Rojava sınırında insan avı mı?

Şırnak Valisi Hasan İpek, bir kişinin öldüğü, bir çocuğun da gözlerini kaybettiği saldırılardan sonra “Biz Suriye’den gelen Suriye vatandaşlarının Türkiye’ye girişlerinde misafir muamelesi yapıyoruz. Ancak olayın yaşandığı yerde yanlış bir anlaşılma oldu” diyerek üzüntülerini belirtse de, Türkiye’nin Rojava sınırı politikası, yaşananların çok da tesadüf olmadığını gösteriyor.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com

Rojava’nın Derik kentinden Şırnak’ın Cizre ilçesine geçmek üzere sınıra gelen Rojavalı bir aileden Saada Darwich’in sınırı geçtiği sırada Türkiye tarafından ateş açılması sonucu hayatını kaybetmesi, Türkiye’nin Suriye sınırı politikalarını bir kez daha gündeme getirdi. Bir gün sonra da, Rojava’nın Dirbesiye kentinden Kızıltepe-Şenyurt’a geçmeye çalışan 14 yaşındaki bir çocuk, Türkiye tarafından açılan ateş sonucu ağır yaralandı ve iki gözünü kaybetti. Şırnak Valisi Hasan İpek, olaydan sonra yaptığı açıklamada, “Biz Suriye’den gelen Suriye vatandaşı insanların Türkiye’ye girişlerinde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak misafir muamelesi yapıyoruz. Ancak olayın yaşandığı yerde yanlış bir anlaşılma oldu” diyerek üzüntülerini belirtse de, 2013 yazından itibaren Türkiye’nin Rojava sınırı politikası, yaşananların çok da tesadüf olmadığını gösteriyor.

Ağustos 2013’te, İnsan Hakları Derneği, Ceylanpınar’da yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporda, Türkiye’nin Rojava’dan gelenlere kapılarını kapattığını, El Nusra üyelerinin ise Akçakale Sınır Kapısı’ndan geçerek tedavi edildiğini ifade etmişti. Daha sonra ise Türkiye, Nusaybin-Kamışlı sınırında bulunan tel örgüleri kaldırarak yerine duvar inşa etmeye başlamış ve büyük protesto gösterilerine rağmen duvarın yapımı Aralık ayında tamamlanmıştı.

Rojavalı gazeteci Barzan İso, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik sınır politikalarının giderek sertleştiğini ve bu ölüm olayının yaşanmasının sürpriz olmadığını söyledi. İso, 2013 yazından önce Suriye Kürdistanı’ndan Türkiye’ye girmeye çalışanların hiçbir sorun yaşamadığını, fakat yaz aylarından sonra durumun giderek kötüleştiğini ifade etti. Son zamanlarda Rojava sınırından geçmeye çalışanların üzerine açılan uyarı ateşlerinin artık ölümcül atışlara dönüştüğünü ifade eden İso için bu bir sınır politikası, Türkiye’nin tek başında uyguladığı bir politikadan çok, Suriye Kürtlerine karşı takınılan bölgesel bir tavır.

Irak Merkezi Yönetimi’nin sınırı kapatması ile Irak Kürdistanı’nın Rojava sınırında hendek açmasının aynı döneme denk geldiğini söyleyen İso, Suriye rejiminin de daha önce cephe açmadığı Kürtlere saldırmaya başladığını söyledi. Geçen ay, Kobani’de Türk mahallesinde yaşanan patlamanın Suriye rejimi tarafından gerçekleştirildiği düşünülüyor. Bunun yanı sıra, Esad rejiminin Suriye Kürdistanı’nda başta IŞİD olmak üzere İslamcı grupları, Rojava’daki silahlı birliklerle savaşmaları için desteklediği ve lojistik yardımda bulunduğu da iddialar arasında.

Sertleşen sınır politikalarına rağmen, bu denklemde, Türkiye’nin yeri halen tartışmalı. Türkiye’nin PYD ile geçmişe nazaran olumlu ilişkiler kurduğu konuşulurken, bölgedeki tek yakın müttefiki olan Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni karşısına almamak için Mesud Barzani’nin Rojava karşıtı politikalarına destek verdiği de söyleniyor. Suriye üzerine çalışan İsveçli gazeteci Aron Lund ise PKK, Rojava, Barzani, Özgür Suriye Ordusu, İslamcı muhalifler ve Esad rejiminin bileşeni olduğu bu ‘çok bilinmez’li denklemde Türkiye’nin politikasının tam olarak ne olduğunu tespit etmenin zor olduğunu söylüyor. Fakat kesin olan bir şey var ki, Türkiye, Rojava sınırında farklı bir politika uygularken, Hatay sınırından Türkiye’ye geçiş yapanlara dokunulmaması, ayrımcı bir siyasetin en net göstergesi.

Kategoriler

Güncel Dünya