Türkiye’nin en köklü gazetelerinden biri olan Apoyevmatini, içinde bulunduğu darboğazdan çıkamıyor. Gazete, giderek artan maliyetler yüzünden, 90 yıldır yayına hazırlandığı, Beyoğlu Suriye Pasajı’ndaki bürosunu kapatacak. Basın İlan Kurumu’nun 2011 yılında büyük bir müjde olarak duyurduğu, azınlık gazetelerini resmi ilanlarla destekleme sözü de tutulmadı.
UYGAR GÜLTEKİN
uygargultekin@agos.com.tr
Türkiye’nin en köklü gazetelerinden biri olan Apoyevmatini, içinde bulunduğu darboğazdan çıkamıyor. Gazete, giderek artan maliyetler yüzünden, 90 yıldır yayına hazırlandığı, Beyoğlu Suriye Pasajı’ndaki bürosunu kapatmaya hazırlanıyor. Basın İlan Kurumu’nun 2011 yılında büyük bir müjde olarak duyurduğu, azınlık gazetelerini resmi ilanlarla destekleme sözü de tutulmadı.
Rum toplumunun geçmişten günümüze taşıdığı gazetelerden biri olan Apoyevmatini gazetesinin genel yayın yönetmeni Mihail Vasiliadis, Rum nüfusun neredeyse sıfır noktasına inmesinden dolayı aylık giderleri karşılayamaz durumda olduğunu belirterek, son yasa değişikliğiyle 10 yıldan uzun süreli kiracıların çıkarılmasının kolaylaştırılması nedeniyle 90 yıldır kullandıkları bürolarını da terk etmek zorunda kalacaklarını söyledi.
“Çok vaatlerde bulundular ama hiçbir destek alamadık. Kiracıyız. 90 yıllık kiracıyız. Kiracılar için 10 yıl yasası çıktıktan sonra bizim orada barınmamız mümkün değil” diyen Vasiliadis’e, Basın İlan Kurumu’nun azınlık gazetelerine destek olma sözünden sonra yaşananları sorduk. Deneyimli gazeteci, düzenlemenin ardından sadece bir kere bir belediye ilanı aldığını, nakit yardımın ise sadece iki kere ve azalarak verildiğini belirterek, “Şartlar giderek zorlaşıyor. Şiddetli bir kriz halindeyiz” dedi.
Vasiliadis, şunları söyledi; “Basın İlan Kurumu’nun yaptığı düzenleme ile uluslararası gözlemcilerin gözünde töhmet altında kalmaktan kurutuldular. Şu anda bize ilan verilmesi için herhangi bir yasak yok. Ancak diğer gazetelerde olduğu gibi bir zorunluluk yok. Resmi kurumların keyfine kalmış durum. Bunun asgari düzeyde de olsa mecburi kılınması gerekiyor.”
“İlan için tiraj diyorlar. Biz dünyanın en yüksek tirajlı gazetesiyiz. 605 Rum aile kaldı. Biz 600 gazete satıyoruz. Bu tiraja ulaşabilmek için Posta gazetesinin 23 milyon gazete basması gerekiyor.”
İstanbul’da Rumların nüfusunun 600 aileye kadar düşmesinin sorumlusunun Rumlar olmadığına dikkat çeken Vasiliadis, şunları söyledi; “90 binin üstünde olan nüfus zorla sınır dışı edilmelerle önce 30 binin altında indirildi. Bugün bin 700 kişiye kadar inmiş durumda. Eritme politikalarının sonucu. Hem mağdur ediliyorsun, hem de bu mağduriyete gerekçe göstererek desteği kesiyorlar. ”
Bakan Günay gitti sözler unutuldu
Apoyevmatini’nin 90 yıldır yayın yaptığı ve her köşesi bir tarih olan yazıhanesi için Kültür eski Bakanı Ertuğrul Günay destek sözü vermiş, yazıhanenin “Rum Basın Müzesi” olması için proje hazırlayacaklarını belirtmişti. Ancak Kültür Bakanı’nın değişmesinden sonra, verilen bu söz unutuldu.
Agos'un sözü:
Basın İlan Kurumu desteği yalan oldu
Basın İlan Kurumu Yönetmeliği’nde gerçekleştirilen değişikliğin ardından azınlık gazetelerine resmi ilan dağıtımı yapılmadığı gibi, onlardan bir de komisyon alınmaya başladı. Azınlık gazeteleri, büyük uğraşlar sonunda alabildikleri resmi ilanlar için artık kuruma yüzde 15 komisyon ödüyorlar. Örneğin Agos, kendi imkânlarıyla aldığı ilanlar için dahi son 1,5 yılda Basın İlan Kurumu’na 11 bin TL komisyon ödedi.
Türkiye’de yayın yapan Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani gazete ve dergileri devletten ve yerel yönetimlerden destek alamıyor. Bu gazeteler, reklam ve ilan açısından ayrımcı politikaların kurbanı oluyor. Basın İlan Kurumu (BİK), Türkiye’de yayın yapan yerel gazeteler de dahil bütün yüzlerce gazeteye resmi ilan dağıtıyor. Tirajlara göre dağıtılan bu ilanlar gazetelerin ayakta kalmasını sağlıyor. Kurum’un dağıttığı
ilanların toplam bedeli yıllık 350 milyon TL’yi buluyor. Ancak bu bütçeden azınlık gazeteleri hiç pay alamıyor.
2011 yılında, özellikle Apoyevmatini’nin artık yayın yapamayacak hale gelmesi ve kamuoyunun konuya duyarlılık göstermesi üzerine, BİK, sorunu çözme iddiasıyla bir mevzuat değişikliğine gidileceğini açıkladı. Bu amaçla, bir defaya mahsus geçici bir adım olarak, günlük azınlık gazetelerine 45 bin, haftalık gazetelere ise 35 bin lira destek sağlandı. Ancak, 2012 Şubat ayında, mevzuatta, söz verildiği gibi ‘resmi ilan’ değil, ‘resmi reklam’ düzenlemesi yapıldı. Oysa bu değişiklik gazetelerin resmi ilan almasını sağlamadı.
Yapılan değişiklikle, “Lozan Barış Antlaşması uyarınca, ‘Azınlık’ statüsünde sayılan cemaat mensupları tarafından yayınlanan gazeteler yazılı talepte bulunmaları halinde resmi reklam yayınlayabilir” ibaresi eklendi. Ancak düzenlemeden önce de, gazetelerin resmi reklam alması önünde zaten hiçbir engel bulunmuyordu. Değişikliğin ardından gazetelere BİK aracılığıyla neredeyse hiç resmi ilan veya reklam gelmedi. Bunun üzerine, Agos, 2013 yılında Basın İlan Kurumu’nun yenilemek istediği “destek” bağışını, söz verilen düzenlemenin yapılmadığı gerekçesiyle reddetti.
Değişikliğin ardından gazetelere resmi ilan dağıtımı yapılmadığı gibi, onlardan bir de komisyon alınmaya başladı. Azınlık gazeteleri, büyük uğraşlar sonunda aldıkları resmi ilanlar için kuruma yüzde 15 komisyon ödemeye başladılar. Örneğin Agos, kendi imkânlarıyla aldığı ilanlar için dahi son 1,5 yılda Basın İlan Kurumu’na 11 bin TL komisyon ödedi.