Ekmeleddin İhsanoğlu, Suriye ve Mısır konularında Türkiye’nin uyguladığı dış politika ile ters düşerken, ABD yönetimi ile ise tam bir görüş birliği içerisinde. Adı açıklandıktan sonra tarafsız ve entelektüel kimliğine vurgu yapılan İhsanoğlu, Papa XVI. Benedikt için kullandığı ‘O adam İslam düşmanı’ ifadesi ile dikkat çekmişti.
ELİF ATALAY
elifatalayposta@gmail.com
10 Ağustos 2014 tarihinde ilk turu yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için çatı adayı olarak ismi açıklanan İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) eski Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Suriye ve Mısır konularında Türkiye’nin uyguladığı dış politika ile ters düşerken, ABD yönetimi ile ise tam bir görüş birliği içerisinde. Adı açıklandıktan sonra tarafsız ve entelektüel kimliğine vurgu yapılan İhsanoğlu, Papa XVI. Benedikt için kullandığı ‘O adam İslam düşmanı’ ifadesi ile dikkat çekmişti.
CHP ve MHP tarafından alınan ortak kararla Cumhurbaşkanlığı aday adayı olarak açıklanan Ekmeleddin İhsanoğlu, bugünkü adı İslam işbirliği Teşkilatı (İİT) olan İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) 2004’te İstanbul’da yapılan Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda alınan genel sekreterin sandıkla seçilmesi kararının ardından, 1 Ocak 2005’te bu yolla seçilen ilk genel sekreter oldu. Bu göreve ilk defa Türkiye’den bir ismin seçilmesinde, dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olan, İhsanoğlu gibi akademik çalışmalarını bir dönem Exeter Üniversitesi’nde yürüten Abdullah Gül’ün yoğun lobi faaliyetleri etkili oldu.
Türkiye’de isim olarak çok tanınmadığı için Cumhurbaşkanlığı aday adaylığı eleştirilen İhsanoğlu, uluslararası kuruluşlar ve devletler nezdinde oldukça popüler ve etkili bir isim.
ABD desteği
1999’dan itibaren Birleşmiş Milletler’de dinsel hoşgörüsüzlüğü kınayan bir tasarı çıkartmaya çalışan ancak başarılı olamayan İİT, İhsanoğlu’nun dönemi olan 2011’de, BM Genel Kurulu ve İnsan Hakları Konseyi’nde tasarı metininde yapılan bazı değişikliklerle bu hedefini gerçekleştirdi. Tasarının kabul görmesinde başta Hillary Clinton olmak üzere Obama yönetiminin etkisi büyük oldu. Tasarı, kimi düşünce kuruluşları ve insan hakları savunucuları arasında ise ifade özgürlüğüne getirilen bir kısıtlama olarak nitelendirildi ve yoğun tepkiyle karşılandı.
Görevi süresince ABD yönetimi ile sıcak ilişkilerini sürdüren İhsanoğlu, Suriye konusunda AK Parti iktidarının yürüttüğü dış politika ile uyuşmayan görüşlerini 2012’de ABD’ye yaptığı bir ziyaret sonrasında açıkladı. İİT olarak Suriye'ye olası bir askeri müdahaleye karşı olduklarını, çözüme müzakerelerle ulaşılmasını istediklerini belirtirken, ABD yönetiminin de kendileriyle aynı görüşte olduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan İİT’yi Mısır konusunda sessiz kalmakla suçlamış ve “aynaya bakacak yüzü kalmadı” ifadelerini kullanmıştı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da aynı dönemde bizzat İhsanoğlu’nu hedef almış ve onu istifaya davet etmişti.
İslam coğrafyası ve Ortadoğu ile ilgili uzun yıllar yoğun bir bilgi birikimi ve diplomatik pratiği olan Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği bir mülakatta tüm bu suçlamalar için ““Ben polemiğe girmem. Polemik adamı değilim. Nokta” demekle yetindi.
Avrupa dışından Papa
İhsanoğlu, İTT tarihinde bir ilke daha imza atarak, geçtiğimiz yıl Vatikan Sarayı'nda Papa Francis ile bir araya geldi. Görüşme sonrası yaptığı açıklamada Vatikan ve İİT arasında ilişkilerin kurumsal olarak başlatılması ve geliştirilmesinin gerektiğini belirten İhsanoğlu, Suriye'de savaşın durdurulması, siyasi müzakerelerin gerçekleştirilmesi ve dış müdahale yapılmaması konusunda Vatikan’la da mutabakata vardıklarını belirtti.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Papa Francis ile kurduğu diyalogda, kendi ifadesine göre, yeni Papa’nın Avrupa coğrafyasından olmaması etkili oldu. Geçen Aralık’ta Genel Sekreterlik görevinin sona erecek olması nedeni ile Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i ziyareti esnasında ilk defa gerçekleşen bu görüşmeye de değinen İhsanoğlu, Papa XVI. Benedikt için “Bir önceki Papa ile görüşme ve tebrik olmadı. Çünkü o adam İslam düşmanı idi” ifadesini kullanırken, Papa Francis için ise “Ama şimdiki Papa'dan mesaj gelince, ben bunu memnuniyetle karşıladım. Çünkü ilk günden itibaren İslam dünyasına müspet mesajlar verdi. Kendisi Arjantinli; Avrupalı olmaması çok uygun. Çünkü Avrupalılarda çok farklı bir şey var” dedi. İhsanoğlu’na göre üç din arasında birtakım sorunlar var. “Diğer dinlerle en az problemi olan din biziz, çünkü biz diğer dinleri tanıyoruz; onlar tanımıyorlar” diyen İhsanoğlu’na göre, Musevilik ile Hristiyanlık arasında kan davası var.
“Atatürk tanrılaştırılıyor”
Ekmeleddin İhsanoğlu ismi açıklandıktan sonra gerçekleştirilen ilk grup toplantısında, Başbakan’ın konuyla ilgili hiçbir yorum yapmaması dikkat çekerken, İhsanoğlu Cumhurbaşkanlığı aday adayı olarak ilk geniş açıklamasını Cumhuriyet Gazetesi’nden Utku Çakırözer’e yaptı. Kendisi hakkında yöneltilen “Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı” iddiaları için üzüldüğünü ifade eden İhsanoğlu, Atatürk’ü, Cumhuriyet realitesini ve kazanımlarını inkâr etmenin yanlış olduğunu belirtti. Atatürk’ün Türkiye’de bir kesim tarafından yarı Tanrılaştırıldığına dikkat çeken İhsanoğlu, “Atatürk’ü ne kutsamalı ne de reddetmeliyiz. Türkiye’nin bu tartışmaları çoktan aşmış olması lazım. Cumhuriyet’in 100. yılında tarihimizi objektif ve rasyonel olarak ele alab