Yüz yıl sonra aynı dua: Artık barış olsun

Suriye’nin kuzeyindeki Rakka şehrinin Tel Abyad ilçesindeki çatışmaların etkilediği Urfa’da yaşayan mülteci ailelerden biri onlar. Aileyi yüzbinlerce mülteciden ayıransa köklerinde saklı. Yaklaşık 100 yıl önce ‘Büyük Felaket’ döneminde Mardin’den göçen anneannelerinin hatırasını taşıyorlar hâlâ. Tek istekleri ise keskin nişancı ateşi ile yaralanan oğullarının sağlığına kavuşması…

SERDAR KORUCU
serdarkorucu@hotmail.com

Suriye’nin kuzeyindeki Rakka şehrinin Tel Abyad ilçesindeki çatışmaların etkilediği Urfa’da yaşayan mülteci ailelerden biri onlar. Aileyi yüzbinlerce mülteciden ayıransa köklerinde saklı. Yaklaşık 100 yıl önce ‘Büyük Felaket’ döneminde Mardin’den göçen anneannelerinin hatırasını taşıyorlar hâlâ. Tek istekleri ise keskin nişancı ateşi ile yaralanan oğullarının sağlığına kavuşması…

Ermenilerin Auschwitz'i olarak tanınan Der Zor’dan geliyor aile. İlk görüşte onları diğer Sünni – Arap ailelerden ayıran hiçbir özellikleri yok. Kadınların başlarındaki örtüleri, yanlarından ayırmadıkları seccadeleriyle dindarlıklarını belli ediyorlar.

11 çocuk annesi Faziye ise Hıristiyan köklerini anlatmaktan çekinmiyor. Geldikleri şehrin tarihi sorulduğunda başlıyor anneannesinin geçmişini anlatmaya. Osmanlı’nın tehcir ettiği yüzbinlerce Ermeni’den biri olduğunu söylüyor önce. Mardin’den geldiğini biliyor. Fakat orada nasıl bir hayatı olduğuna dair fikri yok. Dedesi ile tanışmasını bir “aşk” hikayesi olarak tanımlıyor. “Birbirlerini çok sevmişler” diyor sonrasındaysa ekliyor “Belki de onun yanında kendini güvende hissetti, kim bilir?” Bugün yüz yıl önce anneannesinin tehcir edildiği topraklara sığınmış durumda savaştan kaçmak için. Aklı ise 11 çocuğunun geleceğinde, özellikle de Mazin’de.

Ailenin ortanca çocuğu Mazin, 2012 yılının Haziran ayında Rakka’ya giden ailenin eşyalarını almak için aynı yılın Ekim ayında Der Zor’a dönmüş. Amacı Türkiye’ye geçtiklerinde hayatlarını sürdürebilecek parayı sağlamakmış. Ancak çatışmaları duyduğunda çıktığı balkonda keskin nişancı ateşine maruz kalmış. Şehirdeki diğer kardeşi onu hastaneye götürmeye çalışmış. Ancak savaşta onu tedavi edecek yer bulmakta zorlanmış.

Rejim güçlerinin hastaneye gidenleri gözaltına alması nedeniyle... 7 saat boyunca aradıkları doktoru sonunda bir sahra hastanesinde bulmuşlar. Fakat tedavi için Gaziantep’e sevki istenmiş, omuzlarından aşağısı tutmadığı için. Bu kararın ardından önce Mazin ve kardeşi ardından tüm aile Türkiye’nin yolunu tutmuş.

Son durak Urfa

Hastanede tanıştıkları bir Türk aile evlerini açmış aileye. 20 gün onlarda misafir olmuşlar. Sonrasındaysa oğullarını hastaneden çıkartıp Urfa’nın Harran ilçesine taşınmışlar. En son durakları ise Urfa’nın Eyyubiye mahallesi olmuş. Bugün verdikleri yaşam savaşında tek istekleri Mazin’in iyileşmesi. Her hafta evlerine gelen Hayata Destek Derneği’nin fizyoterapisti Abdurrahim ile gülüyor yüzleri. Her geçen güç zayıflayan, kasları eriyen oğullarının yeniden ayağa kalkması için yakarıyorlar Tanrı’ya hep birlikte. 1915’te anneannelerinin söküldüğü topraklarda bugün belki onun da ağzından dökülen aynı duayı ediyorlar: Artık barış olsun!

FOTOĞRAF: Kerem Yücel

Kategoriler

Güncel Gündem

Etiketler

Urfa mazin