LGBT hakları anlamında hiçbir çalışma yapmadılar, çünkü devletle işbirliği içindeler. Azerbaycan’da herhangi bir örgüt devlete yakınsa, devletten para alıyorsa onlara karşı çıkıp bir şey talep edemez. Ederse, hem parası kesilir, hem de dernek kayıtları silinir. Biz iki kez dernek başvurusu yaptık, ama nedenini belirtmeden kabul etmediler. Azerbaycan’da çalışan tüm insan hakları örgütlerinin resmî dernekleşme sorunu var yani. Olabilenler de mahkemeyle kapatabiliyorlar. Derneği kapatmasalar da dernek başkanlarını hapse atıyorlar.
-
Azerbaycan’daki LGBT bireylerin problemleri neler peki?
Muhafazakâr bir halk olduğu için homofobi yüksek. Devlet, LGBT haklarıyla ilgili kanunu olmadığı için savunmuyor. Bir LGBT bireyin sorunu olduğunda polise gittiğinde, onunla ilgilenmiyorlar, aşağılıyorlar. Ayrıca, Azerbaycan’da Sağlık Bakanlığı homoseksüelliği hastalık olarak görüyor. Geleceğin doktoru, psikoloğu da bunu okullarda, böyle öğreniyor. Mesela bir anne, kızının lezbiyen olduğunu öğrenince doktora götürüyor; doktor da tedavi için ona bazı ilaçlar yazabiliyor.
Çalışma problemleriyle ilgili yaptığımız bir ankette ise, ankete katılanların yüzde 70’inden çoğu LGBT bireylerle aynı işyerinde çalışmak istemediğini söyledi. Yüzde 63’ü ise, patron olması durumunda, LGBT bir bireyi işe almayacağını belirtti.
-
Görünürlük için bir şeyler yapıyor musunuz?
17 Mayıs’ta ilk kez “Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü”nü kutladık. Hollanda Büyükelçiliği’nin desteğiyle Azerbaycan’ın en eski yerleşimlerinden birisi olan Gobustan’a gittik. Toplumda “LGBT’ler Batı’dan geldi”, “Azerbaycan bağımsız olana kadar onlar hiç yoktu” gibi düşünülüyor. Biz de orada “Gobustan kadar tarihimiz var” mesajını verdik. Toplumun tarihinin başladığı yerde LGBT bireyler de vardı çünkü.
-
Hükümet ne diyor bu çalışmalara?
Mayıs’ta Azerbaycan, Avrupa Konseyi’ndeki Bakanlar Komitesi’nin dönem başkanı oldu. İlham Aliyev, orada konuşma yapacaktı. Biz de “Başkan, yanıtla!” diye bir kampanya başlattık; Avrupa Parlamentosu üyelerine mektup gönderdik ve “Aliyev’e LGBT bireyler hakkında da sorular sorun” dedik. Norveçli bir parlamento üyesi, Aliyev’e “Azerbaycan’da LGBT haklarının ve örgütlerinin durumu nedir?” diye sordu. Aliyev “Azerbaycan’da insan hakları konusunda hiçbir problem yok. Sizin söylediğiniz insanlarla ilgili de hiçbir problemimiz yok” diye açıklama yaptı. LGBT kelimesini dahi kullanmadı.
-
Medya nasıl veriyor çalışmalarınızı?
Ulusal medyaya bir basın açıklaması gönderdiğimiz zaman, bizi nefret söylemleriyle sunuyorlar. Mesela LGBT aktivisti İsa Şahmarlı, Ocak ayında, gey olduğunu açıkladığı için aldığı baskılar nedeniyle intihar etmiş, geride “Bu dünya benim renklerimi taşıyabilecek kadar güçlü değil” mesajını bırakmıştı. Bütün medya organları bunu verdi, çok konuşuldu. Fakat zamanlama da çok kötü oldu bizim için; çünkü intiharın olduğu dönemde, Karabağ sınırında çatışma oldu ve 2 Azeri asker öldü. İnsanlar “Siz bizim şehitlerimizi önemsemiyorsunuz, bir ibnenin öldüğünü yayınlıyorsunuz” diye medyaya saldırdı.
-
Kişisel olarak siz tepki alıyor musunuz?
Örgütü kurduktan sonra bir yıl ismimi sakladım, fakat geçen sene açıkladım, yüzümü gösterdim. Medya “İşte Nefes buymuş” dedi, beni hedef gösterdi. Facebook’ta benim fotoğraflarımla gruplar açıldı, tehditler yazıldı. Aralık ayında yaşadığım şehir Sumqayit’te dört kişi bana saldırdı. Etraftaki polislerin korkusuyla kaçtılar.
-
Peki, aileniz ve çevreniz ne diyor?
Ailemde herkesi kaybettim. Ailem olsaydı, bu kadar ileri gidebilir miydim, LGBT’ler için çalışabilir miydim, bilmiyorum. Büyük ihtimalle yapamazdım, çünkü dindarlardı. Ya ailemden, ya da bu mücadeleden vazgeçerdim sanırım.
-
Diğer insan hakları örgütleri, Nefes Azerbaycan örgütüne nasıl bakıyor?
Çalışan örgüt zaten çok az. 2010 yılının verilerine göre, 137 kişi politik nedenlerle hapishanede. Bunların en küçüğünün yaşı 17; Avrupa’da en düşük yaş burada. Bu kişiler de aslında politik nedenlerle değil, başka bahanelerle tutuklanıyor. Devletin yeni bir kara listesi var şu an. Yıl sonuna kadar 25 kişiyi tutuklamak istiyorlar. Bunlardan birisi de benim. Bizim “Başkan, yanıtla!” kampanyası onuruna dokunmuş.
-
Bu listede isminizin olduğunu nereden öğrendiniz?
Devlet içinden bilgi sızıyor bize de. “Böyle yapın”, “Şimdi bunu yapmasanız iyi olur, gözetleme altındasınız” gibi şeyler söyleniyor hep. Zaten, tüm orta yaşlardaki insan hakları savunucuları içeride. Sırada biz gençler var. Tek bir şey yapan biziz şu an çünkü.
-
Bu tutuklamalarla asıl amaç ne peki?
Eurovision Şarkı Yarışması sırasında, muhalefet fırsattan istifade ederek hükümetin politikalarını protesto etti. Uluslararası medyanın dikkatini çekmeye çalıştılar, çünkü ulusal medyada zaten seslerini duyuramıyorlardı. Aliyev zor durumda kaldı. 2015’te de Avrupa Olimpiyat Oyunları Azerbaycan’da yapılacak, ayrıca seçimler var. Bunlardan önce herkesi temizlemek istiyorlar ki hem seçimleri, hem olimpiyatları rahat geçirebilsinler.
‘Tutuklamalardan önce haber gelir size’
-
Korkmuyor musun peki?
Korkuyorum, çünkü içeri girersem hiçbir şey yapamam, aktivizme devam edemem. Tutuklamalardan önce haber gelir size. Birkaç gün kala ya da bir hafta kala öğrenirsiniz. O esnada birçok kişi yurtdışına kaçmaya çalışır. Tutuklanan aktivist Leyla Yunus da aynı şekilde, son anda yurtdışına çıkarken yakalanmıştı. Ben de durumun çok vahim olacağını hissedersem, yurtdışına kaçabilir; oradan Azerbaycan’daki LGBT hakları için savaşabilirim, diye düşünüyorum. En başta “LGBT birey de artık Azerbaycan’da tutuklanmalı artık, bunu da yaşamalıyız ki dünya bu problemi bilsin” diye düşünüyordum. Ama artık bir ilişkim var ve ben, onu da bu kararlarda düşünmek zorundayım. Ben her halükârda savaşacağım, Madagaskar’da dahi olsam oradan da savaşacağım.
-
Nasıl alınıyor tutuklanacağınızın haberi?
Önce banka hesabını bloke ediyorlar. Daha sonra yurtdışına çıkışınız yasaklanıyor. O arada kaçabiliyorsanız kaçmanız gerekiyor.