Pragmatik değil, somut, dürüst adımlar bekliyoruz. Yarın da, bu tür adımlar gördüğümüzde takdir, görmediğimizde ise eleştiriler yönelteceğiz seçilmiş cumhurbaşkanına. Her eleştirimizin ardında başka hesaplar arayan, Başbakan’ın bugüne dek yapıp ettiklerini sıralayarak bizlere “Bunlarla yetinmiyorsanız nankörsünüz!” diyenlere duyurulur.
Beklenen cumhurbaşkanlığı seçimi, beklendiği gibi, Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlandı. Türkiye’nin son 12 yılına damgasını vuran Erdoğan, başarılarına yenisini ekleyerek, 20 milyonu aşkın yurttaşın oyuyla, Çankaya Köşkü’nün halkın oylarıyla seçilen ilk sakini olmaya hak kazandı. Demokrasiye inancın gereği, toplumun tercihine ‘ama’sız saygı duymak ve bu başarıyı takdir etmektir. Biz de öyle yapıyoruz.
Başbakan Erdoğan, mücadeleci ama reformcu ilk yıllarının ardından, özellikle son yönetim döneminde, çok tartışmalı kararların, tepki uyandıran çıkış ve tutumların öznesi oldu. Muhafazakâr-İslami kesimin politik alandaki temsilini daimi bir kimlik mücadelesi haline getirerek, toplumu bölecek, kutuplaştıracak söylemler kullanarak, her an yeni düşmanlar yaratarak, bekâsını sağlama almaya çalıştı. Türkiye’nin sosyolojik gerçeklerini iyi bilerek ve bunları pragmatik bir şekilde kullanarak, amacına ulaştı da.
Sırf şu son haftadaki “Afedersiniz çok daha çirkin şeylerle bana Ermeni dediler” sözlerinin ardından sergilediği tavır bile bu pragmatizme örnek teşkil edebilir. Agos’un bu konudaki “Allah affetsin” manşeti, geçen hafta çok ses getirdi. Erdoğan, gösterilen haklı tepkilerden sonra dahi, bu konuda bir açıklama yapmadı, sözlerini tashih yoluna gitmedi. Bu arada, bizler, eleştirimizde, bazı yazarların iddia ettiği gibi, Başbakan’ın “çirkin” sıfatını Ermeniler için kullandığı noktasından hareket etmiş değildik. O sözlerde Ermeniliği âdeta lekeymiş gibi gören bir zihniyetin işaretlerini gördüğümüz için eleştirdik Erdoğan’ı.
Ancak aynı Erdoğan, seçim gecesi, balkon konuşmasında, “Ermeni ve Rum” sözlerini bu kez “afedersiniz” demeden kullandı. Türklük değil, Türkiyelilik vurgusu yaptı. Böylece, hata yaptığını açık açık kabul etmeden, çoğulcu Türkiye’ye doğru bir adım atmış oldu.
Bizler, bu adımların, böyle gelgitli değil, köklü ve derinden, Türkiye’deki algı kalıplarını değiştirmeye dönük olarak atılmasını arzu ediyoruz. Pragmatik değil, somut, dürüst adımlar bekliyoruz. Yarın da, bu tür adımlar gördüğümüzde takdir, görmediğimizde ise eleştiriler yönelteceğiz seçilmiş cumhurbaşkanına. Bunu hem yurttaşlık hakkımız, hem de yurttaşlık görevimiz sayıyoruz. Her eleştirimizin ardında başka hesaplar arayan, Başbakan’ın bugüne dek yapıp ettiklerini sıralayarak bizlere “Bunlarla yetinmiyorsanız nankörsünüz!” diyenlere duyurulur.