2006 yılında çektiği ‘Gündelikçi’ Türkiye’de ev işçilerinin yaşamlarını konu alan ilk film olarak heyecanla karşılanan Emel Çelebi’nin ikinci filmi ‘Kül Kedisi Değiliz’ aynı konuya devam ediyor. Üç senelik bir çalışmanın ürünü olan belgesel, ilk filmde biraz ‘bilinçsiz’ bıraktığımız kahramanlarını, bu kez örgütlü bir mücadele içindeyken izliyor.
EVRİM KAYA
evrimkaya@agos.com.tr
Yedinci yaşını dolduran belgesel film festivali Documentarist’in ilk yılından bu yana direktörlüğünü yapan Emel Çelebi’nin ikinci filmi ‘Kül Kedisi Değiliz’, geçen hafta yapılan festival kapsamında gösterildi. 2006 yılında çektiği ‘Gündelikçi’, Türkiye’de ev işçilerinin yaşamlarını konu alan ilk film olarak heyecanla karşılanan Çelebi, üç senelik bir çalışmanın ürünü olan ikinci filminde aynı konuya dönerek, ilk filmde biraz ‘bilinçsiz’ bıraktığımız kahramanlarını, bu kez örgütlü bir mücadele içindeyken izliyor. İki film de, ev işçiliğinin ve ‘görünmez emek’ olan ev içi emeğin görünürlük kazanması için verilen mücadelenin birer parçası. ‘Gündelikçi’nin Antalya Altın Portakal’da ve Seul Kadın Filmleri Festivali’nde birincilik ödülü alması da bu görünürlüğü artırmış. İlk film çekildiği sırada adı ‘İMECE Kadın Dayanışma Derneği’ olan örgütle yakın bir ilişki ve dayanışma içinde hareket eden Çelebi, ikinci filmde, derneğin adım adım Türkiye’nin ilk ev işçileri sendikasına dönüşmesi için verilen mücadeleyi kayıt altına alarak, pek çok toplumsal mücadeleye umut ışığı olacak bir yapıta imza atmış.
Emel Çelebi’yi tanımayanlar, onun, gözlemlediği kadınları bu denli doğallıkla, sanki vizörün deforme edici aracılığı yokmuş gibi aktarabiliyor olmasına şaşırmış olabilirler. Documentarist kapsamındaki gösterimin ardından yapılan söyleşide onunla tanışma fırsatını yakalayanlar ise, gözlerine yansıyan sahici ışıltıdan, bir belgesel yönetmeninden çok, çevresinde haksızlığa uğrayan birilerini görüp onların mücadelelerine dostça omuz vermeye çalışan, güzel bir insanla tanıştıklarını hemen anlamış olmalılar.
Çelebi, uzun yıllardır izlediği ev işçilerindeki değişiklikleri anlatırken, geleneksel ilişkilerin arkasına gizlenen sömürünün tehlikelerinin altını çiziyor. ‘Gündelikçi’de, örgütlü olmayan ev işçilerinin, işverenleriyle geleneksel abla - kız kardeş ilişkisi kurdukları için daha savunmasız olduklarını, başkalarının evinde çalışmak ile kendi evlerinde yerine getirdikleri ‘kadınlık görevleri’ arasında bir ayrım yapamadıklarını anlatıyor: “Belki de başkasının kirini temizlemeyi kendilerine yediremediklerinden kendilerini işçi olarak algılayamıyor ve işveren ve işle sevgi, akrabalık bağları kuruyor, kendilerini evin kızı gibi hissediyorlardı.”
Filme adını veren slogan
İlk filmden yedi yıl sonra tamamlanan ‘Kül Kedisi Değiliz’ ise, bu çarpık algı sonucunda, bir iş tanımı olmaksızın, evin her türlü yükünü üstlenen, sigortasız, güvencesiz ve belirsiz çalışma koşullarında bir tür gizli köleliğe mahkûm olan bu kadınların buldukları çıkış yolunu, İMECE Ev İşleri Sendikası’nın kuruluşunu tarihe kaydeden, canlı bir belge niteliğinde.
Çelebi, filmin, adını bu mücadeleden aldığını anlatıyor: “Bu kadınlar belediye otobüslerinde, meydanlarda, pazar yerlerinde, Ankara’da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın kapısında, hükümetin ev işçilerine insanca çalışma koşulları tanıması ve ev işinin İş Yasası kapsamına alınması için, ellerinde dövizler, şöyle haykırıyorlardı: ‘Masal bitti! Külkedisi değil, ev işçisiyiz! Haklarımızı istiyoruz!’ Filmin adı, bu yaratıcı slogandan geliyor.”
Peki, Çelebi’yi bu mücadeleyle tanıştıran ne olmuş? 2005’ten önce bir ofiste çalışırken, ayda bir eve gelen yardımcısıyla dertleştikçe, kendine “Ben ne yapabilirim?” sorusunu sorarak yola çıktığını anlatıyor. Feminizmle yolu da, ev işçilerinin sorunlarına merak sardığı dönemde kesişmiş. ‘Gündelikçi’den bu yana, evde temizliği kendisi yapıyormuş. “Ama asla camları silmiyorum” diye ekliyor, “Kimseye de sildirmiyorum.”
Ev işçilerinin mücadelesi ‘Gündelikçi’den, ‘Külkedisi Değiliz’e gelen süreçte, kazanımlar elde etmiş. Mayıs 2011’de, Fatma Aldal’ın İstanbul-Maltepe’de çalıştığı evin camlarını silerken düşerek ölmesinin ardından başlatılan kampanya sayesinde, ilk kez, bir ev işçisinin iş kazası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından görevlendirilen bir iş müfettişi tarafından araştırılmış. Sendikanın kurulması kazanımların artarak devam edeceğini gösterse de, iki büyük engel var: İnanması güç ama, ev işçilerinin yasal statüde bir sendikası olsa da, ev hizmetinde çalışanlar iş yasasına göre hâlâ işçi değil. Ayrıca, devlet, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün ev işçilerinin insanca çalışma koşullarını güvence altına alan sözleşmesi ILO 189’u imzalamamakta direniyor. İMECE’nin bu mücadelede kat edeceği çok yol var ve herkese, Emel Çelebi gibi, onların mücadelesine omuz verme görevi düşüyor.
İMECE Ev İşçileri Sendikası’nın hükümetten talepleri
1. Ev işçileri 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına alınmalıdır.
2. Bütün ev işçileri sosyal güvenlik şemsiyesine alınmalı, ev işçilerinin sigorta primi için teşvik verilmelidir.
3. Ev işçileri çalışanların kullandığı bütün hakları kullanabilmelidir. Bu haklar uygulanabilir ve erişilebilir olmalıdır.
4. Gündelikçi ev işçilerinin sigortalanması için hizmet çeki sistemi getirilmelidir. Uygulaması çok kolay olmalıdır.
5. Ücretli, ücretsiz tüm ev işçilerine yıpranma payı ve erken emeklilik getirilmelidir.
6. Özel istihdam büroları ve kiralık işçi büroları kapatılmalıdır. Modern köle ticaretine son verilmelidir.
7. Ev işçilerine sendikal örgütlenmesinin önü açılmalı, güvencesiz çalışanların üyeliği geçerli olmalıdır.
8. Evde (bakıma muhtaç) yaşlı ve engelli yakınına bakan kişilere Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan ödenen bakım ücreti, yardım olarak değil hak olarak sağlanmalıdır. Evde bakım hizmeti verenler sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır.
9. Göçmen ev işçilerinin iş koşulları iyileştirilmeli, çalışma izni işverene bağlı olmaktan çıkarılmalıdır.
10. Örgütlenme özgürlüğü, toplu iş sözleşmesi hakkı, her türlü zorla çalışma ve çalıştırılmanın tasfiyesi ve her türlü ayrımcılıkla mücadele ve kadın erkek işçilere eşit olanakların sağlanması gibi tavsiye kararlarını içeren ILO 189 Sözleşmesi imzalanmalıdır.
11. Kadınların sigorta primleri için doğum borçlanması hakkından yararlanmak için 'doğurmadan önce sigortalı olma şartı' kaldırılmalıdır.
İMECE EV İŞÇİLERİ SENDİKASI ile iletişim için:
Telefon: 0212 596 81 59
Adres: Doğan Araslı Bulvarı Örnek İş Merkezi Kat:1 No:31 Esenyurt/İstanbul
SÜPÜRGE AKADEMİSİ / ŞİŞLİ OFİSİ: Telefon: 0212 2223328
Adres: Darülaceze Cad. Bilaş İş Merkezi A Blok 4. Kat. D:39
No: 31 Şişli/İSTANBUL
SÜPÜRGE AKADEMİSİ / ALTINŞEHİR OFİSİ: Telefon: 0212 648 4888
Adres: Altınşehir Şahintepe Yıldız Sok. No:7 (Cumartesi pazarı sokağı) Başakşehir/İSTANBUL
SÜPÜRGE AKADEMİSİ / ANTALYA OFİSİ: Telefon: 0242 2441650
Adres: Muratpaşa Mah. 562. Sok. Çınar Apt. Kat 1 Daire: 6 (5. Noter’in yanı) Antalya/MERKEZ
SÜPÜRGE AKADEMİSİ / BURSA OFİSİ: Telefon: 0224 4519922
Adres: Nilüfer Dernekler Yerleşkesi Konak Mah. Seçkin Sok. No: 23/1 Nilüfer/BURSA
KulkedisiDegiliz TRAILER from Emel Celebi on Vimeo.