AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, partisi ile Fethullah Gülen Cemaati arasındaki ilişki üzerine konuştu. Özdağ, cemaatin AK Parti desteğinin 'politik alana girme hırsından çok', demokratikleşme hareketlerini desteklemekten ileri geldiğini söylerken, medyada cemaatin 'ikinci bir iktidar' gibi sunulmasından, ve hırslı bürokratların istismarından yakındı.
AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, “Cemaati istismar eden bürokratlar var. İktidarı kaybedersek kimse iktidar, cemaat diye ayırmaz. Hepimizi aynı kefeye koyar, gereğini yaparlar. Sonuç herkes için felaket olur” dedi.
AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, partisi ile Fethullah Gülen Cemaati arasında çatlak yaşandığı iddialarıyla ilgili konuştu. Vatan gazetesindeki özel habere göre Özdağ, şu açıklamalarda bulundu:
'Siyaset ele geçirilmez'
Ergenekon operasyonları başladığından beri bazı çevreler ısrarla Gülen Cemaati’ni suçluyor. Cemaat, tesadüflerin bir araya getirdiği insanlar yığını değildir. Belli fikri, ideolojik,dini, hatta politik tercihlerin bir araya getirdiği ortak-değerleri olan insanlar topluluğudur. Ortak değer din olabilir, fikri veya politik bir tercih olabilir, ahlaki bir öğreti olabilir. Gülen Cemaati, eğitim ve ahlaki değerleri ön plana çıkaran ve bu amaçla dünyaya açılan bir hareket. Mesajını Türkiye ile hudutlu tutmadığı için de Türkiye’yi ele geçirme gibi bir hedefi olamaz. Yüzlerce ülkede binlerce okul açarak Türk siyaseti ele geçirilmez. Darbelerin, muhtıraların, ilk hedefi cemaatler oldu. Takipler, tutuklamalar, yargılamalar kader halini aldı. Demokrasinin, özgürlüğün, adaletin değerini en çok onlar anladığı için, en çok onlar bu değerlerin savunucusu oldu. AK Parti’nin özgürlükçü, sivil, demokrat tavrı aynı talep ve ihtiyaçları dillendiren tüm toplumsal oluşumları AK Parti’yi, desteklemeye itti. Cemaat veya cemaatlerin AK Parti’ye desteği politik alana girme hırsından çok ifade ettiğim mecburiyetlerden kaynaklandı. Dolayısıyla, bu tutum politika yapma arzusunun değil, hizmeti sürdürme arzusunun bir ifadesidir. Aksi yöndeki analizler, iktidarı kışkırtma maksadına matuf olup, maksatlıdır.
'Destek verdiler'
Siyasi iktidarın son yıllarda yaptığı demokratikleşme hamleleri bu yüzden cemaatlerden büyük destek gördü. Kimi önemli operasyonlarda bu desteğin katkısı oldu. İktidarın tökezlediği anlarda imdada yetişerek sürecin devamına katkıda bulundular. Bu dönemde duruş ve tutumuyla en çok ön plana Gülen Cemaati çıktı. Başta Ergenekon olmak üzere tüm darbe hesaplaşmalarının sorumluluğu cemaatin üzerine yıkılmaya çalışıldı. Cemaat, medyanın kışkırtmasıyla ikinci bir iktidar odağı gibi takdim edildi.
'Hırslara yol açtı'
Cemaati yükselmenin aracı olarak gören kimi bürokratların kendilerine yer açmak için cemaati istismar etmeleri, ve bitmez tükenmez hırsları yol açtı. Gelinen nokta, tam da Ergenekoncuların, Balyozcuların istediği noktadır. İktidarı kendini ayakta tutan güçlerle çatışmaya, mücadele etmeye, bilek güreşi yapmaya itmek istiyorlar. Her iki tarafta kafası karışık olanlar da, buna hizmet ediyor. İktidar, geldiği noktanın temel dayanaklarından birinin cemaat veya cemaatler olduğunu unutmamalı, cemaat veya cemaatler de tüm kazanımları kendilerine mal etme hatasına düşmemelidirler. Çevik Bir’in 28 Şubat’ta söyledikleri herkesin kulağına küpe olmalıdır; ‘İslam’ın ılımlısı,mılımlısı olmaz hepsi aynıdır’. İktidarı kaybederseniz kimse iktidar, cemaat diye ayırmaz, herkesi aynı sepete koyup gereğini yaparlar, bu da herkes için felaket olur.