24 Mart’ta yapılacak Yükseköğretime Giriş Sınavı’na (YGS) sayılı günler kaldı. Sınava hazırlanan Ermeni öğrenciler, bu yıl sınava dahil edilen ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ soruları nedeniyle sıkıntılı.
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
Milli Eğitim Bakanlığı ve ÖSYM yetkilileri sınavda genel ahlak bilgisi sorularının yer alacağını ifade etse de, ÖSYM’nin hazırladığı örnekler arasında Kuran-ı Kerim’den bir soru olması kafalardaki soru işaretlerini artırdı. Dersten muaf olan öğrencilere yönelik bu ayrımcı uygulamanın bir benzerinin yaşandığı Çek Cumhuriyeti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde mahkûm olmuştu.
Cihan Yeşilyurt |
Dolaylı ayrımcılık
Ayrımcılık hukuku üzerine çalışan Nurcan Kaya, hukuk literatüründe iki çeşit ayrımcılıktan söz edildiğini belirtiyor: “Farklı bir kimliği olan bir gruba meşruluğu olmayan farklı bir muamele yapmak, ‘doğrudan ayrımcılık’ olarak tanımlanır. Öte yandan, farklı özellikleri olanlara aynı muameleyi yapmak suretiyle farklı grubu dezavantajlı duruma düşürerek dolaylı ayrımcılığa maruz bırakmak da mümkün olabilir. Türkiye’deki öğrencilerin çoğunluğu, ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ adlı, ağırlıklı olarak İslam dini konusunda bilgiler içeren bir ders alıyor. Bu dersi almayan azınlık öğrencilerinin de girdiği yükseköğretim sınavında, derste yer alan bir konudan soru sorulması dolaylı ayrımcılığa yol açacaktır; zira bu dersi almayan öğrenciler, dersi alanlara kıyasen dezavantajlı duruma düşecektir. Sonuç olarak azınlık okullarındaki müfredatta Nur Suresi’ne ilişkin bir konu yoksa ama diğer okullarda okutulan din dersinde varsa, buna dair soru sorulması açık bir şekilde dolaylı ayrımcılıktır.”
AİHM’in Çek Cumhuriyeti kararı
Kaya, AİHM’in, eğitim hayatında dolaylı ayrımcılık içeren bir davada, Roman çocukları dezavantajlı bir duruma düşüren Çek Cumhuriyeti’ni haksız bulduğunu ifade ediyor.
‘DH ve diğerleri’ olarak anılan dava, Çek Cumhuriyeti’nin, okula başlama yaşındaki çocukları, bir seviye belirleme testine tabi tutması üzerine açıldı. Ülkedeki tüm çocuklarla birlikte bu teste giren Roman çocuklar, başta dil farklılığı olmak üzere, çeşitli kültürel ve psikolojik nedenlerle başarısız oldu ve diğer okullara göre geri bir müfredatın uygulandığı ‘özel okul’lara gönderildi. Roman vatandaşların Çek Cumhuriyeti aleyhine açtığı davada, AİHM, çocukların dolaylı ayrımcılığa uğradığını belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 1 No’lu Protokol’ün ‘eğitim hakkı’na yer veren 2. maddesinin ve Sözleşme’nin 14. maddesinde yer alan ‘ayrımcılık yasağı’nın ihlal edildiği yönünde karar verdi.
Nurcan Kaya, yerleştirme sınavlarında din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kapsamında ele alınan bir konuda soru sorulması halinde, bu dersi almayan tüm öğrencilere ayrımcılık yapılmış olacağını ve AİHM’e başvurulması halinde mahkemeden bu yönde bir karar çıkacağını belirtti.
Öğrenciler olumsuz etkilenecek
Fen Bilimleri Dershanesi Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt, gayrimüslim öğrencilerin bu değişiklikten olumsuz etkileneceğini ve sıralamada geri düşeceklerini ifade etti. Konu hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Yeşilyurt, şu değerlendirmede bulundu: “ÖSYM, genel ahlak bilgisine dayalı sorular sorulacağını belirtse de, sınavda öğrencilerin karşısına ne çıkacağı belli değil. Son dakikaya kadar da belli olmayacak. Bu nedenle, öğrencilerin en azından genel ahlak dersine çalışmasını öneriyoruz. Böyle sorular çıkarsa çok fazla sıkıntı yaratmayacağını düşünüyorum. Ama İslamiyet ile ilgili detaylı sorular sorulursa gayrimüslim öğrenciler bundan olumsuz etkilenecek. Düşünün ki, bir net binlerce kişiyi geride bırakmanıza neden oluyor bu sınavlarda. İki sınavda 13 soru, gayrimüslim öğrencilerin sıralamada geride kalmasına neden olabilir. Bence gayrimüslim öğrenciler için alternatif sorular hazırlanmalı.”