Radikal gazetesinden Ömer Şahin, ‘Yurtta açılım cihanda açılım!’ başlıklı bugünkü yazısında, Başbakan Erdoğan’ın, Ruhban Okulu'ndan cemevlerine, Gezi'den İsrail'e kadar Türkiye'nin iç ve dış ilişkilerini ilgilendiren kritik konularda yeni adımlar atacağını dile getirdi.
Hükümet yeni bir reform dalgası için düğmeye basacak. Ankara, Ermeni açılımından sonra iç ve dış kamuoyunu yakından ilgilendiren şaşırtıcı adımlar için hazırlıklarını yapıyor. Özellikle paketler cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere ayarlı olacak. Hükümetin ajandasında Ruhban Okulu’nun açılması, İsrail’le normalleşme, cemevlerine statü, liberallerle buluşma gibi başlıklar ön planda.
30 Mart seçimlerinden zaferle çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşması ile siyasi iklimi yumuşatması bekleniyordu. Bu olmadığı gibi, şimdiye kadar da seçimin atmosferi devam etti. AK Parti’nin siyasi mutfağında bir süredir yeni gündem başlıkları pişiyor. Başbakan Erdoğan önemli hamlelere hazırlanıyor. 23 Nisan günü yapılan ve tüm dünyada yankılanan ‘Ermeni açılımı’ başlangıçtı. Bunun devamı geliyor. Başbakan’ın masasında kronikleşen ve yıllardır çözüm bekleyen sorunlar var. Bu sorunların bir kısmı Türkiye’nin sosyal barışıyla yakından ilgili. Bir kısmı da dış politikanın öncelikli sorunları. Sorunların çözüm takvimi zamana yayılmış durumda. 2015 yılındaki genel seçimlere kadar başlıkların tamamı gündeme gelecek. Başbakan Erdoğan, yeni bir reform dalgasıyla cumhurbaşkanlığı seçimine gitmek ve dünya kamuoyundaki imajına pozitif katkı yapmak istiyor.
1 Mayıs sonrası yumuşama
Başbakan Erdoğan’ın atacağı adımlar zaman ayarlı olacak. Taksim krizi nedeniyle 1 Mayıs’ın gergin geçmesi bekleniyor. Gezi’nin yıldönümü olan 31 Mayıs’a aynı gerginlik taşınmayacak. Siyasal iklimi yumuşatacak adımlar Mayıs ayında geliyor. AK Parti kurmayları açısından ilişkilerde değişiklik beklenmeyen ve istenmeyen tek bir istisna var. O da Fethullah Gülen Grubu. 17 Aralık operasyonu ile zirve yapan kavgayı bitirme niyeti görünmüyor. En azından 2015 seçimlerine kadar ilişkilerin bu şekilde gideceği tahmini yapılıyor. İşte hükümetin ajandasındaki açılımlar:
CEMEVLERİ: AK Parti’nin Alevi Açılımı bir noktaya geldikten sonra tıkanmıştı. Sorunların düğüm noktasını cemevlerinin statüsü oluşturuyor. İktidar partisi, cemevlerine yasal statü verilmesine artık sıcak bakıyor. Bu konuda yasal düzenleme gelebilir. AK Parti, Alevi vatandaşların bu talebinin yerine getirilmesinin sokağa yansıyan toplumsal tepkileri azaltacağına da inanıyor. Gezi olaylarının yıldönümü öncesi cemevleriyle ilgili başlık gündeme gelecek.
RUHBAN OKULU: Hükümet, uzun zamandır Ruhban Okulu’nun açılabileceğine dair sinyaller veriyordu. Beklenti, Yunanistan’ın müftü atamaktan vazgeçmesi ve Atina’ya cami yapılması olarak açıklandı. Yani ‘mütekabiliyet’ ilkesinin hayata geçirilmesi. Türkiye, karşılık beklemeksizin Ruhban Okulu’nun açılmasına bir adım daha yaklaştı. Hükümetin bu konudaki hazırlıkları bitti. Formüller hazır. Başbakan Erdoğan’ın talimatı bekleniyor.
İSRAİL İLE NORMALLEŞME: Dış politikadaki sorunların başında İsrail’le ilişkiler geliyor. Mavi Marmara olayı sonrası gerilen ilişkiler normalleşme yolunda ilerliyor. Türkiye, İsrail’e önkoşul olarak 3 madde iletmişti. Özür şartından sonra tazminatlarda da anlaşma noktasına gelindiği biliniyor. Mayıs ayı içerisinde tazminatla beraber Gazze’ye yardım konusunda somut gelişmeler olabileceği söyleniyor. AK Parti kaynakları en kısa sürede İsrail ile karşılıklı olarak büyükelçilerin göreve başlatılacağı beklentisinde.
GEZİCİLERLE DİYALOG: Hükümet, 2003-2009 arası çok iyi ilişkiler yaşadığı ‘liberal’ kalemlerle 2011 sonrası köprüleri atmıştı. O ilişkilerin yeniden onarılması isteniyor. AK Parti kurmayları ‘yeminli’ dedikleri bazı isimler dışında demokrat duruşundan taviz vermeyen ve son dönemde hükümeti eleştiren isimlerle görüş alış-verişinde bulunmayı düşünüyor. Bu isimlerin bir kahvaltı sofrasında Başbakan Erdoğan’la bir araya getirilmesi planlanıyor. Aynı şekilde ‘vandalizm’e tepki koyan ama kent bilinci, çevre duyarlılığı nedeniyle iktidara kızan ‘Gezici’lerle görüşülmesi de olasılıklar arasında.
Ajandada cemaat ile yumuşama yok. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın birçok alanda atacağı adımlar arasında ‘paralel yapı’ diye aylardır yüklendiği Fethullah Gülen grubu olmayacak. Bürokrasideki tasfiyeler devam edecek. Başbakan Erdoğan, Köşk’e çıksa dahi cemaatle olan ‘kavga’yı devam ettirme niyetinde.
AB İLE YENİ DÖNEM: AB ile ilişkiler son birkaç yıldır rölantide yürüyor. AK Parti, reform rüzgârları estirerek Avrupa Birliği’yle ilişkileri canlandırma niyetinde. Ankara-Brüksel arasında temas trafiği yoğunlaşacak. Bunun için AB’nin de sıcak baktığı bazı yasal düzenlemeler hızlı bir şekilde Meclis gündemine gelecek.
ŞEFFAFLIK YASASI: Bu yasaların başında siyasetin finansmanının görünür ve denetlenebilir hale geldiği kamu yönetiminde ‘Şeffaflık Yasası’ geliyor. Dar ve ya daraltılmış bölge ile yüzde 10 barajını düşürmek isteyen AK Parti, AB’nin şikâyetçi olduğu siyasi partiler ve seçim kanunundaki bazı maddeleri daha demokratik hale dönüştürmeye sıcak bakıyor.
AYASOFYA’DA NAMAZ: Ayasofya’nın ibadete açılması muhafazakâr liderlerin hayaliydi. AK Parti’nin de bunu istediği biliniyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bu konuda bir gelişme beklentisi yaygın. Uluslararası camianın koyabileceği tepki düşündürüyor. İbadete açma olmasa bile en azından İstanbul’un fethi haftası bazı İslam ülkesi devlet başkanları ile Başbakan Erdoğan’ın Ayasofya’da namaz kılacağı öne sürülüyor.